*Fotoğraf: AA (Arşiv).
Almanya'da yaklaşık iki buçuk ay önce yapılan genel seçimlerin ardından haftalarca süren görüşmelerden sonra Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP) yeni hükümeti oluşturacak koalisyon sözleşmesine imza attı.
Koltuğu Angela Merkel'den devralacak olan Olaf Scholz, SPD, Yeşiller ve FDP'nin genel başkanları ve meclis grup başkanları Salı günü Berlin'de bir araya gelerek 177 sayfalık koalisyon sözleşmesini imzaladı.
İmzalar atılmadan önce konuşan müstakbel başbakan Scholz, bu sözleşmenin "ülkede ilerlemenin organize edilebilmesi için" iyi bir temel olduğunu söyledi.
Scholz, üstesinden gelinmesi gereken zor bir görev olduğunu dile getirerek, koronavirüse karşı yürütülen mücadelenin tüm güçlerini ve enerjilerini alacağını belirtti.
Sıfır emisyon vurgusu
dpa'da yer alan habere göre Yeşiller Eş Başkanı ve yeni hükümetin müstakbel Ekonomi ve İklim Koruma Bakanı Robert Habeck ise, "Bugünden itibaren bir hükümet oluyoruz" dedi.
Korona pandemisiyle mücadelenin yanı sıra, ajandalarında büyük yapısal değişikliklerin olduğunu belirten Habeck, buna örnek olarak Almanya'nın karbon nötr bir rotaya sokulması ve karbon nötr olma ile refahın bir araya getirilmesi hedeflerine işaret etti.
Robert Habeck, "Bu görevin üstesinden birlikte geleceğiz" söyleminde bulundu.
TIKLAYIN - Bir siyasetçinin portresi: Angela Merkel
"Büyük bir tutkuyla"
FDP Genel Başkanı ve yeni hükümette Maliye Bakanı olacak Christian Lindner ise konuşmasında, "Şimdi harekete geçme zamanı" dedi.
Lindner, koalisyon müzakerelerini hatırlatarak, "Daha fazla ilerleme kaydetmeye cesaret etmek istediğimizi söyledik, bu haftadan itibaren ilerleme üzerinde çalışmak istiyoruz" şeklinde konuştu.
Yeşiller Eş Başkanı ve yeni hükümette Dışişleri Bakanlığının başına gelmesi beklenen Annalena Baerbock de, koalisyon anlaşmasının Almanya'daki "çeşitliliği yansıttığını" söyleyerek, görevlerinin sözleşmeyi öngörüyle, pragmatizmle "ve büyük bir tutkuyla" hayata geçirmek olduğunu belirtti.
TIKLAYIN - Almanya: Noel öncesi yeni hükümet anlaştı
Üç partinin Türkiye bakışları
Hür Demokratlar (FDP). Parti, bu yılki seçim manifestosunda, 2017'de olduğu gibi, Almanya'nın liberalleri katılım müzakerelerinin sona ermesini savundu:
Manifestoları "Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından otoriter bir şekilde yönetilen bir Türkiye, üyelik için aday olamaz" diyor.
26 Eylül seçimleri için hazırlanan programında Yeşiller, "Siyasi hedefimiz, AB üyeliği için görüşmelerin yeniden başlatılmasıdır" derken, bunun ancak Türkiye'de demokrasi ve hukuk devletine geri dönüşü sağlayacak bir "U dönüş" ile mümkün olabileceği belirtiliyor.
Yeşiller, Türkiye'de son dönemde hukuk devleti ve insan hakları alanındaki ihlaller kınanırken, "Türkiye'de demokrasi ve hukuk devleti, eşitlik ve insan hakları için mücadele edenlerin yanında duruyoruz" diyor.
Parti programında AKP hükümetinin "agresif dış politikasından" vazgeçerek çok taraflı dış ve güvenlik politikasına dönmesi beklentisinin altı çiziliyor.
Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden çıkma kararını iptal etmesi de kayda geçirilen beklentiler arasında yer alıyor.
Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) seçim manifestosunda ise Türkiye bu üç cümleyle yer alıyordu:
"Türk hükümetinin iç ve dış politikasındaki gelişmeleri kaygıyla izliyoruz. Türkiye hukukun üstünlüğü, demokrasi ve uluslararası hukuk ilkelerine saygı göstermelidir. Bu konuları eleştirel bir şekilde ele almak için AB ile Türkiye arasındaki diyaloğu yoğunlaştırmak çok acil."
(PT)