"Sivil gözetimin olduğu ülkelerde halk güvenlik güçlerine daha çok güveniyor. Sivil gözetim, güvenlik güçleri için tehdit değil, destektir. Profesyonelliği, yeterliliği artırır. Dolayısıyla iç güvenlik birimleri, sivil gözetime daha kucaklayıcı bir yaklaşım sergileyebilir."
Sebastian Roche, "İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Geliştirilmesi Projesi"nin teknik danışmanı, böyle diyor.
İçişleri Bakanlığı'yla Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın (UNDP) ortak projesi, iç güvenlik birimlerinin, yani polisin, jandarmanın, zabıtanın ve özel güvenliğin hesap verebilirliğinin ve şeffaflığının artmasını, temel hak ve özgürlüklerin daha geniş ve etkin kullanılmasını amaçlıyor. Projenin finansmanı AB tarafından sağlanıyor.
Roche'ye göre şeffaflık, iç güvenlik birimlerinin hükümet dışı örgütler ve medya tarafından incelenmesi, denetimi anlamına geliyor. Proje "devlet güvenliği" kavramından "yurttaş güvenliği"ne geçişi hedefliyor, ama hakları ihlal edilen ve görmezden gelinen mülteci, sığınmacı, göçmenler düşünüldüğünde, "yurttaş" yerine "insan güvenliği" demekte yarar olduğu açık.
Bu hafta, projenin İstanbul'da yapılan, bianet'in de katıldığı toplantısı, medya ve iç güvenlik birimlerinin ilişkisi üzerineydi. Jandarma birimlerinden kimsenin katılmadığı toplantıda gazeteciler, polis temsilcileri, kamu görevlileri, hukukçular ve sivil toplum örgütü temsilcileri, medyanın ve iç güvenlik birimlerinin bu çerçevede beklentilerini tartıştı.
Çoğunluğunu muhabirlerin oluşturduğu gazeteciler, Emniyet birimlerinin hızlı, doğru bilgi akışını sağlaması gerektiğini söyledi. Polis ve kamu kurumu temsilcileri de gazetecilerin kişi haklarına, özel hayat saygılı habercilik yapmasını.
"Metin Göktepe'yle birlikte gözaltına alınmıştık, o öldü"
Ancak ana tartışma, "devlet güvenliği", "devlet sırrı" kavramları ve güvenlik birimlerinin insan hakları ihlallerinde medyayla olan ilişkisi üzerineydi. Neyse ki, işkence, polis şiddeti, 1 Mayıs vakaları, güvenlik kuvvetlerinin gazetecilere ayrımcılık yapması, şiddet uygulaması, emniyet müdürlerinin ve valilerin gazetecileri manipüle etmeyi amaçlayan açıklamaları konuşulabildi.
Bir gazeteci "Polis sokakta gördüğü gazeteciyi tehdit olarak algılıyor" derken, bir başkası "Metin Göktepe'yle birlikte gözaltına alınmıştık. Ben Hürriyet, o Evrensel muhabiriydik. Beni bıraktılar, Metin öldü" dedi.
Bu arada, gazeteciler arasında devlet güvenliğinin insan güvenliğinden önce geldiğini düşünenler, devlet sırrının yetkililer ne diyorsa o olduğunu söyleyen kamu idarecileri olduğunu, polislerin emek haklarının "konu dışı" olduğunu söyleyen polisler olduğunu da öğrenmiş olduk.
"Devlet gazetecileri ayrımcılık yapmadan kabul etmek zorunda"
Avukat Fikret İlkiz, bu konulardaki esasları anımsattı: Kamunun elindeki bilginin devlet sırrı olamayacağını, devletin halkın bilgi edinme hakkını kullanmasını medya eliyle sağlamasının görevi olduğunu, gazetecileri ayrımcılık yapmadan kabul etmek, bilgi edinme hakkının Anayasa'ya girmek zorunda olduğunu söyledi.
İlkiz toplantının başlığında yer alan "ortak payda"yı da vurguladı: "Ortak payda, temel insan hakları ve özgürlüklerinin korunması, burada neyin nasıl yapılacağıdır. Medya kamuoyunun denetçisidir."
Şikayet mekanizmalarının geliştirilmesi işe yarıyor
Roche jandarmayla polisin ortak sivil gözetim mekanizmalarına bağlı olmasının önemli olduğunun altını çiziyor. Kamu denetçiliği (ombudsman) mekanizmasından umutlu. Hükümetin de bunu desteklediğini söylüyor.
Sivil gözetimde şikayet mekanizmaları önemli. Zira en önemli sorun, iç güvenlik birimlerinin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri. Dönüşümün sağlandığı olumlu örnek olarak İspanya'yı ve Fransa'yı gösteriyor. İspanya'daki şikayet süreçlerinin düzenlenmesinin, iç güvenlik birimlerinin bu süreçten sorumlu tutulmasının işe yaradığını anlatıyor. Polis ve jandarmayla tecrübesinin olduğu Fransa'daysa Ulusal Etik Konseyi'nin ve kamu denetçisinin yararlı olduğundan bahsediyor.
Roche, İçişleri Bakanlığı kapsamında hazırlıkları sürdürülen şikayet mekanizması sürecini bu nedenle önemsiyor. "Küçük değişiklikler fark yaratabilir" diyor.
Ancak burada önemli bir nokta var. İlkiz'in de toplantıda gündeme getirdiği, memurların yargılanmasının üstlerine bağlı olması. Bu durum, cezasızlığın temel kaynaklarından biri.
Pilot iller
Proje kapsamında, dönüşümü sağlayabileceği umut edilen uygulamaların deneneceği pilot bölgeler var: İstanbul'da Kadıköy ve Eyüp, Erzurum ve Niğde. Teknik danışmanlardan Dyfan Jones, yerel sorunlara yerel çözümlerin bulunmasına çalışıldığını anlatıyor. Örneğin İstanbul'da il insan hakları kurullarının güçlendirilmesine, insanların neden, nasıl başvurdukları ya da başvurmadıklarına, mekanizmanın erişilebilirliğine odaklanılıyor.
"Köprüler kurulabilir"
Roche, medya, hükümet dışı örgütler, kamu kurumları ve iç güvenlik birimleri arasında köprüler oluşturmanın, ihtiyaçlar ortaya çıktıktan sonra yapılacak eğitim çalışmalarının önemli olduğuna inanıyor.
İçişleri Bakanlığı'nın projenin ortağı olmasının umut verici olduğunu belirtiyor Roche. Bu çalışmanın hükümetin gündemiyle çelişmediği kanısında.
"Yetkili makamlar karar verecek"
İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Altıntaş'ın toplantının kapanışında söylediği sözler, süreci özetliyor: "Bu bir arayış çalışması. Biz arayışı sunacağız, yetkili makamlar karar verecek." (TK)