*Nilüfer'in Tik Tak şarkısının klibinden.
Şehrazat, Türkçe müziğin en ayrıksı üretkenlerinden biri. Şarkıcılık ile başlayan kariyeri, uzun ve sessiz bir aranın ardından 1989'dan sonra besteci ve söz yazarı kimliği ile ilerledi.
Aysel Gürel anısına 2008'de hazırlanan Çınar albümünde seslendirdiği Rüşvet isimli şarkıya (sonradan Nükhet Duru da söyledi) kadar bir daha yorumcu olarak hiç kayıt yapmadı da. Aslında hayli kendine özgü, agresif sesini sevenler (ben dahil) az da değil. Kim bilir, belki bir gün...
Ajda 90 isimli, Ajda Pekkan'ın acaba kaçıncı "geri dönüşünü" başarıyla müjdeleyen albümün lokomotifi Şehrazat'ın hala çok ünlü ve popüler olan eseri Yaz Yaz Yaz idi.
Bu macera da öyle başladı zaten. Şehrazat bu şarkıdan sonra, özellikle 90'larda, adını dağa taşa yazdıran, çok büyük hitleri arka arkaya üretti: Faka Bastın (Emel), Kınalı Bebek (Demet Sağıroğlu), Kime Ne? (Kenan Doğulu), Kendine Gel (Yonca Evcimik), Alimallah (Ayşegül Aldinç), Aşka Çeyrek Var (Gökben), Mazallah (Bülent Ersoy), Yakışıklım (İzel), Beni Bağlamaz (Sibel Tüzün), Manifesto (Sezen Aksu), Sen İste ve Aynen Öyle (Ajda Pekkan) gibi.
Ama Şehrazat'ın bizler için esas etkisi tortusu, bu "albüm sattıran, dillere marş olan" şarkılarından ziyade, vurup da geçen sağlam baladları ya da orta ritimli ama derin anlamlı ve alabildiğine hüzünlü eserleridir. Amiyane tabirle, damarlar:
Örneğin, Yazık Olur ve Yalnızlığa Hüküm Giydim (Ajda Pekkan), Hesap Ver ve Sevgiliye (Aşkın Nur Yengi), Kıyamam ve Yalan Olur (Zerrin Özer), Sürgün (Nükhet Duru), Cesaretim Yok (Yonca Evcimik), Güvercinleri de Vururlar (Selda Bağcan), Bir Yudum Sevgi (Seden Gürel), Benden Vazgeçme (Demet Sağıroğlu), Delip de Geçer (Ayşegül Aldinç), Su Gibi (Sezen Aksu) ve elbette Beni Tanıma (Ferda Anıl Yarkın, sonrasında Gönül Akkor, Nükhet Duru ve Zerrin Özer) gibi.
Sezen Aksu, Nilüfer, Şehrazat.
Varoluş şekliyle de kült
Liste uzun gelmiş olabilir, ki bunlar kayda alınmış Şehrazat şarkılarının onda biri bile değil. Üstelik Donat Bayer'in 2005'te Radikal'de (iyi ki) çıkan röportajında da dediği gibi, herhangi bir söz yazarı-besteci-müzisyen olmasının yanında, "Şehrazat, şarkılarıyla klasik olmanın ötesinde, duruşuyla, varoluş şekliyle de gerçek bir kült."
Rivayete göre, bugünlerde bir Şehrazat proje albümü de hazırlanıyormuş. Elbette adına böyle bir çalışmayı hak edeceklerin en başında gelenlerdendir. Her ne kadar "proje albüm" lafı artık pek çoğumuzu korkutsa ve ağızlarda yavan bir tat bıraksa da... Kendi sözleriyle, "titizliğimden dolayı benden çok kaçan var.
Sertimdir çünkü işin en iyi şekilde sonuçlanmasını isterim. Eğer ben yayılırsam herkes yayılır, yumruğumu masaya vurmazsam o disiplini sağlayamam, sonuç kötü olur. Herkesin bir kapasitesi var. Karşımdaki şarkıcıdan elde edeceğim maksimum sonucu elde etmeliyim.
Hem onun selameti acısından hem benim selametim açısından. Şarkının en doğru biçimde yorumlanması gerekir," (Yine Donat Bayer'in röportajından) diyor olması, hazırlanan albüme dair iyimser beklentilerimizi elbette yükseltiyor. Umulur ki, bu vesileyle "Türkçe Pop" patlamasının her zaman biraz geride, perde arkasında durmuş, gizemli kahramanlarından olan Şehrazat'ın dünyasını bir nebze daha yakından tanıyabiliriz.
"Old school" damarlar
Şehrazat'ın Nilüfer'le yolu (en azından bizim bilebileceğimiz düzlemlerde) ilk kez 1992'de çıkan efsane Yine Yeni Yeniden albümünün kapanış şarkısı olan, çok öne çıkmasa da sevenlerin çok sevdiği Çarem Benim'de kesişiyor. Nilüfer, üstüne gitmediği, klip çekmediği ve normal konserlerinde pek söylemediği bu eseri, sürpriz yapıp İş Sanat'taki akustik konserlerinin repertuvarına almıştı. Ama örneğin rockçılarla yaptığı düetlerde bu şarkıya sıra gelmemişti.
Daha sonra, 1997'de çıkan (yine efsane) Nilüfer'le adlı albümde (klibi de olan) Namussuz Akşamlar ve Bırak Beni ile işbirliği devam ediyor, 2001'de çıkan Büyük Aşkım'daki Çok Büyüksün, Her Şey Bir An ve (klibi de olan) Beni mi Buldun ile doruk noktasına çıkıyor.
Kayahan'la yaşanan problemden sonra 2006'da Nilüfer'in kendi yapımcılığında hazırlanan ve daha çok kendi bestelerini seslendirdiği Karar Verdim isimli albümde, Şehrazat'tan Kaderin Oyunu, Ansızın ve (klibi de olan) Ucuz Atlattım yer alıyordu. Nilüfer'in yeni şarkılardan oluşan son albümü Kendi Cennetim'de ise Şehrazat'tan (yine tam "old school" bir damar) Elimden Gelen Bu Kadardı kendine yer bulmuştu. Hemen ardından gelen cover albüm Yeniden Yeni Yine'de ise Şehrazat'ın payına daha önce Ajda Pekkan'ın seslendirdiği Yalnızlığa Hüküm Giydim düşmüştü. Nilüfer bu son iki şarkıya da klip çektirtti.
Çok sayıda şarkı içeren, hem de Nilüfer'in şanına yakışır iddialı albümlerde klibi olan eserlerinin bu şekilde istikrar göstermesi, Şehrazat'ın iyi veya popüler şarkılar yapması/yapabilmesi kadar, Nilüfer'in bu yakın arkadaşının eserlerinin üzerine eğildiğinin, onlara hassasiyet gösterdiğinin, titizlendiğinin de altını çizmiş oluyor.
"Takıntılılar" için heyecan verici
Müzik dünyasında 45 yıldan fazladır duygusallığı, sevecenliği, dostluğu ya da vefalılığı ile değil; müdanasızlığı, kimi zaman akılcılığı, kimi zaman gerçekçiliği, hatta materyalistliği ile bilinen, bu özellikleri ile neredeyse 50 yıl boyunca ayakta kalabilmiş birinden bahsediyoruz. Dolayısıyla, "arkadaş hatırı" deyip geçmeyecek bir isim, Nilüfer.
Müzik dünyasına aşina olanların çok iyi bileceği gibi; vefa, arkadaşlık ve hatır gibi netameli konular, bir yerden sonra hep sıkıntı çıkarır. Ayak bağı olur, skandal çıkar; dün kardeş olanlar, bugün küser; dün ayrı yaşamayanlar, birbirinin yüzünü görmeye dayanamaz, falan filan.
Bu anlamda, Nilüfer'in pek de başarılı olamamış iki albümden sonra (ki Kendi Cennetim aslında fena değildi) bir tekli (single) ile dönüş yaparken, sırtını yine bir Şehrazat şarkısına dayaması, hem de bunların 2019 yılında olması hayli anlamlı—bizler gibi az sayıdaki "takıntılılar" için de ayrıca heyecan verici.
Şarkının adı Tik Tak. Biraz fazla kısa sözleri güzel, melodisi akılda kalıcı. Keşke bir kaç remiks de olsaymış—ki Nilüfer'in hep eksikliğidir bu. Ama şarkının esas etkisi elbette sembolik değerinde, dediğim gibi bu iki ismi 2019 yılında (yine, yeniden) yan yana getirebilmesinde.
Pekkan'da tutkulu çıkacak laflar, baharatlanmış
Haksızlık olmasın, vefa için, dostluk için yapılmış bir jestten çok daha fazlası bu şarkı; başka koşullara sahip bir dünyada Nilüfer'i epeydir almaya çalıştığı virajı rahatlıkla döndürmeye yeterdi. Kimsenin pek iyi biçimde hatırlamadığı 2003'teki Gözünaydın klibinden beri ilk defa yine dansçılarla ve vücudunu saran dar kıyafetlerle hareketlenmiş, 30'larında gibi gösteren, hatta belki bugüne kadar kamera önünde gördüğümüz en güzel haliyle gözüken Nilüfer ve bu hızlı (ama anlamlı) şarkı, doğrusu iyi geldi, kapkara olmuş zamanlara bir nebze ferahlık verdi.
İnternette yazılanlarda, şarkıda bir Ajda Pekkan havası olduğundan bahsediliyor. Sözün, müziğin ve (Volga Tamöz'ün yaptığı) düzenlemenin gelişinden gidişinden Pekkan'ın sesini duyabiliyorsunuz sanki, yalan değil.
Bence Nilüfer, elbette taklit etmiş (haşa!) hatta öykünmüş değildir; olsa olsa her zaman çok sevdiğini söylediği Ajda Pekkan'a bir selam vermiştir bu şarkıdaki hava ile. Belki Pekkan'ın sesinden daha Akdenizli-nağmeli, daha tutkulu çıkacak laflar, Nilüfer'de biraz daha baharatlanmış, daha sakin ve daha görmüş-geçirmiş bir eda ile tınlıyor. Bu da güzel, bu da yerinde.
"Ömür dediğin, kurulu saat"
Her kuşak, sevdiği şarkıcılarla, o şarkıcıları besleyen müzik insanlarıyla büyüyor, yaşlanıyor ve sonunda ölüyor.
Şehrazat'ın sözlerde "ömür dediğin, kurulu saat" demesi boşuna değil. Belki görüntüsü değil ama sesi elbette yaş almış, geçirdiği sıkıntıları belli eden Nilüfer'den bu sözleri duymak da dolayısıyla anlamsız ya da yersiz değil. Çünkü onun Şehrazat ile arasında olan vefa ilişkisi—ki şarkıda "bu bir vefa/veda ilişkisi" diye geçiyor—bizimle arasında da var. Yaşlanmak da, yıpranmak da, zorlanmak da, geri dönmek de, yine yeni yeniden var olmak da mevcut, aramızdaki neredeyse elli yıllık hukukta.
Geçtiğimiz Eylül'de Açıkhava Tiyatrosu'nu dolduran ve onun müzik serüvenini ve tabi ki kendisini coşku ile sahiplenen dinleyicisi de, bu hukuku gözetiyordu. En ön sırada da Şehrazat vardı (vefa).
Bu iyimserlikle, simdi bu iki ismin ürettiklerini 2020'lerde dinlemeyi bekleyebileceğiz hem. Daha ne olsun? (CÖ/PT)