Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Türkiye'deki yüzde 10'luk seçim barajıyla ilgili nihai kararını verdi ve barajın "serbest seçim hakkı"nın ihlali olmadığına hükmetti.
Ancak, barajın aşırı olduğunu belirten mahkeme seçim sürecinin şeffaflığı için Avrupa Konseyi organlarının barajın indirilmesiyle ilgili tavsiyesine katıldığını da yazdı. Barajın partileri şeffaflığa katkıda bulunmayan taktiklere yönelttiğini belirtti.
Dört yargıç karşı oy kullandı
AİHM Büyük Dairesi bugün (8 Temmuz) duyurulan kararında, her ülkenin kendi siyasi evriminin bulunmasından hareketle, seçim barajının etkilerini görmek için doğruluğunu ve önlemleri değerlendirdi.
Büyük Daire'nin 17 yargıcından dördü, Françoise Tulkens, Nina Vajiç, Renate Jaeger ve Jan Sikuta, karara karşı oy kullandı. Heyette Türkiye'den Rıza Türmen yer aldı.
Bağımsız adaylık etkisiz değil
2007 seçimlerinde bağımsız adaylar yönteminin etkisiz olmadığını, 1991 ve 2007 seçimlerinde siyasi koalisyonların oluşturulduğunu yazan AİHM, 2002 seçimlerindeki 14,5 milyon oyun Meclis'e yansımamasını da ekonomik, siyasi krizlere ve depremin etkilerine bağladı. Bunun 1983'ten beri Meclis'e yansımayan yüksek oy oranının tek örneği olduğunu vurguladı.
Mahkeme, barajdan etkilenen partilerin bu etkileri azaltacak stratejiler izlediğini, bazen bu stratejilerin tersine sonuç verdiğini de yazdı.
AİHM Türkiye'deki Anayasa Mahkemesi'nin adil temsil ve hükümet istikrarı arasındaki dengeyi korumaya yönelik çabalarının olduğuna da dikkat çekti.
Avrupa Konseyi'nin en yüksek seçim barajı
Mahkeme, Türkiye'deki seçim barajının Avrupa Konseyi'ndeki en yüksek baraj olduğunu da belirtti. Yalnızca üç ülkenin yüzde 7 ve yüzde 8 gibi yüksek bir baraj uyguladığını, ülkelerin üçte birinde barajın yüzde 5, 13 ülkedeyse daha düşük olduğunu yazdı.
2002 seçimlerinden gelen başvuru
Dava, 2002 seçimlerinde Şırnak'tan Demokratik Halk Partisi (DEHAP) adayı olan, ancak yüzde 45,95 oy almalarına karşın baraj nedeniyle milletvekili olamayan Resul Sadak'ın ve Mehmet Yunak'ın başvurusuyla açılmıştı.
AİHM dairesi de 2007'deki kararında beşe karşı iki oyla yüzde 10'luk barajın serbest seçim hakkının ihlali olmadığına hükmetmiş, Sadak ve Yunak kararı temyiz etmişti. (TK/EZÖ)