İngiltereli rock grubu Skunk Anansie'nin "Yes it's fucking political, Everything is political" şarkısının sözlerini –en azından bana- hatırlatan bir hafta yaşadı dünya.
Cambridge Analytica adlı Londra merkezli veri analizi şirketinin eski çalışanı Christopher Wylie Birleşik Krallık'taki Brexit sürecinde ve ABD'de Trump'ın başkan olmasıyla sonuçlanan seçimlerde 50 milyon Facebook kullanıcı profilinden yararlandığını açıkladı.
Evet, galiba gerçekten her şey politikti. Facebook'ta sıkıntıdan tıkladığınız "karşı cins olsanız nasıl görünürdünüz?" testinden, "like"larınıza hatta belki ayrılık da politikaya dahil. Psikolojik profilleri değerlendiren ve sıradan gibi görünen bir anketle başlayan süreç geçen hafta ortaya çıkan büyük bir veri güvenliği skandalının girişiydi.
Bu dijital distopyanın ortaya çıkışı ilk etapta Facebook'un 537.69 milyar dolar olan değerini bir haftada 476.83 milyar dolara düşürdü.
Camridge Analytica ne? Christian Wylie kim?
The Guardian gazetesinin Christopher Wylie röportajının kapak görseli.
2013'te Londra'da tek çalışanla kurulan -şirketin CEO'su Alexander James Ashburner Nix- kurulan Cambridge Analytica (CA) seçim süreçlerinde anlaşmalı kampanyalara seçmen davranışları, genel profil ve psikolojik eğilimler konusunda data analizi sağlayan bir şirket. CA aynı zamanda tüketici, takipçi davranışlarını takip ederek iş dünyasına da veri sağlıyor.
Şirket kısa tarihine rağmen politika alanında şimdiye kadar her iki müşterisini de sandıkta zafere götüren Donald Trump'ın seçim kampanyası ve İngiltere'nin AB'den çıkışını hedefleyen Brexit kampanyaları için veri topladı.
Bu verilerin nasıl sağlandığı ise işin kilit noktası. 17 Mart 2018'de şirketin eski çalışanı Christopher Wylie'ın İngiliz The Guardian gazetesine yaptığı açıklamalar, politikanın da kişisel gizlilik hakkımızın da geri dönülmez şekilde değiştiğini duyurdu.
Her şeyi değiştiren açıklamaya geçmeden önce 28 yaşındaki Christian Wylie'in hikayesine bakalım.
Wikipedia ve İngiltere basınındaki bilgilere göre doktor bir ailenin oğlu olarak Britanya Kolumbiyası'nda dünyaya gelen Wylie, 6 yaşında akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişi tarafından tacize uğramış. İddialara göre okul yönetimi bunu saklamaya çalışmış. 2000 yılında aile okula karşı açtığı davada haklı bulunmuş ve 290 bin Kanada doları tazminat almaya hak kazanmış.
Christopher Wylie'a disleksi ve hiperaktivite teşhisleri konulmuş. 16 yaşında okulu bırakan Wylie, 17 yaşında Kanadalı muhalefet lideri Michael Ignatieff için çalışmış. Kendine kendine kod yazmayı öğrenmiş. Vegan beslenen Wylie, 20 yaşında Londra Ekonomi Okulu'nda (London Schools of Economy) hukuk eğitimi almaya başlamış ve ardından Cambridge Analytica ile çalışmaya başlamış.
"Nerede benim psikolojik savaş makinem?"
Aslında The Observer gazetesi 4 Haziran 2014'te 50 milyon Facebook kullanıcı profilinin Aleksandr Kogan ve şirketi Global Science Research tarafından toplandığını yazmıştı. Kogan'ın ekibinin geliştirdiği bir kişilik testi için ücret ödenen ABD vatandaşlarının yanı sıra bu kişilerin Facebook'taki arkadaşlarının da bilgilerine de sahip olunmuştu.
Christopher Wylie, 17 Mart 2018'te The Guardian gazetesine verdiği röportajda Facebook'taki kişisel bilgilerin 2014 yılının başında bir sistem kurmak için nasıl kullanıldığını anlattı. Cambridge'de "fake" (sahte) bir ofis kurulduğunu ve bu ofiste Facebook yoluyla elde edilen verilerden oluşan data analizlerini işlediklerini söyledi. Wylie'ın açıklamalarına göre, seçim kampanyası sırasında sık sık Londra'yı ziyaret eden Trump'ın danışmanlığını yapan Steve Bannon'a aktarılıyordu.
Wylie, bir haftadır dünya gündemini meşgul eden röportajda yaklaşık 2-3 ayda 50-60 milyon Facebook kullanıcısının profillerini nasıl topladıklarını anlattı. Bu sistem ile kişilerin Facebook'taki özel mesajlaşmalarına ulaşmanın da mümkün olduğunu kaydeden Wylie, "Facebook'taki herhangi bir uygulamaya tıkladığınızda, uygulama sadece sizin değil arkadaşlarınızın da bilgilerine ulaşabiliyor. Eğer herhangi bir arkadaşınız uygulamayı kullanıyorsa (application) sizin özel mesajlarınıza kadar ulaşılması mümkün" dedi.
Bu bilgilere ulaşmak için Cambridge Analytica'nın yaklaşık 1 milyon dolar harcadığını söyleyen Wylie, ekibin başındaki Aleksandr Kogan'ın anlaşmayı yaptıktan sonra ofiste şampanya patlattıklarını ve Kogan'ın ekibe "Evet nerede benim psikolojik savaş makinem?" diye sorduğunu da anlattı.
Verileri toplayıp işler hale getiren ekibin içinde psikologların, moda tasarımcıların, fotoğrafçıların da olduğunu söyleyen Wylie, "Bu verilerle bloglar, internet siteleri yarattık ve profilini elde ettiğimiz kişilerin fikirlerini etkileyebilecek içerikler ürettik. Basitçe onların tavşan deliğini takip etmelerini sağladık" dedi.
Wylie'ın The Guardian'daki röportajının videosu.
İddiaları reddeden CEO'yu gizli kameraya çektiler
Öncelikle Cambridge Analytica'dan yapılan resmi açıklamada iddialar reddedildi, ABD'de 2016'da yapılan başkanlık seçimlerinde hiçbir verinin kullanılmadığı, elde edilen verilerin tamamının silindiği duyuruldu.
Tam da bu noktada İngiltere merkezli Channel 4 televizyon kanalı şirketin CEO'su Alextandre Nix'i Sri Lanka'da gizli kameraya çekti. 2016 Kasım ayında başkan adayı Hillary Clinton'ı seçim yarışında geriye düşüren etkenlerden biri olan e-postalarının sızdırılması olayında Julian Assange ile iletişime geçtiği de bildirilen Nix, gizli kamera görüntülerinde bir politikacının nasıl itibarsızlaştırılabileceğini anlatıyor. Sri Lankalı kılığına giren muhabirlerin çektiği görüntülerde Nix, "Donald Trump'la hiç buluştunuz mu?" sorusuna "Defalarca kez" diye cevap veriyor. "Bütün verileri, analizlerin ve hedef kitlenin araştırmasını yaptık" diyen Nix, "Bütün dijital kampanyayı, televizyon kampanyasını ve stratejiyi biz kurduk" diyor.
"Ukraynalı kızlar getirebiliriz, çok güzeller"
Nix, Sri Lankalı müşteri kılığındaki muhabirlere adayların evlerine "bazı kızlar" gönderdiklerini söylüyor. Muhabirin "... yani bu iş için kızları da kullandınız, baştan çıkarmak gibi, yerel kızlar mı olacak burada?" sorusuna "Bazı Ukraynalı kızlar getirebiliriz bunun için. Onlar gerçekten çok güzel" cevabını veriyor.
İngiltere ve AP'den soruşturma uyarısı
Ardı ardına gelen ifşaların ardından İngiltere Bilgi Komisyonu, Londra merkezli Cambridge Analytica adlı veri analiz şirketi hakkında soruşturma açmaya hazırlandığını duyurdu. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Antonio Tajani ise Facebook'taki kişisel verilerin kötü amaçlı kullanıldığına yönelik iddiaların detaylı bir şekilde soruşturulacağını açıkladı.
Tajani, "Facebook kullanıcılarının gizli bilgilerinin kötü amaçlı kullanımına ilişkin iddialar var. Bu vatandaşların özel haklarının ihlali anlamına gelir ve kabul edilemez. AP bu konuyu detaylı bir şekilde soruşturacak ve sorumluluğu bulunan dijital platformlardan hesap soracak" şeklinde konuştu.
Zuckerberg'in durum güncellemesi: Sizi hak etmiyoruz
Facebook'un kurucusu Mark Zuckerberg ise 4 günlük sessizliğin ardından 21 Mart'ta açıklamasını Facebook üzerinden yaptı.
"Hata yaptık" diyen Zuckerberg, "Verilerinizi koruma sorumluluğumuz var, eğer bunu yapamıyorsak sizi de hak etmiyoruz demektir" ifadelerini kullandı ve "Sosyal platformun 2014'te 'veri erişimine erişim kısıtlaması' getirilmeden önce geniş kapsamlı bilgilere erişimi olan tüm uygulamaların incelenmesi, uygulamalara kaydolurken verilen isim, profil fotoğrafı ve e-posta adresi dışında paylaşılan verilere kısıtlama getirilmesi, uygulamalara kullanıcı izni zorunluluğu getirilmesi ve kişisel paylaşımlara diğer özel verilere ulaşım hakkı için kontrat imzalatılması" gibi adımların atılacağını söyledi.
#deletefacebook kampanyası başlatıldı
Eski CIA ve NSA çalışanı Edward Snowden'den da Facebook'u itham eden açıklamalar geldi. Snowden, skandalda Facebook'un "kurban" değil "suç ortağı" olduğunu söylerken "Özel hayatlara ilişkin ayrıntılı kayıtları toplayıp satanlar bir zamanlar 'istihbarat şirketi' olarak tanımlanırdı. Şu anda kendilerini 'sosyal medya' olarak adlandırmaları, 'Savaş Bakanlığı'nın 'Savunma Bakanlığı' oluşundan beri en başarılı kandırmacadır" ifadelerini kullandı.
Hemen ardından Twitter'da dünya çapında #deletefacebook (facebook'u sil) hashtag'iyle başlayan kampanyaya milyonlarca kişi destek verdi.
Kampanyaya Facebook'un 2014'de 19 milyor dolarlık bir anlaşmayla satın aldığı WhatsApp'ın kurucusu Brian Acton da katıldı.
Acton, "Silin ve unutun. Artık gizliliği önemsemenin zamanıdır" dedi.
Facebook'un sonu MySpace gibi olur mu?
ABD merkezli Market Watch'tan Emily Bary'nin analiz haberine göre ise Facebook'un sonu popülaritesi düşen MySpace gibi olacak.
Habere görüş veren Sabretooth Advisors analiz şirketinden araştırma uzmanı Scott Freeze, "Bu devirde herhangi bir sosyal medya platformunun sonu MySpace gibi olacaktır" dedi ve artık hiçbir gencin Facebook kullanmadığını söyledi.
Evet, sosyal medya trendleri ayrı bir konu ve muhtemelen bu analiz şirketinin öngörülerinin altında da politik sebepler var.
Not: Okuduklarınızdan sonra Facebook hesabınızı silmek isterseniz, basit talimatlara aşağıda ShiftDelete.com'dan yararlanarak derlediğimiz kutudan bakabilir.
Facebook hesap silme yöntemi
Uygulamaları silme
https://www.facebook.com/settings?tab=applications
Facebook hesabını kalıcı olarak silme
|
(PT)