Urfa’da Balıklı Göl’e yakın, geleneksel taş evlerin bulunduğu sokaklardan birindesiniz.
Selahattin Eyyubi Cami’sinin hemen yakınındaki taş konaklardan birinin demir kapısını iteliyorsunuz ve karşınıza Göbeklitepe’deki motifleri hatırlatan resimler, kazıları yürüten Prof. Dr. Klaus Schmidt’e ait fotoğraflar ve arkeolojik bulgular çıkıyor.
Cesaretinizi toplayıp bir adım daha atın.
Çünkü, Prof. Dr. Klaus Schmidt’in eşi Çiğdem Köksal-Schmidt’ün bizlere anlatacakları var.
Burası, Göbeklitepe’deki kazıları yürüten Schmidt’lerin evi.
Klaus, dört yıl önce yaşama veda edince eşi Çiğdem Köksal-Schmidt, burayı onun hatırasını yaşatmak için bir anı evine dönüştürmüş.
Klaus’un ardından aylarca bu topraklara gelemeyen Çiğdem Köksal-Schmidt, yaklaşık iki yıl önce yeniden döndüğünde, anı evini açmaya karar vermiş.
Anı eviyle birlikte burayla bağı derinleşmiş, Almanya’ya dönmek istememiş. O günden beri de anı evinin yaşanmışları üzerine yeni yaşanmışlar eklemek için çabalıyor.
Anı evinde dokuz oda bulunuyor. Bu odaların kiminde Göbeklitepe’de sergilenmemiş bulgular, kazılara ilişkin haberlerin çıktığı uluslararası dergilerin kapaklarının yer aldığı dev çerçeveler, kiminde de, Göbeklitepe’de yer alan figürlerin resimleri ve dev fotoğrafları yer alıyor.
Eşinin anısını yaşatmak için evi anı evine dönüştürdüğünü söyleyen Köksal-Schmidt, bir amacını da “onun hatırasını ileriye taşımak” olarak özetliyor.
Urfa’ya gelen ve arkeolojiyi merak edenlerin uğradığı eve ilişkin hiçbir reklam çalışması yapılmamış. Çiğdem Köksal-Schmidt bu durumu şöyle anlatıyor:
“Özellikle bir reklam ya da duyurusu çalışması yapmadık. Buraya gelenler, akıllarına Klaus gelince burayı mutlaka bulur diye düşündük.”
Öyle de olmuş. Şu ana kadar arkeoloji sohbetleri yapılmış, Göbeklitepe’ye ilişkin bilgilendirmeler ve fotoğraf gösterimleri düzenlenmiş.
Köksal-Schmidt, atölyeler ve workshoplar da düzenleneceğini söylüyor.
Bugün, Göbeklitepe’ye konuşulan her bilginin Klaus’un çalışmalarıyla açığa çıkartıldığını hatırlatan Çiğdem Köksal-Schmidt ekliyor: “Klaus’un Göbeklitepe’yi bize ulaştıran oydu, çok emeği vardı. O’nun adını unutturmak istemiyorum. Bu ev var oldukça hatıralarımız ve onun ismi devam edecek.”
Prof. Dr. Klaus Schmidt hakkında
Tatil için bulunduğu Almanya'da 2014’te 61 yaşında hayata veda etti. Alman Arkeoloji Enstitüsü görevlisiydi.
Göbeklitepe'deki kazıların başkanıydı, bölgedeki kazı çalışmalarına 1994'te başlamıştı. Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe'nin dünyanın en eski tapınak kalıntıları olduğunu kanıtladı. Bölgedeki kazılara ilişkin Türkçe, Almanca, İtalyanca ve Rusça kitapları bulunuyor.
Göbeklitepe Hakkında
Neolitik döneme ait yerleşim yeri Göbeklitepe, Şanlıurfa'ya 18 kilometre mesafede Örencik köyü yakınlarında bulunuyor.
İlk kez 1963'te İstanbul ve Chicago üniversitelerinden görevlilerinin yüzey araştırmaları sırasında fark edilen Göbeklitepe'deki kazı çalışmalarını 1995 yılından bu yana Şanlıurfa Müzesi ve Berlin Alman Arkeoloji Enstitüsü ortaklaşa yürütüyor.
Kazı çalışmalarında şimdiye kadar Neolitik döneme ait yabani hayvan figürlü “T” biçimli dikili taşlar, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları, çok sayıda yabani hayvan figürü, insan heykeli, dikili taşlar ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi tarihi eserler bulunmuştu.
Dünyanın en eski “tapınak merkezi” olduğu belirtilen Göbeklitepe, bir süre önce UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ne alındı. (EMK/BK)