*Fotoğraf: AA.
Amerika Birleşik Devletleri'nin (ABD) seçilmiş başkanı Joe Biden'ı göreve başladıktan sonra bekleyen problemler yumağından öne çıkanlardan biri de İran.
Geçen yılın başında ülkenin kilit askeri isimlerinden Kasım Süleymani'nin öldürülmesi ve sonrasındaki gelişmeler ABD-İran ilişkilerini olduğundan daha fazla karmaşıklaştırdı.
Geçen hafta Başkan Donald Trump'ın ekibi İran Körfezi'ne saldırı planı hazırlığı olduğu gerekçesiyle B-52 bombardıman uçaklarını gönderdi, ABD'nin bölgedeki nükleer uçak gemisi USS Nimitz'in geri getirilmesi talimatını geri aldı.
Öte yandan Pazartesi günü İran 2015'te imzalanan nükleer anlaşmayı ihlal ederek gelişmiş düzeyde uranyum zenginleştirme faaliyetine başladığını açıkladı.
İran'ın saldırı olasılığı
Trump İran'dan ya da Irak'ta onunla bağlantılı milislerden gelebilecek bir saldırıya, ABD tarafından bir can kaybı yaşanması halinde karşılık vereceğini söyledi.
Voice of America'nın haberine göre ABD'li yetkilileri endişelendiren senaryo, İran'ın Irak'ta ya da Körfez Bölgesi'nde Trump yönetiminin karşılık vermesini gerektirecek bir saldırı düzenlemesi.
Bunun bölgede daha kapsamlı bir savaşı tetikleyebilecek şekilde gerilimi tırmandırmasına uzmanlar kesin gözüyle bakıyor.
ABD'nin de, Beyaz Saray'ın ilk olarak İran'ın ABD personeline yönelik saldırı planladığını iddia ettiği 2019 yılı Mayıs ayından bu yana uçak gemisini bölgede tutmaya bu nedenle karar verdiği belirtiliyor.
Biden'ın kilit önemi
Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Donald Trump, 2018'in Mayıs ayında İran'la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmişti. Hemen akabinde sıkı ekonomik ambargolar uygulamaya başlandı.
Yeni seçilen ve 20 Ocak'ta göreve başlayacak olan ABD Başkanı Joe Biden ise, anlaşmaya geri dönmeyi hedeflediği "Tahran'ın anlaşmaya sıkı bir şekilde uyması halinde" ambargoları kaldıracağını söyledi.
20 Ocak'ta göreve başlayacak olan Biden, New York Times'a verdiği röportajda "Bu zor olacak ama dünyanın o kısmında son ihtiyacımız olan şey nükleer kapasiteye sahip olması" dedi.
Uranyum %20 zengileştirilebilir
Geçen yıl Aralık ayının başında İran Parlamentosu, Birleşmiş Milletler'in (BM) nükleer tesislerdeki denetimlerinin durdurulmasını ve uranyum zenginleştirme faaliyetlerinin artırılmasını öngören bir yasa tasarısı geçirdi.
Yasa, İran'a yönelik yaptırımların iki ay içerisinde hafifletilmemesi durumunda, uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirmeye geri dönmesini öngörüyor.
- NOT: 2015'te imzalanan nükleer anlaşmaya göre İran uranyumu sadece yüzde 3,67 oranında zengileştirecekti. Ancak yaptırımlar sonrası 2019 Temmuz'undan bu yana İran yüzde 4,5 oranında uranyum zenginleştiriyor. Yasa onaylanmadan önce Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, hükümetinin "diplomasiye zarar verici" diye tanımladığı düzenlemeye destek vermediğini söylemişti.
Uranyum oranı neyi değiştirir?
Sadece çok özel bir uranyum izotopu - uranyum 235 - nükleer enerji veya silahlar için kullanılabilir.
Nükleer reaktörler genellikle % 3-5 arası saflık seviyesine sahip zenginleştirilmiş uranyum kullanır.
Silah sınıfı olarak kabul edilen bir seviyeye ulaşmak için, saflık seviyesinin% 80-90 civarında olması gerekir.
Bundan daha düşük konsantrasyona sahip bir nükleer silah oluşturmak hala mümkündür, ancak silah çok daha büyük, daha ağır ve hareket ettirilmesi zor olacaktır.
Bununla beraber zenginleştirmenin en zahmetli kısmı% 0-20 arasındadır - bu seviyeye ulaşıldığında zenginleştirme oldukça hızlı bir şekilde% 90'a çıkabilir.
Associated Press'e göre, yeni çıkarılmış bir üründe her 140 uranyum 238 atomu için bir uranyum 235 atomu vardır.
İran'ın% 3,67'lik sınırına ulaşmak için, istenmeyen uranyum 238 izotoplarından 114'ünün çıkarılması gerekiyor.
Ancak% 20 saflık seviyesine ulaştıktan sonra, her bir uranyum 235'e yalnızca dört uranyum 238 atomu vardır.
Bu, kalan dört istenmeyen maddenin% 90 konsantrasyona ulaşmak için ekstrakte edilmesi gerektiği anlamına gelir.
(PT)