Romanlar ve Romanca farklı coğrafyalarda ve zamanlarda azınlık grubu olarak tanınıyor. Örneğin Sovyetler Birliği 1925’te Roman nüfusa ulusal azınlık statüsü tanıyarak Romanca eğitim hakkını veriyor. Amerika’da Kolombiya 1999’da Romanları resmi olarak etnik bir grup olarak tanıyor ve 2010’da Romanlara koruma statüsü veriyor.
Makedonya, Sırbistan, Bosna Hersek, Slovenya, Çekya, Slovakya, Romanya, Polonya, Macaristan, Almanya, Avusturya, Hollanda, Hırvatistan, Rusya, Norveç, İsveç ve Finlandiya’nın geçmişlerinde benzer inisiyatifler bulunuyor.
Bazı ülkeler Avrupa Bölgesel ve Azınlık Dilleri Şartı’nı kabul etmek suretiyle Romancayı kendi azınlık dillerinden biri olarak tanıyor.
Romanlar, Türkiye'nin hemen her yerinde yaşıyor, büyük bir bölümü Trakya bölgesinde (Rom grupları) ve Anadolu bölgesinde (Dom grupları) bulunuyor.
Özellikle, Maraş, Antep, Adana'da ve İstanbul'un kozmopolit yapısı içerisinde Karagümrük, Tophane, Sulukule, Kasımpaşa, Dolapdere, Kağıthane, Çayırbaşı, Üsküdar, Ümraniye, Esenler, Yakuplu vb. ağırlıkta olmak üzere hemen bütün semtlerine dağılıyor.
Türkiye’de birçok sorunla karşı karşıya bırakılan, ötekileştirilen ve medyada yeterince yer edinemeyen Romanlar kendi dergisini çıkarıyor.
Romca Dergisinin kuruluşu
İzmir Romanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği tarafından 2013’de çıkarılan Romca, bir grup Roman aktivist, akademisyen ve gazeteci sayesinde altıncı sayısına ulaştı.
Romanların sorunlarının, sosyo-kültürel yapılarının ve geleneklerinin yer aldığı dergide, akademik makaleler, Romanlara yönelik raporlar ve yazılar yer alıyor. Dergi, “Kültürel ve Sosyal Politika” üst başlığıyla çıkıyor.
İki veya üç aylık periyotlarla çıkarılması planlanan Romca dergisi, çeşitli zorluklar nedeniyle, bu düşüncesini yerine getiremiyor. Dergi, 2008’de çıkarılan ‘Hoşgörü’ adlı derginin devamı olarak kabul ediliyor.
Dergide işlenen konular
Birinci sayısında “Romanlar ve Anayasa: Sizlerle Eşit Olmak İstiyoruz” başlığıyla okurunun karşısına çıkan dergide, şu konular işleniyor: Romanlar ve Anayasa, Sosyal Politikalar, Romanlar ve Eğitime Erişimi, Kentsel Dönüşüm, Sosyal İçerme ile İstihdama Erişim.
Derginin son sayısında Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Tavsiye Kararı Raporundaki Romanlarla ilgili olan kısım yer alırken, 2016-2021 Ulusal Stratejik Roman Eylem Planı işlenen konular arasında.
Cıstır: Uğradığımız ayrımcılıkları dergide işliyoruz
Derginin kurucusu Abdullah Cıstır, sorularımıza yanıt verirken, Selendi, Yunuseli ve İznik olaylarına dikkat çektiklerini, Romanların farklı coğrafyalarda uğradıkları ayrımcılıklara yer verdiklerini belirtiyor.
Kendi derneklerinin faaliyetleri ile belediyenin Romanlarla ilgili olumlu çalışmalarını da dergide işlediklerini belirten Cıstır, “politik süreçlere ve karar vericilere sahadaki aksaklıkları olabildiğince dergimiz aracılığı ile aktardığımızı düşünüyoruz” diyor.
“Travma, dergiyi çıkarmayı zorunlu kıldı”
Daha özgün ve objektif bir yayıncılık düşündüklerini, yaşadıkları sorunları kendilerinin ele aldıklarını ifade eden Cıstır, hem yerelde, hem de genel olarak Türkiye’de Romanların yaşadıkları sorunları görünür kılmak için çaba sarf ettiklerini, yaşadıkları travmaların böyle bir dergiyi çıkarmayı zorunlu kıldığını söylüyor.
Medyada Romanların yaşadıkları sorunların yer aldığını, fakat bunun eksik olduğunu söyleyen Cıstır, Romanlarla ilgili sürekli davullu zurnalı görüntülerin verilmesinin sorunun doğru analizinin önüne geçtiğini belirtiyor.
“Romca cesur ve öğretici yayımcılık yapıyor”
Sivil toplum bilincinin yeterince gelişmemiş olduğunu, Roman sivil toplum örgütlerinin de kendi yerellerinde sorunları yeterince dillendiremediğini söyleyen Cıstır, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Hepsi için geçerli değil, ama mahalle baskısı altında veya siyasi tarafgirlik anlayışı çerçevesinde sorunlar görmezden geliniyor. Tam da burada Romca dergimiz oldukça cesur, öğretici, sorunun tüm taraflarıyla görüşen; daha objektif haberler yapmaya özen gösteren bir tutum sergiliyor.”
Bir gün Romanlarla yüzleşileceğini de sözlerine ekleyen Cıstır, bu ülkede kiracı değil, herkes gibi ev sahibi olduklarının altını çiziyor:
“Eşitlikçi bir yaklaşımı, eşdeğer bir yaklaşımı herkes kadar hak ediyoruz. Pozitif ayrımcılık ya da olumlu yöntemler geliştirerek Romanların sosyal hayata çıkışının önü açılmalı. Zira Roman Mahalleleri sosyal patlamanın eşiğinde.” (AÖ/EKN)
ADEM ÖZGÜR'DEN DERGİLERİN DİLLERİ YAZI DİZİSİ
1- Bîrnebûn: 20 Yıllık Yayıncılık Mücadelesi
3- Hemşenli Ermenilerin Dergisi: Hamşetsu Gor