Türkiye'de gayrimüslim azınlıklar üzerine çalışmalarıyla tanınan Doç. Dr. Elçin Macar, Azınlık Tali Komisyonu'nun Heybeliada Ruhban Okulu'yla ilgili 2000 tarihli belgesi için "Böyle bir komisyonun var olduğunu, azınlıklarla ilgili konularda kararları aldığını, okulun açılmasını istemediğini biliyorduk. Yani yeni bir bilgi değil. Ama şimdi bunun belgesini görüyoruz" diyor.
Bugün Milliyet'te yayımlanan Belma Akçura imzalı habere göre, askerlerin, polislerin, MİT, Milli Eğitim Bakanlığı, YÖK, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının katıldığı toplantıda, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılmasına "milli politikanın ve milli siyaset belgesinin değişmesi anlamına geleceği" için karşı çıkılıyor; konunun Milli Güvenlik Kurulu'nda değerlendirilmesi gerektiği yazılıyor.
Macar'ın bu belgeyle ilgili saptamaları şöyle.
Kararı hükümet verir: Ortada bir tür 'siyaset üstü' işleyiş var, bu belge de kanıtı. Bu komisyonun varlığıyla, bu işin bürokrasiye havale edildiğini görüyoruz. Demokratik ülkelerde hükümet karar alır. Galiba burada böyle değil.
Paralellik şüphe uyandırıcı: Bu, hükümeti bilgilendirici bir belge değil. Adeta komisyon karar almış, o dönemin koalisyon hükümetinin de uyguladığı anlaşılıyor. AKP hükümetinin de bu belgeden bihaber olması düşünülemez. Sonuçta 60'lı yılların başında kurulan bu komisyonu da AKP hükümeti 2004'te lağvetti; yerine daha sivilleştirilmiş Azınlık Sorunlarını Değerlendirme Kurulu'na dönüştürdü. Bu tür komisyonlar teknik çalışmaları yapabilirler. Karar almamaları gerekir. Bu kadar paralellik, kararların bire bir uygulanıyor olması şüphe uyandırıcı..
Milli Güvenlik Siyaset Belgesi: Demek ki kimsenin bilmediği, görmediği söylenen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi, bu kadar somut konularla ilgileniyor, bir okulun açılmasının aykırılığından bahsediyormuş. Bunu da bürokratlar biliyor, belgeye hakimler. Ayrıca aralarında Vakıflar Genel Müdürlüğü mensupları da var. Bunlar çok ilginç. Böylece bir okulun Türkiye'nin milli güvenliğini tehdit edebileceğini de öğrenmiş oluyoruz.
"Ruhban Okulu açılabilir"
Macar, Ruhban Okulu'nun, eğitim sisteminin içine sokulmaksızın sadece ruhban yetiştiren bir yer olarak tanımlanıp diploması tanınmayan, Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin eğitimini gerçekleştirdiği ve müfredatını belirlediği, Batı'da örnekleri görülen bir "seminer" olarak açılabileceğini savunuyor.
"Aksi halde bu tartışma bitmeyecek. Tersi bir uygulamadaysa, laik bir ülkenin ruhban yetiştirmesiyle karşı karşıya kalacağız" diyen Macar, Heybeliada Ruhban Okulu'nun Rum Ortodoks cemaati için önemini de şöyle özetliyor:
"Hıristiyanlar ruhban olmadan ayin yapamazlar. Sonuçta okul kapalı kaldıkça, kendi ülkelerinde din adamı yetiştiremiyorlar. Yabancı ruhbana bağımlı durumdalar. Patrik de Türkiye yurttaşı olmak zorunda. Böyle giderse patrik adayı insan bulmakta da sıkıntıya düşülecek."
Türkiye, Lozan Antlaşması'na aykırı olarak 1971'de Ruhban Okulu'nu kapatmıştı. (TK)