* Fotoğraf: Ekoloji Birliği
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Manisa’nın Gördes ilçesinde faaliyet gösteren META Nikel Kobalt işletmesine ait atık barajına giden borulardan birisinde nedeni bilinmeyen bir şekilde patlama yaşandı.
Patlamanın etkisiyle borunun içindeki beyaz renkli sıvı bölgedeki toprakları beyaz renge bürünmesine sebep oldu. Ayrıca patlamanın yaşandığı bölgenin yakınındaki dereye akması ilçe halkını endişeye sürükledi.
CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu; borunun patladığı bölgeye giderek yaşananlar hakkında hem çevre halkından hem de META Nikel Kobalt firmasına ait yetkililerden bilgi aldı.
Şirket, sıvının kalsiyum karbonat olduğunu iddia etti
Ekoloji Birliği’nin aktardığına göre, borunun patladığı alanda incelemelerde bulunan CHP’li Bakırlıoğlu yaptığı açıklamada, firma yetkilileri ile yaptığı görüşmede akan beyaz sıvının kalsiyum karbonat olduğunun belirtildiğini ifade ederek, esas sonucun alınan numunelerden sonra ortaya çıkacağını dile getirdi:
“Gördes ilçesindeki tavşan alanı denilen bölgede hayvanlarını otlatan bir çobanını gönderdiği görüntü üzerine bölgeye inceleme yapmaya gittik. Gördes ilçesinde faaliyet gösteren Meta Nikel işletmesine ait atık barajına giden borulardan birisinin patladığını ve patlayan yerden beyaz bir sıvının aktığını gözlemledik.
“Kaç saattir aktığını tam olarak bilmiyoruz. Ancak yaptığımız gözlemlerde beyaz sıvının uzun bir süre akarak çevreye yayıldığını ve yakınında bulunan bir dereye karıştığını gördük. Şirket yetkililerinden aldığımız bilgilere göre akan beyaz sıvının kalsiyum karbonat olduğunu, yani kireç olduğunu ifade ediyorlar.
“Asit seyreltmekte kullandıkları bir sıvı olduğunu söylüyorlar. Çevre Şehircilik müdürlüğünü yetkililerini bölgeye davet ettik. Yetkililer geldiler ve numune aldılar. Şirketin bize beyan ettiği kalsiyum karbonat mı yoksa başka bir şey mi olduğunu tam bilmiyoruz. Alınan numune örneklerinden sonra ortaya çıkacak.
Dereden akan su baraja gidiyor
Patlayan borudan akan beyaz sıvının bölgedeki toprağa ve patlamanın yaşandığı yerin yakınındaki dereye aktığını söyleyen CHP’li Bakırlıoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Atık havuzuna giden borunun patladığı yerin yakınından geçen ve beyaz suyun aktığı deredeki suların tarımsal sulamada kullanılan Çiçekli Barajı’na aktığını öğrendik. Çiçekli Barajı ayrıca, Meta Nikel firmasının da sanayi su ihtiyacını da karşılıyor. Bu nedenle konuyu DSİ’ye bildirdik.
“Çiçekli Barajı’nda tarımsal amaçlı kullanılan suda herhangi bir sıkıntını olup olmayacağı konusunda araştırma yapmaları için talepte bulunduk. Şimdi iki kurumun sonuçlarını bekleyeceğiz.”
İlçedeki tehlike büyük
CHP’li Bakırlıoğlu ayrıca, Gördes ilçesinde faaliyet gösteren ve günde bin ton sülfürik asit kullandığı belirtilen Meta Nikel firması tarafından bölgede birtakım sıkıntıların yaşandığını belirterek, en büyük tehlikenin firmanın bölgede Türkiye’nin en büyük sülfürik asit tesisini kurmak istemesi olduğunu söyledi:
“Meta Nikel firması tarafından sadece bu sıkıntı yaşanmıyor. Geçtiğimiz yıllarda atık barajından kaynaklı sorun sebebiyle neredeyse çevresel bir felaket yaşanacaktı. Ayrıca geçtiğimiz aylar işletmeye sülfürik asit taşıyan tankeri de kaza yapmıştı.
“Bu firmanın sülfürik asitle yaptıkları faaliyetler bu bölgede büyük risk uyandırıyor. Eğer böyle giderse bu çevresel felaketler yaşanmaya devam edecek. Firma ayrıca geçtiğimiz aylarda Türkiye’nin en büyük sülfürik asit tesisini kurmak ve kapasite artırmaya gitmek için ÇED başvurusunda bulunmuştu.
“Tüm itirazlara rağmen firmaya ‘ÇED’ olumlu raporu verildi. Yani önümüzdeki günlerde bu firma kapasite artırımına gidecek. Bu nedenle önümüzdeki aylarda bölgeyi büyük bir tehlike bekliyor. Hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın en büyük sülfürik asit fabrikası burada yapılacak. Bölge önümüzdeki günlerde daha büyük çevre felaketleriyle karşı karşıya kalabilir.”
Giresun ve Ayvalık'tan sonra üçüncü patlama
Ayvalık
13 Aralık'ta Balıkesir, Ayvalık’a bağlı Karaayıt Köyü yakınlarında Bilfer Madencilik tarafından işletilen ve sürekli kapasite artıran demir cevheri zenginleştirme tesisine ait depolama alanında atık dağı çöktü.
Madenin çökmesiyle beraber atık yığını içindeki ağır metaller dere suyuna karıştı. Söz konusu dere bölgenin sulama ihtiyacını karşılıyor ve aynı zamanda Ayvalık için ilerde içme suyu sağlaması da hedeflenen Madra Barajı’nı besliyordu. Yaklaşık 11 yıldır Ayvalık'a bağlı Karaayıt köyüne 300 metre uzaklıkta faaliyetlerini sürdüren Bilfer demir zenginleştirme tesislerinin atık depolama alanındaki pasa tepesi, Ocak 2021’de yoğun yağışın ardından yine çökmüştü.
Pasaların içindeki ağır metalli kimyasal kirlilik, köyün altından geçen dereye karışarak madene yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki Madra Barajına akmıştı. Şirket o dönem, atık depolama alanının çevresine beton bloklar koyarak önlem aldığını açıklamıştı.
Karaaayıt Köyü’nün meralarına el konarak işletilen Ayazmant Demir Madeni Projesinin açık ocak kısmı yıllardır Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporundan muaf işletiliyor. Şirketin 2020 yılında başvurduğu, “Ayvalık Bilfer Maden Atıkları Düzenli Depolama Tesisi Projesi” içinse tüm itirazlara rağmen “ÇED olumlu” kararı verildi. Karar, Ayvalık Tabiat Platformu ve Ayvalık Belediyesi tarafından dava edildi ancak mahkeme ÇED Olumlu kararını onadı.
Şebinkarahisar
18 Kasım’da da Giresun'a bağlı Şebinkarahisar ilçesinde Yıldızlar Holding'e bağlı Nesko Madencilik AŞ’ye ait Kurşun, Çinko, Bakır Ocağı ve Zenginleştirme Tesisinde kullanılan siyanür atıklarının depolandığı flotasyon tesislerindeki havuzlar patlamıştı.
Patlamayla birlikte tesisin çevresinde bulunan dereye karışan atıklar, derenin devamında bulunan Kılıçkaya Barajına ve Kelkit Irmağına ulaşmıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, olaydan 16 gün sonra, 7 Aralık’ta, "İşletmeye, çevreye verdiği kirlilik nedeniyle en üst sınır olan 12 milyon lira idari para cezası uygulanarak işletme faaliyetten men edilmiştir” açıklaması yaptı.
Olayın ardından maden atık sahasında inceleme yapan Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Trabzon Şubesi'nce rapor hazırlandı. Tesise ait 2 No'lu atık barajının gövdesinin bir kısmının yıkılarak, binlerce ton zehirli ağır minerallerin önce 1 No'lu baraja sonra da Darabul Deresi'ne döküldüğünün belirtildiği raporda; atıkların dere sularıyla sürüklenerek 5 kilometre uzaklıktaki Kılıçkaya Barajı'na ulaştığı ve 4 bin 500 tondan fazla kimyasal atığın çevreye yayıldıktan sonra temizlendiği kaydedildi.
Raporda, tesisin yapıldığı yerin doğru seçilmediği, kara yolu ve su kaynaklarına yakın olduğu, Türkiye’nin deprem kuşağında olması nedeniyle ortak ölçekli depremlerde dahi bu tür tesislerin büyük felaketlere zemin oluşturabileceği görüşüne de yer verildi.
(TP)