Fotoğraf: AA
“Bana kurşun geçirmez yelek giymemi söylediler. İşte buradayım, terli bir gömlekle, kahretsin. Sizler benim kurşun geçirmez yeleğimsiniz. Buna ihtiyacım yok! Cesur bir milletten geliyorsunuz ve ben de sizin gibiyim. İşte buradayım. Bana diz çöktüreceklerini söylediler…. Uyuşturucu baronları gelsin. Tetikçiler gelsin, buradayım. Tehdit zamanı bitti…”
Ekvador’un yarın yapılacak başkanlık seçimlerinden 10 gün önce, anketlerde önde görünen aday Fernando Villavicencio suikasta uğradı. Halka son seslenişlerinden birinde, yukarıdaki sözleri söylemişti.
Olay yerindeki incelemede 40 el ateş edildiği saptandı, başkan adayı, başına isabet eden 3 kurşunla hayatını kaybetti.
“Onlardan korkmuyorum”
Olağan şüpheli, başkan adayını uzun zamandır tehdit eden kartellerdi. Ekvador polisi tüm şüphelilerin Kolombiyalı olduğunu açıkladı, ardından 6 Kolombiyalı gözaltına alındı.
El Pais’ten Rodrigo Soriano’nun haberine göre, Fernando Villavicencio öldürülmeden önce, Meksikalı “ünlü” kartel Sinaloa’dan tehdit aldığını açıklamıştı: “Tehditlerden anlaşılan, kampanyamızın bu suç yapılarını ciddi şekilde rahatsız ettiği… Ve işte buradayım, yüzümü gösteriyorum. Onlardan korkmuyorum. 20 yıldır bu ülkede bu suç yapılanmalarına karşı kumar oynadım ve tekrar ediyorum: Onlardan korkmuyorum.”
Kampanya sloganı da “Cesur olma zamanı”ydı.
Ancak cinayeti, başka bir Meksikalı kartelle işbirliği yaptığı düşünülen Ekvadorlu çete üstlendi: Los Lobos (Kurtlar)
Fotoğraf: El Pais
Yolsuzluk haberleriyle tanındı
59 yaşındaki Fernando Villavicencio aslında gazeteciydi.
Devlet Başkanı Rafael Correa’nın iktidarda olduğu 2007-2017 yıllarında yaptığı yolsuzluk haberleriyle tanındı. Correa’nın kampanyasındaki yolsuzluklara dair haberleri, eski başkanın yargılanıp hüküm giymesine yol açan iddianameye de konu oldu.
Zaten ülkenin 1,5 yıl önce erken seçime gitmesinin sebebi de son Başkan Guillermo Lasso’nun, bir rüşvet yolsuzluğunu engellemediği suçlamasıyla görevden alınmasıydı.
Petrol şirketleri de payını aldı
Seçim kampanyası sırasında, yabancı petrol ve madencilik şirketleriyle sözleşmeleri yeniden müzakere etme sözü vermiş ve PetroChina Co., Halliburton Co. ve Schlumberger olarak bilinen SLB gibi şirketlerle yapılan anlaşmaları “aşırı cömert” bulduğunu söyleyerek eleştirmişti.
“Mafya ile anlaşma yapılmaz”
Ayrıca Ekvador'u, Meksika ve Kolombiya'dan bile daha şiddet dolu hale getiren kokain kartellerine karşı sert bir tutum sergilemeye söz vermişti.
Ülkede yükselen suçla en sert şekilde mücadele edeceğini, yolsuzluğa karşı sıfır tolerans politikası uygulayacağını söylemişti: “Beni tehdit etseler de mafya ile anlaşma yapılmaz.”
Anketlerde öndeydi
Yolsuzluğa karşı mücadelesini gazete sayfalarından siyasete taşıyan Villavicencio, yarınki seçim öncesi anketlerde birinci sırada görünüyordu, yani geleceğin Başkanıydı.
Ölmeden önce sosyal medya hesabından yayınladığı ankette görüldüğü üzere:
URGENTE| Estos son los resultados de la encuesta presidencial realizada por #Cedatos cerrada el 6 de agosto de 2023. Luisa González 26%, Fernando Villavicencio 13.5%, Jan Topic 10.2%, Yaku Pérez 10.1%, Otto Sonnenholzner 8.1%. ???? pic.twitter.com/r7OfGsNzS6
— Fernando Villavicencio (@VillaFernando_) August 9, 2023
“Narko-devlet”
Yaşadığı coğrafyada hem gazetecilerin hem siyasetçilerin ortak kaderine maruz kaldı. Ondan bir hafta sonra da yerel siyasetçi, kongre üyesi Pedro Briones vurularak öldürüldü.
Şimdi onun yerine 36 yaşındaki Andrea Gonzalez yarışacak.
Artık günün 24 saati çelik yelek giydiğini söyleyen Gonzalez, BBC Newshour’daki açıklamasında, “Narko-devlet olmanın eşiğindeyiz” dedi.
Gazeteci Benjamin Rubinstein, suikastın ardından ülkede olağanüstü hal ilan edildiğini yazdı.
Cinayetler 5 yılda yüzde 300 arttı
Kıtadaki 1980'lerde ve 1990'ların başındaki uyuşturucu karteli şiddetinin en kötü döneminde, dört Kolombiyalı başkan adayı suikasta kurban gitti, ancak Ekvador yakın zamana kadar görece sakin bir vahaydı.
Ülke, dünyanın en büyük iki kokain üreticisi Kolombiya ve Peru ile sınır komşusu. Karteller, uyuşturucuyu gizlemek için Güney Amerika'nın Pasifik kıyılarından dünyaya artan düzeyde meyve ihracatına yönelince Ekvador’un “değeri anlaşıldı”.
Wahington Post’tan Matthew Bristow ve Stephan Kueffner’ın makalesine göre, Ekvador limanlarının ABD ve Avrupa'ya uyuşturucu sevkiyatında artan önemi, karteller kaçakçılık yollarının kontrolü için savaşırken, ülkedeki cinayet oranının son beş yılda yüzde 300'den fazla artmasına neden oldu.
Çeteler ve karteller
Suikastı üstlenen Los Lobos (Kurtlar), 8 bin üyesiyle Ekvador’un en büyük ikinci çetesi.
BBC’nin haberine göre, üyelerinin çoğu hapishanede. Zaten çete de ölümle biten büyük hapishane kavgalarıyla tanınıyor.
90’lı yıllarda ülkenin Manta kentinde kurulan ve şimdi Sinaloa karteli için çalışan Los Choneros çetesinden ayrılanların kurduğu Los Lobos’un, Meksikalı kokain karteli “Jalisco New Generation Cartel (CJNG) / Jalisco Nueva Generación” ile bağlantılı olduğu düşünülüyor.
Villavicencio’yu ilk tehdit eden çete Los Choneros’tu, ancak cinayetin hemen ardından Los Lobos üyeleri, çete işaretleri ve silahlarını gösterdikleri bir videoyla suikastı üstlendi.
Uyuşturucu rotası “anlaşmazlığı”
Son yıllara dek komşularına nazaran güvenli ve istikrarlı bir ülke olan ancak şimdi kokain ticaretinin merkezlerinden biri haline gelen Ekvador’da yerel çetelerin Meksikalı ve Kolombiyalı uyuşturucu kartelleriyle işbirliği yapması sonucu, şiddet de aynı oranda yükseldi.
El Pais’ten F. Manetto da Meksikalı suç örgütleri bölge savaşı başlattığından beri, Ekvador’un derin bir güvenlik krizine boğulduğunu yazdı: “COVID-19 salgını sırasında kötüleşen durum, büyük ölçüde Meksika kartelleri arasındaki uyuşturucu kaçakçılığı rotalarına ilişkin anlaşmazlıktan kaynaklandı.”
Ülkedeki üç büyük çete, Los Lobos, Tiguerones and Chone Killers aynı zamanda Jalisco New Generation Cartel’in Ekvadordaki “lojistik operasyonlarını” yürütüyor.
Çocuklar “ölüm kamplarında”
VICE’ın haberine göre, bugün Ekvador askeri polisi en az 30 kişilik gruplarla dolaşabiliyor.
VICE World News’a konuşan uyuşturucu kaçakçıları, çete üyelerinin, nasıl insan öldürüleceğini öğrenmek için Ekvador'un kuzeyindeki, kartellerin finanse ettiği eğitim kamplarına gönderildiğini anlattı:
“Çocuklar yakalandıklarında, nispeten daha az hapis cezasına çarptırıldıkları için suikastçı olarak işe alınıyor.”
Meksika’dan Arnavutluk’a: “Altına hücum”
New York Times’tan Julie Turkewitz, Ekvador’u şöyle anlattı:
“Bir yılda 210 ton uyuşturucu ele geçirildi, bu bir rekor. Geçen yıl en az 4 bin 500 cinayet işlendi, bu da bir rekor. Çocuklar çetelerce “askere alınıyor”. Cezaevleri suç merkezi. Mahalleleri suç örgütleri kontrol ediyor. Ve tüm bu kaos, küresel uyuşturucu işinde bol miktarda deneyime sahip, güçlü yabancılar tarafından finanse ediliyor.
RÉCORD 2023 EN LA INCAUTACIÓN DE MÁS DE 8 TONELADAS DE COCAÍNA
— GraD. Fausto Salinas Samaniego (@CmdtPoliciaEc) February 26, 2023
Mediante técnicas de perfilamiento e investigación en contenedores en el puerto de #GYE
Evitamos el comercio internacional de 90 millones de dosis, valoradas en 330 millones de dólares en Europa#MásFuertesQueNunca pic.twitter.com/4U2UGhurYC
Güney Amerika'nın batı ucundaki Ekvador, Meksika’dan Arnavutluk’a uzanan büyük kartellerin gücünü hapishaneler ve sokak çeteleriyle birleştirerek, ülkenin yakın tarihinde benzeri olmayan bir şiddet dalgasına maruz bırakmasıyla, sadece birkaç yıl içinde uyuşturucu ticaretinin “altına hücum” eyaleti haline geldi.
Bu kargaşayı körükleyen, dünyanın artan kokain talebiydi. Birçok politikacı, her yıl on binlerce Amerikalıyı öldüren fentanil gibi bir opioid salgınına odaklanırken, kokain üretimi rekor seviyelere yükseldi. Bu da bir zamanların barışçıl ülkesi Ekvador’u savaş alanına çevirdi.”
Polis umursamadı, hükümet kontrolü kaybetti
Julie Turkewitz, Kolombiya’da kokainin hammaddesi koka yaprağı ekimindeki patlamanın uyuşturucu üretiminde artışa yol açtığını, Ekvador polisinin uyuşturucu kaçakçılarına karşı umursamaz uygulamalarının da ülkeyi uyuşturucu üretimi ve dağıtımı için çekici bir üs haline getirdiğini yazdı:
“Yerel suç grupları ticarette daha iyi pozisyonlar için yarışırken, uyuşturucuyla bağlantılı şiddet 2018 yılında artmaya başladı. İlk başta şiddet çoğunlukla, uyuşturucu cezalarının sertleştirilmesi ve yargılama öncesi gözaltı süresinin artmasının ardından nüfusun yükseldiği cezaevleriyle sınırlıydı.
Ardından mahpuslar diğer mahkumları yatak, hizmet ve güvenlik için ödeme yapmaya zorlaması ve hatta kendi hapishane bloklarının anahtarlarını ellerinde tutmasıyla, hükümet ceza sisteminin kontrolünü kaybetti. Ekvador uzmanlarına göre kısa süre sonra cezaevleri uyuşturucu ticareti için operasyon üsleri haline geldi.”
Yerel halktan haraç topluyorlar
Ve uluslararası organize suç, operasyonlarını genişletmek için kazançlı fırsatı fark etti...
“Bugün Meksika'nın en güçlü kartelleri Sinaloa ve Jalisco Nueva Generación, polisin ‘Arnavut mafyası’ dediği Balkanlardan bir grupla birlikte ‘işlerini’ buraya taşıdı. Polise göre, Los Choneros ve Los Tiguerones gibi adlara sahip yerel hapishane ve sokak çeteleri de uluslararası gruplarla birlikte çalışarak depolama, taşıma ve diğer faaliyetleri koordine ediyor. Çeteler ayrıca yerel halktan da haraç topluyor.”
Ayda 300 bin “muz ve kakao” konteynerı
Kokain veya koka yaprağı Kolombiya ve Peru’dan geliyor, Ekvador limanlarından dünyaya dağılıyor.
Fotoğraf: Miguel Fernández, VICE World News.
Belediye Başkanı Núñez, ülkenin en popüler limanı Guayaquil’den her ay 300 bin konteynerin yola çıktığını, yetkililerin bunun ancak yüzde 20’sini kontrol edebildiğini açıkladı.
Uyuşturucu, gemilerin altındaki gizli bölmelere saklanıyor, muz, kakao veya parke kutularının içine…
İsmini vermek istemeyen bir toplum lideri, 13 yaşındaki çocukların çetelere katılmaya zorlandığını anlattı: “Katılmak istemiyor musun? Aileni öldürürüz, diyorlar.”
Ekonomik krizin domino etkisi
Peki, toplum bu noktaya nasıl geldi?
“2005 ve 2015 yılları arasında, Ekvador olağanüstü bir dönüşüme tanık oldu; milyonlarca insan yoksulluktan kurtuldu ve solcu Başkan Rafael Correa’nın politikalarıyla petrol patlamasının karı eğitim, sağlık ve diğer sosyal alanlara akıtıldı.
Temizlikçiler ve duvar ustaları birdenbire çocuklarının liseyi bitirebileceklerine, meslek sahibi olabileceklerine ve ebeveynlerininkinden tamamen farklı hayatlar yaşayabileceklerine inandılar.
Bugün aynı Ekvadorlular mahallelerinin suç, uyuşturucu ve şiddet yüzünden nasıl kötüleştiğine tanık oluyor.
O dönemin ardından ekonominin yönü keskin şekilde değişti. Bu çöküş pandemide derinleşti ve hükümet verilerine göre, bugün Ekvadorluların yalnızca yüzde 34’ü istihdam edilmiş durumda.
Toplum, ekonomik krizin gençleri suça ittiğini düşünüyor.” (AS)