Fotoğraf: AA (Arşiv
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan 6-7 Eylül pogromunun 63. yılı kapsamında Meclis araştırması için verdiği önergede,
"Azınlık toplumların bir yıkım daha yaşamasına neden olan 6-7 Eylül 1955 Pogromu'nun üzerinden 63 yıl geçmesine rağmen, Türkiye Cumhuriyeti ne resmi olarak yaşananları kınamış ne de tazminat veya özür için bir adım atmıştır" ifadelerini kullandı ve ekledi:
"6-7 Eylül 1955'te yaşananların faillerinin ortaya çıkarılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi, bu sayede geçmişle yüzleşme adına bir adım atılması amacıyla Anayasa'nın 98'inci, İç Tüzüğün 104. ve 105. maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
"Hala yüzleşilmemiş olaylardan biri"
"6-7 Eylül 1955 Pogromu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan ve hala yüzleşilmemiş vahim olaylardan biridir.
"Resmi verilere göre, yalnızca İstanbul'da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 3 bin 584'ü Rumlara ait olmak üzere 5 bin 538 ev ve işyeri yakılıp yıkılmış, yağmalanmıştır
"Yine resmi kayıtlara göre 60 kadın tecavüze uğramıştır, birçok kişi öldürülmüştür. Tüm bu rakamların, kayıtlara geçenden daha yüksek olduğu, konuya dair yürütülen farklı araştırmalarda ortaya konmuştur.
"Cezalandırmanın yerini terfiler almıştır"
"6-7 Eylül 1955 Pogromu; İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok yerde, Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin ve diğer Hristiyanların mallarının yağmalanması, kadınlara tecavüz edilmesi, din adamlarının darp edilmesi, mezarlıklarının talanı ve cinayetlerin işlenmesiyle Türkiye'nin utanç tarihine yazılmıştır.
"Bu Pogrom'un failleri Cumhuriyet tarihindeki pek çok menfi olay gibi ceza almamışlardır. Hatta tersine, cezalandırmanın yerini faillere verilen terfiler almıştır.
"6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi. Amacına da ulaştı" diyen Sabri Yirmibeşoğlu, 6-7 Eylül Pogromu sırasında Seferberlik Tetkik Kurulu'nda görevlidir.
"Yıllar içerisinde kademe kademe yükseldiği bürokrasi basamakları, 1988-1990 yılları arasında MGK genel sekreterliğine ulaşmıştır.
"Vali koltuğunu dahi görmüştür"
"Pogromun fitilini ateşleyen Atatürk'ün Selanik'teki evine atılan bombanın faili Oktay Engin, Selanik Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde öğrenciliğiyle başlayan kariyerinde 1992-93 yıllarında Nevşehir Valiliği koltuğunu dahi görmüştür.
"6-7 Eylül 1955'te yaşanan Pogrom'un faillerinin ortaya çıkarılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin ve/veya ailelerinin maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi, Türkiye Cumhuriyeti'nin geçmişle yüzleşme adına atacağı önemli bir adım olacaktır.
"Bu sebeple bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz."
Mardin Vekili Çelik de araştırılmasını istedi
HDP'nin Süryani vekili Tuma Çelik ise basın açıklamasında ise şunları kaydetti:
"1955 yılında başta İstanbul ve adalarda yaşanan bu olaylar, aynı zamanda İzmir ve Ankara'da hatta Mardin, Urfa gibi kentlerde de Hristiyan ve Musevi halklara yönelik tehditler oluşturdu.
"Ekonominin millileştirilmesi ve tek kimlik yaklaşımlarıyla utanç veren bir suç organize edilirken, Kıbrıs Türktür Cemiyeti devletin derinleri tarafından kışkırtılarak Hristiyan ve Musevi halklara yönelik saldırılar başlatılmıştır.
"Bu zihniyet halen devam ediyor, sürgünler ve zorla göç politikası sürerken, devlet eliyle de tek tip insan yaratılmaya çalışılmaktadır.
"Resmi bir devlet politikası haline gelen ve eğitim sistemiyle ardarda pek çok nesili şekillendiren bu zihniyet kendini yeniden üretmeye devam ediyor.
"Halklar ve çocuklarımız böylesi bir katliamlar zincirini yaşamak zorunda değiller. Kendi ülkemizde tedirgin yaşamak zorunda değiliz."(PT)