*Fotoğraflar: Maraş/AA, Niyazi Kızılyürek/Wikipedia.
Dört yıl aradana sonra tekrar başlayan Kıbrıs müzakereleri her zamankinden daha karışık bir hal alıp tıkanıklıkla sonuçlanırken, gündemde doğalgaz aramaları, Maraş'ın açılması gibi Türkiye'nin de müdahil olduğu pek çok kalem var.
Avrupa Parlamentosu Kıbrıs Milletvekili akademisyen yazar Niyazi Kızılyürek, Kıbrıs meselesindeki son gelişmeleri bianet'e yorumladı.
Son olarak Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye Maraş'ın açılması konusunda uyarı geldi. Birliğin kendini savunmak için elindeki tüm gereçleri kullanacağı belirtildi.
"Maraş ısrarı işleri zorlaştırıyor"
Kızılyürek bununla ilgili "Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Maraş konusundaki ısrarı dünya kamuoyunun sert tepkisini çekti" derken ekliyor:
"Avrupa Birliği en yüksek düzeyde uyarılarda o zaman da bulunmuştu. Kıbrıs sorunu genel olarak zor bir zamandan geçiyor, bir de bunun üzerine Maraş gibi bir konunun gündeme gelmesi işleri zorlaştırıyor."
"Kısa vadede çözüm görünmüyor"
Kıbrıs ile ilgili kısa bir vadede çözümün olası olup olmadığını sorduğumuz Kızılyürek şunları söylüyor:
"Kıbrıs'taki son müzakerelerin tıkanmasının ve iki devletli çözüm ısrarıyla Kıbrıs'ta kısa vadede bir çözüm göremiyorum. Uzun vadede ise 2023'te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerine bakmak gerekiyor.
2004'te Kıbrıs'ta federal devletli çözüm yönünde söylemlerde bulunan ve buna sıcak bakan AKP, şimdi zıt bir politika izliyor. Ancak Avrupa Birliği ile ilişkiler ve doğalgaz meseleleri dolayısıyla bu noktaya tekrar gelinebileceğini de düşünüyorum."
"Türkiye Kıbrıs seçimlerine müdahil oldu"
Türkiye yönetiminin Kıbrıs'ın içişlerine fazlasıyla müdahil olduğunu belirten Kızılyürek şöyle konuşuyor:
- Türkiye, Kıbrıs'taki son seçimlere tamamen müdahil ve taraf olmuştur. Federal devletli çözüme sıcak bakan Mustafa Akıncı'nın seçilmemesi için her yol denenmiştir.
- Bu müdahale Kıbrıs'taki Türk toplumunda tepkilere neden oldu. Erdoğan'ın son Kıbrıs ziyaretinde muhalefet partilerinin meclisteki görüşmeyi boykot etmeleri de bunun açık göstergesiydi.
- Dış politikada yalnızlaşan Türkiye, doğalgaz ve benzeri konularda Kıbrıs'ı da zora sokmakta. Türkiye'nin Kıbrıs'ın içişlerine müdahil olmaktan vazgeçmesi gerekiyor.
"Pasaportların alınmasına karşıyım"
Kızılyürek, Kıbrıs'taki profilin isteğiyle ilgili ise şunları söylüyor:
"Kıbrıs'ta Kuzey Kıbrıs'ta genelde gençler çözüm isterken, Güney Kıbrıs'ta daha çok orta yaşlılar çözüm yanlısı. Güney Kıbrıs'taki gençlerin pasaport, vize gibi problemleri olmaması onlara direkt olarak bir çözüm gerekliliği düşündürtmüyor."
Son olarak Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis'in Ersin Tatar ve bazı bakanların pasaportlarının iptal edilebileceği uyarısını sorduğumuz Kızılyürek, bu konuyla ilgili ise şöyle konuştu:
"Herhangi bir yurttaşın pasaportunun alınmasına şiddetle karşıyım, bunu faşizan rejimler yapar. Bunu uygulamak çok yanlış bir politika olur."
Kıbrıs hakkında notlar
- 1960'ta kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nde her iki toplum da yüzde 70 Rum- yüzde 30 Türk oranında her kurumda temsil hakkına sahipti.
- Kıbrıs, 1974 yılından beri bölünmüş durumda. Ada, kuzeyi bir Kıbrıs Türk hükümeti ve üçte ikisi Kıbrıslı Rumlar tarafından yönetilen, uluslararası alanda tanınan ve Avrupa Birliği (AB) üyesi olan Kıbrıs Cumhuriyeti (Güney Kıbrıs) şeklinde bölündü.
- Türklerin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) olarak adlandırdığı Kuzey Kıbrıs - yaklaşık 300 bin nüfusa sahip - sadece Türkiye tarafından bağımsız bir devlet olarak tanınırken, dünyanın geri kalanı onu Kıbrıs'ın bir parçası olarak görüyor. Yasaklı Kıbrıs tatil beldesi Maraş geçen yıl yeniden açıldı.
(PT)