Fotoğraf: Ekmek ve Gül
Türkiye’de kadınlar 6284 Sayılı Kanun kapsamındaki haklarından yararlanmak, boşanma davası açmak, devam eden boşanma davasını takip etmek, velayetin de[1]ğiştirilmesi, nafakaya dair haklarını öğrenmek ve talep etmek gibi konularda adli yardım desteğine ihtiyaç duyuyor.
Mor Çatı’nın 2021’de hazırladığı rapora göre, kadınların adli yardım bürolara erişiminde en sık karşılaştığı sorunlardan biri de ekonomik koşullar ve yargı sistemindeki aksaklıklar.
Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kadriye Bakırcı, yaptığı çalışmalar sonucundaherkes için adli yardıma eşit erişimin sağlanması için, yargılama öncesi hukuksal danışmanlık ve rehberlik hizmetlerini de kapsayan kanun yolu masrafları sigortasının sosyal güvenlik sistemine dahil edilmesinin en iyi çözüm olacağını söylüyor.
Bu konuda, Mülkiyeliler Birliği Dergisi Feminist Politika Özel Sayısı’nda “Kadınların Şekli ve Maddi Adalete Erişiminde Sosyal ve Ekonomik Hak Olarak Adli Yardım Hakkı” başlıklı bir makalesi de yayımlanan Prof. Dr. Bakırcı, bianet’in sorularını yanıtladı.
“Kadınlara dair adli yardımla ilgili özel bir mevzuat yok”
Adli yardım nedir?
Adli yardım, adalet sistemine eşit erişim olanağı olmayan kişilere, hukukçulardan ücretsiz veya daha düşük bir ücret karşılığında hukuksal danışmanlık hizmeti alma, temsil edilme, savunulma ve yargılama giderlerinden muafiyet sağlanarak, hak arama özgürlüğünün kullanımında eşitliği ve adalete eşit erişimi sağlamanın mekanizmalarından biri.
Sosyal devlet, hukuk devleti, maddi eşitlik, silahlarda eşitlik ilkelerinin gereği olarak devletler, hak arama özgürlüğünün kullanımında eşitliği sağlamak üzere gerekli mekanizmaları oluşturmak zorunda olup, adli yardım kurumları da bu ilkeleri yaşama geçirmek amacıyla oluşturulmuş en önemli mekanizma.
Peki, adli yardımın kadınlar açısından özellik arz eden yönü ve kadınlar açısından önemi ne?
Kadınları hukuk yollarına başvurmaktan ve adalete erişimden alıkoyan hukuksal engeller, kurumsal engeller, sosyal engeller, kültürel engeller yanında, finansal/ekonomik engeller de büyük rol oynamaktadır. Dolayısıyla adli yardım mekanizmalarının kadınların adalete erişimi bakımından önemi daha büyüktür. Ayrıca kadına yönelik ayırımcılık bazı kadınları farklı derecelerde veya erkeklere ve diğer kadınlara kıyasla daha farklı biçimlerde etkiliyor.
Etnik köken/ırk, yerel halktan veya azınlıktan olma durumu, renk, sosyo-ekonomik durum ve/veya sınıf, dil, din veya inanç, siyasi görüş, milliyet, medeni durum ve/veya annelik durumu, yaş, kentsel/kırsal yerleşim durumu, sağlık durumu, engellilik, mülkiyet durumu, lezbiyen, biseksüel, trans birey ve interseks kimliği gibi birtakım faktörler nedeniyle kesişen ayırımcılık, kadınlar için adalete erişimi daha da zor hale getiriyor.
Dolayısıyla kadınların güçlendirilerek adalet sistemlerine erişiminin güvence altına alınmasında hayati önem taşıyan unsurlardan bir tanesi, hukukun bütün alanlarında yargısal ve yarı yargısal süreçlerde ücretsiz veya düşük maliyetle adli yardım sağlanması diye özetleyebiliriz.
Kadınların adli yardım hakkı konusunda uluslararası ve ulusal mevzuatta durum nedir?
İstanbul Sözleşmesi, kadınların (ve kız çocuklarının) adli yardım hakkına yer veren ilk uluslararası belgedir. BM’nin Ceza Adalet Sisteminde Adli Yardıma Erişim İlkeleri ve Kılavuzu, kadınların ve çocuklar başta olmak üzere güç koşullardaki grupların adli yardım hakkına yer veren, adli yardıma özgülenmiş ilk uluslararası belgedir.
Kadınların adli yardım hakkı, BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi’nin (CEDAW Komitesi), BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi çerçevesinde kabul ettiği Kadınların Adalete Erişimine İlişkin 33 No’lu Genel Tavsiye Kararı’nın yanı sıra, yine CEDAW Komitesi’nin Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması Sözleşmesi çerçevesinde kabul ettiği Kadınlara Yönelik Toplumsal Cinsiyete Dayalı Şiddete İlişkin ve 19 sayılı Genel Tavsiye Kararını güncelleyen 35 sayılı Genel Tavsiye Kararı’nda da düzenlenmiş bulunuyor.
Türk Hukuku’nda adli yardım hakkı, hukuk davalarında, idari davalarda ve ceza davalarında tanınmıştır. Türk Hukuku’nda kadınların adli yardım hakkıyla ilgili özel bir mevzuat mevcut değildir.
“Sorunlar var”
Türkiye Hukuku mevzuat ve uygulaması uluslararası hukuk ile paralel midir?
Türk Hukuku’nda uluslararası hukuk ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla oluşturulmuş standartlara uygunluk konusunda sorunlar mevcuttur. Kadınların adli yardım hakkına veya çocuklara veya güç koşullardaki diğer kişilere özgülenmiş özel mevzuat mevcut değildir.
6284 sayılıKanun’da,Kanun kapsamında şiddetin önlenmesi ve verilen tedbir kararlarının etkin olarak uygulanmasının izlenmesi bakımından şiddet önleme ve izleme merkezleri tarafından adlî yardım hizmetlerinin verilmesinin sağlanması öngörülmektedir. Yabancılarla ilgili, adli süreçte ve ceza yargılamasında çocuklar, kendisini savunamayacak derecede malul veya sağır ve dilsiz olanlar, belli suçların mağdurları ile ilgili düzenlemeler mevcuttur.
Türk Hukuku’nda arabuluculuk ve uluslararası mekanizmalara başvuru, adli yardım kapsamında değildir. Uluslararası ve bölgesel hukukta adli yardım, yargılama öncesi hukuksal danışma hakkını da kapsamakla birlikte, Türk Hukuku mevzuatındaki adli yardım hakkı dar kapsamlıdır.
Öte yandan hukuk davalarında adli yardımdan yararlanmak, bazı koşullara bağlandı. Bunlar, başvuru, yoksulluk koşulu ve kanıtlanması, vekaletname verme, zorunlu yargılama giderlerinin karşılanması, haklılık ve karşılıklılık koşulları olarak sayılabilir. Dolayısıyla adli yardıma erişim kolay değildir. Ayrıca uluslararası hukuk ve içtihat hukuku yoluyla belirlenmiş adli yardımı gerçekleştirme standartlarına uygunluk açısından sorunlar mevcuttur.
Örneğin, adli yardımın kurumsallaşması; dilsel, coğrafi ve fiziksel engellerin ortadan kaldırılması, toplumsal cinsiyet birimlerinin oluşturulması, erişimde eşitliğin sağlanması, çocuğun üstün yararının gözetilmesi, adli yardım yararlanıcılarında haklara ilişkin bilincin artırılması, usuli işlemlerin sadeleştirilmesi, adli yardımı sağlamada hükümet dışı kuruluşlarla işbirliği yapılması yoluyla adli yardımın erişilebilir olmasının sağlanması; avukat yardımından ‘’etkin’’ olarak yararlanmanın sağlanması, hizmet sağlayıcılarının yetkinliği ve toplumsal cinsiyete duyarlılığının artırılması, avukatlık ücretlerinin yeterli olmasının sağlanması, adalet sisteminin hesap verebilirliğinin artırılması (veri toplama ve şeffaflık, hizmetin izlenmesi, denetlenmesi ve değerlendirilmesi) yoluyla adli yardımın niteliğinin veya kalitesinin artırılması; vealternatif çare ve koruyucu mekanizmaların tesis edilmesi standartlarına uygunluk konusunda sorunlar mevcuttur.
Sizce, çözüm ne olmalı?
Türkiye’deki iyileştirme çabalarına rağmen, özellikle kadınların ve güç koşullardaki veya özel ihtiyaçları olan kişi veya grupların adli yardıma erişiminde ciddi sorunlar mevcuttur.
Bu nedenle yargılama öncesi hukuksal danışmanlık ve rehberlik hizmetlerini de kapsayan kanun yolu masrafları sigortasının sosyal güvenlik sistemine dahil edilmesi sorunu kökten çözecek diye düşünüyorum.
Prof. Dr. Kadriye Bakırcı hakkındaHacettepe Üniversitesi İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Anabilim Dalı Başkanıdır. Lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini İstanbul Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Çeşitli tarihlerde The Institute of Advanced Legal Studies’de; The London School of Economics and Political Science, Cambridge Üniversitesi, Stockholm Üniversitesi, Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültelerinde; Lund Universitesi İşletme Hukuku Bölümü’nde ve Uluslararası Çalışma Örgütü’nde (Cenevre’de) misafir öğretim üyesi olarak bulunmuştur. Cambridge Üniversitesi’nin yaşam boyu üyesi, Avrupa Birliği İş Hukuku Ağı’nın ve Avrupa Birliği Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Hukuku Ağı’nın Türkiye temsilcisi. Kadınlara Yönelik Şiddet Avrupa Ağı üyesi. Ayrıca çeşitli uluslararası hukuki ağlara ve ulusal kadın hakları ağlarına üyedir. Çok sayıda yayımlanmış ulusal ve uluslararası kitabı, uluslararası ve ulusal makaleleri ve tebliğleri mevcut. |
(EMK)