Çocuklar ve genç okurlar için kaleme alınmış kitaplar yayınlayan Günışığı Kitaplığı 25. yılını kutluyor. ON8 markasıyla 15 yaş üstüne de sesleniyor yayınevi. Bununla da kalmıyor Eğitimde Edebiyat Semineri, çocuklara yönelik Zeynep Cemali Öykü Yarışması gibi etkinliklerle de okuruyla buluşuyor.
Bu 25 yılda yayın çizgisinin hiç değişmediğini söylüyor Günışığı Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni Mine Soysal.
Soysal, Türkiye'de sansür ve otosansürün ürkünç boyutlara ulaştığını belirterek nitelikli çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinin sadece eğitsel amaçla incelenmeye çalışılmasının, klişelerle "yararlı" ya da "zararlı" olarak değerlendirilmesinin büyük hata olduğunu belirtiyor.
Çocuklar için kitaplar basan yayınevlerini odağa aldığımız "Çocukların Kitaplığı" serimizin bu haftaki konuğu Mine Soysal, 25. yılını kutlayan Günışığı Kitaplığı'nı, yeni çıkan kitapları, çocuk kitapları yayıncılığında son yıllardaki gelişmeleri anlattı.
"Okurlarımız bize yol gösteriyor"
"İlk kitaptan beri, Türkiye ve dünyadan çağdaş çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerini özenle seçerek yayımlıyoruz. Farklı yaş gruplarının okuma ihtiyaçlarını gözeten çağdaş edebiyatın, dünya mirasımızı korumak, bilimle aydınlanan, sanatla anlam kazanan, özgür, eşit, barışçıl bir yaşamı mümkün kılmakta önemli etkisi olduğuna inanıyoruz. Genç kuşakların edebiyatın olanaklarıyla ayrımcılığa, şiddet ve nefrete karşı durabilen güçlü duygularla donandığını, sorgulayan eleştirel bilinç geliştirebildiğini görüyoruz.
"Okurlarımız, çocuklar ve gençler, küresel iklim krizinin tehlikeli sonuçlarının farkındalar, doğal yaşamını mahfettiğimiz gezegenimizin geleceği için kafa yoruyorlar. Okurlarımız bize yol gösteriyor. Bizim idealimiz, kötülüğün kol gezdiği günümüzde onlara edebiyat ve sanatla, bilim ve felsefeyle gönüllerince zaman geçirebilecekleri bir arka bahçe, sığınabilecekleri bir edebiyat adası sunmak. Onlar için yayımladığımız nitelikli edebiyat eserlerinin her geçen gün daha çok yetişkin tarafından da okunduğuna tanıklık etmek, gelecek umudumuzu büyütüyor. Biz çocuk edebiyatı için, "çocukların da okuyabildiği" edebiyat deriz. Yayın programımızdaki nitelik arayışını, bütünüyle edebiyatın kıstasları belirler. Dolayısıyla çocuk edebiyatı, büyük küçük her yaşa sunduğu ortak okumalarda buluşma olanağı sayesinde de eşsizdir.
"Günışığı'nın geleneğinde ticari kararlar vererek kitap yayımlamak yok. Yayın kurulumuz bir dosyayı ya da çeviriyi okuyup heyecana kapılmıyorsa, hemen nasıl kitaplaşabileceğine ilişkin hayaller kurup tartışmaya koyulmuyorsa o kitabın yayın programımıza girmesi olanaksızdır. Bu nedenle yayımladığımız her kitap, yaratıcı bütünlüğüyle ya da özgün örgeleriyle okur olarak beni de mutlaka çok etkilemiştir.
Türlü maceralar, hayaller...
Çocuk gelişiminde kitap okumanın, edebiyatın önemiyle ilgili olarak ise şu değerlendirmeyi yapıyor Mine Soysal:
"Çocuğun da tıpkı yetişkinler gibi kendini sağaltacağı, sakin ve iyi hissettiren sessizlik anlarına ihtiyacı var. Edebiyat okumanın insanın üzerindeki bu muhteşem etkisi elbette çocuklar için de geçerli. Kendi zihniyle yalnız kalmaya, yeni şeyler düşünüp daha çok merak etmeye, yeni sorular keşfetmeye, kendisi gibi başkaları da olduğunu fark etmeye ve en çok da türlü maceranın peşinden koşup hayallerine hayaller katmaya ihtiyacı var.
"Çocuklukta okunanlar gizil bir güç kaynağı olabilir"
"Çocuğun, ailesinin, okulunun, hatta içinde büyüdüğü kültürün sunduğu olağan standartlardan zihinsel olarak sıyrılabilmesi ve geleceğe ilişkin yeni ideallerle, yaratıcı düşüncelerle sarmalanarak değişmesi, gelişmesi için kitapların vazgeçilmez bir önemi var. İstediği kitabı özgürce okuyarak, kitaptan kitaba, yazardan yazara koşarak büyüyen çocukların, tüm dünyayı kucaklayabilecek insanlar olarak olgunlaşması daha mümkün. Edebiyat, şiir, felsefe okumanın hayatı anlamlandırıcı etkisi düşünülünce, sağlıklı duygu ve düşünce dünyasına sahip yetişkinler olabilmek için, çocuklukta okunanların gizil bir güç kaynağı olabildiği unutulmamalı.
Üç mesele
Mine Soysal telif haklarından, "muzır neşriyat" yaftalamasına son yıllarda çocuk kitapları yayıncılığını değerlendirdi:
"Sansür ve otosansür ürkünç boyutlarda"
"Gelişmesi için çabaladığımız ana meselelerin ilki, edebiyat kitaplarıyla eğitsel, didaktik kitapların arasındaki makasın daha çok açılması ve bu iki yayıncılık alanının da iyi anlaşılması. Çünkü iki grup da çok önemli; çok farklı dinamikleri, okurda bıraktığı bambaşka izler, dolaylı dolaysız yararları var. Çok sayıda yetişkin, çocukların sadece bir şeyler 'öğrenmek' için kitap okuması gerektiğine inanıyor ve ne yazık ki, edebiyat kitaplarından da beklentileri bu. Yaklaşım bu olunca, bütün dünyanın okuduğu ustaların kitapları bile ülkemizde 'çocuklar için muzır neşriyat' olarak yaftalanıp yasaklanabiliyor. Sansür ve otosansür ürkünç boyutlarda, aldı başını gitti. Edebiyat okuru hayli az olan ülkemizde, nitelikli çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinin sadece eğitsel amaçla incelenmeye çalışılması, klişelerle 'yararlı' ya da 'zararlı' olarak değerlendirilmesi büyük hata.
"Okuma zevki dayatılan zorunlu listelerle yaratılamaz"
"İkinci gelişim odağımız; ister çocuk ister genç olsun her insana istediği kitabı edinme, okuma özgürlüğünün sağlanması. Özellikle edebiyat okuma zevkinin sadece dayatılan zorunlu listelerle yaratılamayacağı henüz anlaşılamadı. Çocuklara, gençlere nitelikli, zengin okuma seçenekleri sunmak yerine onların hâlâ ve ille de yetişkinlerin 'uygun' bulduğu kitapları okuması bekleniyor.
"Okuma videoları telif hakkı ihlallerine neden oldu"
"Üçüncü olarak, pandemiyle birlikte alanımızı kasıp kavuran önemli bir sorundan söz etmeliyim: İlgili ilgisiz sayısız insan, birçok çocuk kitabının tamamını sayfa sayfa göstererek çektiği okuma videolarını sosyal medya hesaplarında paylaştı ve akılalmaz boyutta telif hakkı ihlallerine neden oldu. Yayınevleri de yazarlar da, çoğu bilgisizlik sonucu gerçekleşen bu ihlallerle her gün mücadele ediyor. Kitapseverlerin bile kitabın görünmeyen üretim süreçlerinin, arkasındaki büyük emeğin değerini bilmemesi tabii çok düşündürücü, çok üzücü."
Okurları neler bekliyor?25. yılımızı kutladığımız 2021'de her yaştan okurlarımıza özel kitaplar sunuyoruz. Minik okurlarımız için, Amerikalı sanatçı Jeff Mack'in yazıp resimlediği "Hepsi Bir Hikâye"nin (çev. Alara Beykan) ardından ülkemizde de çok sevilen Rocio Bonilla'nın yeni resimli öyküsü "Tuhaf Kuş" (çev. Halil Türkden) raflara yeni çıktı. Çocuklar için; Hacer Kılcıoğlu'nun "İyi Günler Eczanesi" ve Yeşim Saygın'ın "Günlükte Saklı Sırlar" adlı romanlarına Saliha Nilüfer'in masalsı romanı "Gümüşsu Zamanı" (res. Elif Deneç) henüz katıldı. Gençler için; Füsun Çetinel'in ilk öykü kitabı "Olmayan Şeyler" ve Katalan yazar Maite Carranza'nın romanı "Hayatımın Rolü" (çev. Saliha Nilüfer) okurla yeni buluştu. Köprü Kitaplar koleksiyonumuzun 23. kitabı, ödüllü öykücü Berna Durmaz'ın ilk romanı "Ağaçlı Gül ve Hayal" de çok taze. Yaz tatiline kadar okurla buluşacak kitaplarımız arasında, Behiç Ak'ın 40 yıllık karikatür verimini taçlandıran yeni albümü "Karikatür Kitabı 2 - Yaşasın Çocuklar!"ın yeri ayrı. Amerikalı yazar Shelley Pearsall "Ender Kuş" (çev. Azade Aslan) ve Alman yazar Kirsten Boie "Karaca Olmak İsteyen Tilki" (res. Barbara Scholz, çev. Mine Kazmaoğlu) adlı romanlarıyla çocuklara unutulmaz yaz okumaları sunacaklar. Gençleri ise güncel temalarıyla etkileyici iki roman bekliyor: Yunan yazar Vassiliki Nevrokopli'den "Karanlığa Yakalanmak" (çev. Fulya Aktüre) ve Luigi Ballerini'den "Adı Sıfır" (çev. Tülin Sadıkoğlu, ON8). Yaz aylarında heyecan verici başka birçok kitap katılacak kitaplığımıza. | |
"Okumam için asla ısrar etmediler"Ortaokula kadar kitap okumaya direnen bir çocuktum ben. Ortaokulda bir yandan ablamların bir yandan da Türkçe öğretmenimin sabırlı çabaları sonuç verdi. Bana sürekli önerdikleri, ama okumam için asla ısrar etmedikleri kitapların bazıları zamanla ilgimi çekmeye başladı. "Pal Sokağı'nın Çocukları", "Renny'nin Gençliği", "Parma Manastırı", "Parasız Yatılı", "Martin Eden", Tante Rosa", "Memleketimden İnsan Manzaraları" derken sonrası çorap söküğü gibi geldi. Bu kitapların çoğu büyüdüğüm evde yoktu, okul ya da halk kütüphanesinden ediniyordum. | |
(AÖ)