Eserlerinde toplumdaki dezavantajlı bireylerin uğradığı haksızlıklara ve çaresizlik çığlıklarına aracılık etmeyi hedefleyen Şahin, kadın sorunlarının yanı sıra mevsimlik tarım işçisi çocuklara da odaklanıyor.
Sergiden elde edilecek gelir, mevsimlik tarım işçisi çocukların eğitiminde destek amaçlı kullanılacak.
40 yıl sonra gerçekleşen hayal
Sanatçının resimle hikayesi de sergi kadar ilgi çekici. Ressam Şahin, “Enaniyet Zinciri” sergisine uzanan süreci şöyle anlatıyor:
“1968 yılının Kayseri’sinde ortaokul resim öğretmenimin, ‘Yeteneklisin, ailenden izin alıp sana ilave ders vermek istiyorum’ demesiyle başladı resim eğitim sürecim.
“Sonraki yıllarda Trabzon Lisesi’ndeki resim öğretmenimin ‘Renkleri de çok güzel kullanıyorsun. Sen Bedri Rahmi Eyüboğlu atölyesine girebilirsin’ demesiyle Güzel Sanatlar Fakültesi hayali kurmaya başladım.
“Ancak, ailem Anadolu’da büyümüş kızlarının, üniversiteye Güzel Sanatlar Fakültesi’ne hele İstanbul’a gitmesine kesinlikle karşı çıktılar.
“Gerçeğimle yüzleşmemle birlikte tüm sanatsal çabalarımı terk ettim ve önce kimya sonrasında işletme okudum. Kamuda 20 yıl, özel sektörde 20 yıl çalıştım.
“Oğlumu büyüttükten sonra da artık kendi istediğim işi, ölmeden önce yapılacaklar listesinin birinci sırasındaki işi yapmaya karar verdim. Üniversite sınavına girdim, yetenek sınavına girdim, kazandım ve üniversite okudum. Şu anda yaptığım bütün bu sergi, benim okul sırasında yaptığım işlerimin bir kısmı, Enaniyet başlığı altında toplayabildiklerim.”
“Enaniyetini bırak da gir içeri”
Sergiye girdiğiniz zaman “enaniyet” kavramı ile benim gibi ilk kez karşılaşıyorsanız, ressam Şahin bu kavramı şu şekilde açıklıyor:
“Giderek dünyamızdaki kişilerin bireyselleşmesi ve bu bireyselliğin ben merkezci hale gelmesi sonucu kendisi dışındakileri ötekileştirme, etkisi altına alma, yönlendirme ve bunu para gücü, bilek gücü, dini güçlerle yapmaya bir itirazım bu sergi.
“Ben istiyorum ki insanlar birbirlerini oldukları gibi kabul edebilsinler, eşit olsunlar, kadın, erkek, hayvan, bitki, yani canlılara ait bu dünyayı hep birlikte paylaşalım.
“Baskı ve taassup yaratan durumlara itiraz ediyorum, kendi adıma ya da başkaları adına attığım çığlıkları göstermeye çalıştım sergide.”
Zincirleri kırılan okul
Beşiktaş Balıkçılar Çarşısı’nın karşısındaki Beşiktaş Rum İlkokulu’nun zincirleri de ressam Şahin gibi 40 yıl sonra ilk kez açılıyor. Mekanla yaşadığı durumun benzerliğini Şahin şu şekilde açıklıyor:
“Ben aslında yaşanmışlığı olan bir okul istiyordum. Çünkü benim çalışmalarım genelde tarihteki ötekileştirmelere ve baskıya referanslı.
“Bu okul da biraz benim işlerim gibi oldu. Çünkü 1903’te açılmış olmasına rağmen 1975’te bir devlet kararı ile kapatılmış durumda. Öyle olunca çok örtüştü işlerimin kapsamı ile okulun başına gelenler, o durumsallık.
“Bu da tabii ki beni ve izleyicileri hem çok etkiledi hem de çok memnun etti. Okul da açılmış oldu 44 yıl sonra böyle bir sergi aracılığıyla.”
Eğer siz de Beşiktaş Rum İlkokulu’nun önünden geçerken içini hep merak ettiyseniz, haftasonu sergiyi ziyaret ederek bir yandan tarihi yapıyı diğer yandan tarihi referans alan sergi eserlerini görebilirsiniz.
Heyecan H. Şahin hakkındaAnkara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü ve Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Kimya Bölümü'nü bitirdi. Çalışma hayatı boyunca çeşitli kamu kuruluşlarında ve özel şirketlerde yöneticilik yaptı. 2018'de Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi, Bodrum Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü'nden mezun oldu. Mutfak Dostları Derneği, ANAMED (Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi ve Mülkiyetleri Birliği) üyesi. 1955 Uşak doğumlu. |
(EEY/EKN)