Kısa bir süre önce bianet’te “Dergilerin Dilleri” başlığıyla bir yazı dizisine başladım. Bu yazı dizisinde Türkiye’de ve Kürdistan’da farklı dillerde çıkarılan ve yeteri kadar okuyucuya ulaşamayan dergilerin çıkış serüvenlerini ele alıyorum.
Bu bağlamdaki ilk yazım, Anadolu Kürtleri tarafından 20 yıldır çıkarılan Bîrnebûn dergisinin hikâyesiydi. Bu yazıda hem Bîrnebûn’un çıkış amacından, hem de kısaca Kürt gazeteciliğinin sürgün macerasından bahsetmiştim.
Bu yazıda yine bir Kürt dergisinden ve sürgünden söz edeceğim.
Sürgün, Kürt edebiyatının ve yayıncılığının kaderi haline geldi. Kürt edebiyatı sürgünle uzun yıllar birlikte yaşayan bir dil oldu. 1898'de basılan ilk Kürtçe gazetede yer alan yazılar da sürgündeki ilk metinler olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla Kürt edebiyatı, diğer bir ifadeyle sürgün edebiyatıdır da…
İttihat ve Terakki ile başlayan ve Cumhuriyet döneminde artarak devam eden tek tipleştirme politikası sonucu Kürt siyasileri ve entelektüelleri çalışmalarını Avrupa ülkelerinde ya da Şam ile Kahire’de sürdürmek zorunda bırakıldı. Kürt dilinin, kültürünün ve edebiyatının korunması, yaşatılması ve gelecek nesillere aktarmak için yapılan birçok çalışma da, aynı şekilde ilk meyvesini sürgün yıllarında verdi.
Hawar dergisinin çıkışı
Kürt yayıncılığının ekolü kabul edilen Hawar dergisi de, sürgünde çıkarılan dergilerden birisidir. Hawar, 15 Mayıs 1932'de, Suriye'nin başkenti Şam'da yayınlanmaya başlayan ve toplamda 57 sayı ile 1943 yılına kadar yayın hayatında kalmış olan Kürtçe edebiyat dergisidir.[1]
Dergi, Celadet Ali Bedirhan tarafından Şam'a yerleştikten sonra çıkarıldı. Derginin ilk 23 sayısı hem Latin hem de Arap alfabesiyle basılmış ancak 24’üncü sayıdan itibaren yalnızca Latin alfabesiyle yayınlandı. Hawar (Çığlık), Kürtçede Latin alfabesinin ilk kez kullanıldığı dergidir.[2]
Dergi Fransızca ve Kürtçe ağırlıklıdır. Kürtçenin Kurmancî lehçesinin yanı sıra, kimi sayılarda Zazakî ve Soranî lehçelerinde de yazılar yer alıyordu.
Dergide Celadet Bedirhan, Rewşan Bedirhan, Dr. Kamuran Ali Bedirhan, Osman Sabri, Kadrican, Cegerxwîn, Mustafa E. Boti, Kadri Cemal Paşa, Dr. Nurettin Zaza (Yusuf), Lawê Fendi, Ahmet Nami, Hasan Hişyar, Bişarê Segman, Nêravan, Reşit Kürt, Kurmanci yazarken, Goran, Tevfik Vehbi, Abdullah Esiri, Şakır Fettah, Hevindê Sorî, Lawêki gibi isimler de Soranî lehçesiyle yazıyordu.[3]
Derginin amaçları arasında şunlar yer alıyor: Kürt alfabesini yaymak, Kürtçenin lehçeleri üzerinden karşılaştırmalı araştırmalar yapmak; Kürt dilinin kökenini incelemek, Kürt sözlü kültüründeki hikâyeleri derlemek ve yayınlamak; Kürt edebiyatında yayınlanmış tarihi ürünleri bir araya getirmek ve duyurmak; Kürt yazarlarının bibliyografını oluşturmak; Kürt kültürü, folkloru ve Kürt müziğinin makamları üzerine çalışmalar yapmak; Kürt sanatı ve Kürdistan’daki sanat üzerine araştırmalar yapmak; Kürt tarihi ve coğrafyası üzerine araştırmalar yapmak.
Öte yandan Hawar’ın çıktığı tarih olan 15 Mayıs, Kürt Dili Bayramı olarak da kutlanılıyor.
Celadet Ali Bedirhan
Hawar’ın kurucusu, Mîr Bedirhan Paşa’nın torunu, Emin Ali Bedirhan’ın oğlu Celadet Ali Bedirhan’dan da bahsetmek gerekiyor. Celadet, ilk ve orta öğrenimini sürgünlük yurdunda, İstanbul’da tamamlıyor. Daha genç yaşlarda Osmanlı İmparatorluğu karşıtı faaliyetlere girişiyor ve ailece Abdülhamit tarafından Yemen’e sürülüyor. 1908’de Abdülhamit tahttan indirilince tekrar Türkiye’ye dönüyor.
Celadet de Birinci Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde savaşıyor. Osmanlı yıkılıp yeni rejim başa geçince 1922’de Emin Ali Bedirhan ve üç oğlu için idam fermanı çıkarılıyor. Bunun üzerine Emin Ali Bedirhan Mısır’a gidiyor, Kamuran ve Celadet de Avrupa’ya yerleşiyor. Celadet, Almanya’da hukuk üzerine doktorasını tamamlayıp sırasıyla Mısır’a, Lübnan’a, oradan da Şam’a gidip yerleşiyor.[4]
Hawar Ekolü
Celadet, 15 Mayıs 1932’de Kürt edebiyatının modernleşmesinde büyük etkisi olan Hawar ve Ronahî dergilerini çıkarıyor.
Celadet; Hawar’ın etrafında Kamuran Ali Bedirhan, Osman Sebri, Nurettin Zaza, Qedrican, Cegerxwîn vb. Kürt aydınlarını toplayarak adına “Hawar ekolü” denilecek bir kimlik yarattı. Bu ekol, Kürt yayıncılığı ve dili için önemlidir.
Celadet Ali Bedirhan, Hawar’ın ilk sayısında şunları ifade ediyor:
“Hawar dengê zanînê ye. Zanîn xwe nasîn e. Xwe nasîn ji me re rêya felat û xweşîyê vedike. Her kesê ko xwe nas dike, dikare xwe bide nas kirin. Hawara me berî her tiştî heyina zimanê me dê bide nas kirin. Lewma ziman şerta heyinê ya pêşîn e. Hawar zarokekî nûza ye. Zaroka me ye; zaroka Kurdan e.”
“Hawar bilimin sesidir. Bilim ise insanın kendini tanımasıdır. Kendini tanımak kurtuluş ve güzelliğin yolunu açar. Kendini tanıyan herkes, kendisini tanıtabilir de. Hawar'ımız her şeyden önce dilimizin varlığını tanıtacak. Çünkü dil bizim temel varlık sebebimizdir. Hawar yeni doğandır ve bizim, Kürtlerin çocuğudur.” (AÖ/ÇT)
**
[1] Rojnamegeriya Kurdî û Kurdên Anatoliya Navîn, Adem Özgür, Bîrnebûn, 65. Sayı, 2016
[2] Wikipedia
[3] Kürt aydınlanma tarihinden portreler: Hawar Dergisi, Özkan Öztaş, HaberSol, 2015
[4] Kürtçenin Miri: Celadet Ali Bedirxan, İbrahim Genç, Bianet, 2016
ADEM ÖZGÜR'DEN DERGİLERİN DİLLERİ YAZI DİZİSİ
1- Bîrnebûn: 20 Yıllık Yayıncılık Mücadelesi