Fotoğraflar: Sosyal medya via middleeasteye.
Middle East Eye, gazeteci Reema Saad'ın son anlarını ailesiyle konuşarak haberleştirdi.
30 yaşındaki Filistinli gazeteci, üçüncü hamileliğinin dördüncü ayındaydı ve Ramazan Bayramı'ndan birkaç gün sonra bebeğinin cinsiyetini öğrenecekti.
Reema'nın kız kardeşi Samar Saad, Middle East Eye'a "Hamile olduğunu öğrendiğinde Reema çok mutlu oldu" derken anlattı:
"Oğlu Zaid, bebeğin bir erkek olmasını umuyordu, ona Zain diyecekti, ama Mariam küçük bir kız kardeş istiyordu ve ona her bebeğin erkek olduğunu söyleyerek dalga geçtiğimizde ağlıyordu."
Ancak Çarşamba günü yerel saatle 01.50'de, aile Gazze Şehri'nin Tal al-Hawa semtindeki apartmanlarında uyurken, İsrail'den gelen hava saldırısı konut binasına çarptı.
Reema ve dört yaşındaki Zaid olay yerinde öldürülürken, Reema'nın kocası olan 30 yaşındaki Muhammed el-Telbani hastanede yoğun bakıma kaldırıldı.
İki yaşındaki Meryem kayıp
Enkazın altında iki yaşındaki Meryem hâlâ kayıp.
Reema ve Zaid, geçen haftadan bu yana işgal altındaki Filistin topraklarında artan şiddetin ortasında Pazartesi'den bu yana kuşatma altındaki Gazze Şeridi'nde İsrail hava saldırılarında öldürülen 119 Filistinli arasında yer alıyor.
Gazze Sağlık Bakanlığı'na göre, ölenlerin 119'u 31 çocuk ve 19 kadından oluşuyor.
Gazze'deki sayısız aile, gelecekleri aniden sona eren sevdiklerinin sarsıcı kaybını yaşarken bombardımanlarda 830 kişi daha yaralandı.
"Hoşçakal diyemedim"
Reema'nın annesi Samia Saad, kızını geceyi evlerinde geçirmesi için çağırmıştı - ancak MEE'ye Reema'nın evde kalmaya karar verdiğini ve yaşadığı mahallenin hedef alınmayacağına ikna olduğunu söyledi.
Samia, "Kocasıyla kalmak istediğini, evinin aşırı kalabalık ve güvenli bir mahallede olduğunu söyledi" derken son konuşmalarını şöyle anlattı:
"Saldırıdan önce görüntülü sohbet ettik ve çocuklar bana korktukları için yataklarını ebeveynlerinin yatak odasına nasıl taşıdıklarını gösterdiler. Bana iyi geceler dilediler ve uyumaya gittiler."
Bomba düştüğünde uyuyorlardı
Samar, hava saldırısı evlerini vurduğunda Reema, kocası ve çocuklarının hepsinin uyuduğunu söyledi.
"Reema, işi yorucu olduğu için geç saatlere kadar ayakta kalmaktan hoşlanmazdı" dedi. "Her zaman erken uyurdu ve mahallesinin hedef alınacağını beklemiyordu."
İsrail güçleri tarafından Gazze'de hedef alınan binalar arasında düzinelerce medya ofisinin bulunduğu konutlar ve binalar yer alıyor.
Bunlardan ikisi tamamen dümdüz olmuş halde.
Samia, kızının kaderini öğrenmeye çalışırken yaşadığı korkunç anları aktarıyor:
"Oğlum beni uyandırdı ve el-Yazji fırınının önündeki bir apartmanın hedef alındığı haberini duyduktan sonra iyi olup olmadığından emin olmak için Reema'yı aramamı istedi.
"Onu defalarca aradım ama telefonu açmadı. Ona mesajlar gönderdim, ancak konuşma penceresinde internet bağlantısının olmadığı yazıyordu. Ben de giyindim ve oğlumla onun evine koştum. "
"Morga bakabileceğimizi söylediler"
"Bize kocasının yoğun bakım ünitesinde olduğunu söylediler. Kızım ve çocukları hakkında soru sorduğumda morga bakmamız gerekebileceğini söylediler" diye devam etti:
"Onu görmeme izin vermediler çünkü bunu kaldıramayacağımı söylediler. Oğlum onu gördü ve kimliğini doğruladı. Bana onu bu şekilde görmeye dayanamayacağımı söyledi. Kafatası kırılarak açılmış ve beyni görünüyormuş."
Sağlık görevlileri, Reema'nın ailesine, Meryem'in hâlâ kayıp olan küçük bedeninin enkaz altında parçalara ayrılmış olabileceğini söyledi.
"Onu göremedim, vedalaşamadım," diyor anne Samia: "Onu gömmeden önce en azından son bir kez eve getirmelerini istedim. Onu getirdiler ama tabutunu açmama izin vermediler. "
Babası da ilaçsızlıktan ölmüştü
Kızının ve torunlarından en az birinin yeni kaybının acısını çeken 51 yaşındaki Samia, Birinci İntifada sırasında İsrail güçleri tarafından öldürülen ağabeyi ve ilaç eksikliği nedeniyle 2009 yılında ölen kocasını anımsatıyor.
Samar, tüm ailenin birbirine çok bağlı olduğunu söylüyor:
"Annem Reema'ya çok bağlıydı. Bize her zaman aramızda ayrım yapmadığını, ancak Reema'nın özel olduğunu söylerdi.
"Reema her gün annemi ziyaret ediyordu ve Reema'nın işi ve yoğun hayatı nedeniyle birbirlerini göremediklerinde messenger'da görüntülü sohbet ediyorlardı."
Reema'nın kız kardeşi, yeğeni ve yeğeninin kendi birkaç aylık kızı için ne kadar heyecanlı olduğunu hatırlıyor.
"Zeyd ve Meryem, kızımın onlarla oynayabilmesi için büyümesini bekliyorlardı. Ama şimdi onları tanımadan gittiler. Beni ve kızımı yalnız bıraktılar."
"Keşke bu kabustan uyansam"
Gazze'nin güneyindeki Han Yunus ilçesinde yaşayan Samar, devam eden hava saldırıları tehdidi ortasında Reema ve Zeyd'in cenazelerine katılmak için zamanında Gazze'ye gidemedi.
"Annem yoğun bombardımandan dolayı gelmememi istedi. Bana başka bir kızını daha kaybetmek istemediğini söyledi "dedi. "Hala tam bir şoktayız. Keşke uyanabilsem bu kabustan. Onu kaybedeceğimi hiç düşünmemiştim. "
Kız kardeşini kaybetmenin kederi ortasında, Samar'ın hiç soluk alacak zamanı olmadı. MEE ile konuşurken, ailesinin Gazze Şehri'nin batısındaki mahallesinde başka bir hava saldırısının vurulduğu haberini aldı.
"Allah'ım kalbim kanıyor, ailemin evinin yanı sıra Rabat kolejini de hedef aldılar" diyor.
Ailesinin iyi olduğunu doğrulaması birkaç dakikasını alıyor, komşu evlerde sadece maddi hasar var.
"Saldırılar yüzünden arayamıyorum"
Üçüncü Saad kız kardeşi Sally, Reema'nın ölümünü son bir buçuk yıldır yaşadığı Belçika'da öğrendi.
"Reema'nın evi bombalandığında uyuyordum. Kocamın [telefonda] konuşmasıyla uyandım. Bana haberi hemen anlatmadı. Onaylanana kadar bekledi. "
Sally, çok uzakta olduğu ve ailesiyle birlikte olamadığı için yıkılmış hissettiğini söylüyor.
"Anneme ve kardeşlerime destek olamıyorum çünkü onların yanında değilim; hava saldırıları yüzünden onlarla çok sık konuşamıyorum" diye açıklıyor ve ekliyor:
"Her gün görüntülü sohbet yapardık; ben, annem, Samar, Reema ve çocukları. Artık sadece annem ve ben konuşabiliyorum. O da kardeşlerim, yoğun bombardımandan dolayı arayabildikleri zaman."
"Kendini adamış bir gazeteciydi"
Sally, kız kardeşini şefkatli bir anne olarak ve aynı zamanda kendini adamış bir gazeteci olarak hatırlamak istiyor ve bayram kutlamaları öncesinde Reema ile son konuşmalarını hatırlıyor.
Sally, "Sürekli olarak bize bayram için çocukları için alması gereken kıyafetleri soruyordu - ama aynı zamanda çok hırslıydı ve her zaman insanlara serbest iş bulmalarında yardımcı olacak bir proje başlatma planlarını tartışıyordu," diyor Sally.
En az 46 gazeteci öldü
Filistin Gazeteciler Sendikası'na göre, 2000 ile 2020 yılları arasında İsrail güçleri en az 46 Filistinli gazeteciyi öldürdü. İsrail'in 2014 yılında yalnızca Gazze'ye karşı yürüttüğü savaşta 16 kişi öldürüldü.
Reema'nın yakın arkadaşlarından Razan al-Saafin, MEE'ye medyada çalışmayı sevdiğini ancak aynı zamanda girişimcilik konusunda tanınan bir isim olduğunu söylüyor:
"Haberleri duyduğumdan beri, mesaj uygulamasını açmayı ve ona 'Tanrı ruhunu korusun' yazmayı düşünüyordum - ama sonra cevap vermeyeceğini hatırlıyorum."
(PT)