Eğer bir gerilim romanı okuyorsanız hikayenin sizi olabildiğince sarsmasını, heyecanlandırmasını, gidişatın ve ya temponun her zaman yüksek olmasını beklersiniz. Bu illa ki sonu gelmeyecek gibi görünen kovalamacalarla olmak zorunda da değildir. Okurken ne kadar çok kendinizi hikayeye kaptırır ve olayları yaşıyormuş gibi hissederseniz kurgu bir o kadar başarılı olmuş demektir. Bu, tüm kurgu eserler için geçerli olduğu gibi gerilim kategorisi için elzemdir. Nefeslenmeden geçilen bölümler ve “şimdi ne olacak” sorularının fazlalığı bu tür için başarıya eşdeğer sayılabilir.
Yabancı Yayınları etiketi ile şubat ayının ilk günlerinde piyasaya çıkan Kurtulan Kızlar adlı kitap az evvel bahsettiğim kriterleri yerine getirmeyi başarmış bir gerilim romanı. Zamanında gazetecilik yapmış Riley Sager’in bu ilk kurgu romanı bir nevi gelenek olarak düşünebileceğimiz bir isimlendirme, unvan verme durumunu konu ediniyor. Amerika’da bir katliamdan sağ olarak kurtulan, hayatta kalmayı başaran kıza Final Girl -kurtulan kız- deniyor. Haliyle tüm ülkenin medyasının odağı haline gelen bu insanların yaşamları okuduğumuz kitapta yaşananlara eşdeğer sayılabilir.
Hayatta kalmanın bedeli
Quincy Carpenter ve üniversite arkadaşları bir haftasonu doğum günü kutlamak amacıyla Çam Ev adlı ormanlık bir alanda bulunan kulübeye giderler. Planları hazır; güzelce içmek, ortalığı özgürce dağıtmak ve doyasıya eğlenmek. Tahmin edileceği üzere işler hiç de umdukları gibi gitmez. İnsanı ister istemez tedirgin eden ıssızlık, yalnız başlarına olma hali sadece filmlerde tanık oldukları bir katliama ev sahipliği yapar. Başrol onlardan başkası değildir. Bütün arkadaşları vahşice öldürülen kan revan içinde Quincy sağ kalmayı başaran tek kişidir. Artık o bir Kurtulan Kız’dır ve kulübün üçüncü üyesi olarak hayatına devam eder.
Hayata dair bütün idealleri yerle bir olan Quincy olanları unutmayı, yaşananları geçmişte bırakmayı başarır. Tabi bunda kullandığı Xanax’ın payını unutmamak lazım. Ve tabi erkek arkadaşı ve onu kurtardıktan sonra bile yalnız bırakmayan polis memurunu. Yemek pişirmeye olan tutkusunu girişimcilik ile birleştirdiği internet sitesinde pastalar, tatlılar yaparak geçirdiği mutluluk dönemi çok sürmez ve hayat seninle daha işim bitmedi dercesine yakasına yapışır. Kurtulan Kızlar’ın ilki Lisa intihar etmiştir ve ikinci sıradaki Sam bir anda ortaya çıkar.
Anlaşılan başına gelecek olanlar Çam Ev ile sınırlı değildir. Mutlu ev kadını rolünü, kimliğini geride bırakarak yaşananların ardındaki gerçeğe ulaşmak için Kurtulan Kız gibi davranması gerekiyor. Sağ kalması gerekiyor...
Gerilim için doğru yerdesiniz
Konu itibariyle ilgi çekici olduğunu söyleyebilirim. İlk etapta okumak aklımda yoktu açıkçası. Ancak arka kapağı çevirince kendimi kitaba başlamış, sayfaları hızla geçerken buldum. Türün doğası itibariyle hızlı okunduğunu söylemek mümkün. Gerilim romanlarında klasik olarak karşımıza çıkan ters köşe olma durumu vardır. Okursunuz okursunuz, gerilim tam tırmandığı noktada yazar tek bir hamle ile kurguya bambaşka bir yön verir. Aslında masum olan katildi der. Ya da ipucunu yanlış takip ettiniz, kanın kimin eline bulaştığını bilemediniz der. Beklediğimiz de budur açıkçası. Riley Sager bunu yapmayı başarıyor. Okurun ilgisini istediği yöne çekerek kitabın devamını tahmin edememesi sağlamış. Sonunda ne olacağını bir tek yazarın bildiği kitapları okumak her zaman çok daha keyiflidir. Sizin için hazırlanmış sürpriz bir hediye gibi düşünün. Özellikle katil kim diye heyecanla okurken çok daha eğlenceli hale geliyor.
Kitaptaki karakterlere baktığımda yeterli olduklarını görüyorum. Herkes kendi üzerine düşen görevi yerine getirmiş durumda. Quincy hayata devam etmek için pasta pişirmek ve Xanax kullanmakla meşgul. Sam bir şeylerin peşinde ve kimse gerçekte kim ve ne istediğini bilmiyor.
Kitabın ismi hasebiyle özellikle yazmak istediğin bir kaç şey olacak. Kadın hakları ve kadına şiddet konusunda oldukça başarısız, duyarsız olan bir toplumda yaşıyoruz. Bunun böyle olmadığını söyleyecek kimse yok zannedersem. Hemen her gün konu ile alakalı insanı hayretler içinde bırakacak şeyler okuyor, duyuyoruz. Kurtulan Kızlar’daki hikaye ve yine toplumun buna karşı gösterdiği esasında yanlış ilgi dünyanın geneli içinde oldukça düşündürücü. Quincy ve Sam’in ve olması muhtemel diğer Kurtulan Kızlar. Bu yoğun ve doğru olmayan ilginin odağında yer alıyor, alacaklar. Bedensel, fiziksel şiddet ya da taciz dışında internetin gücü ile aynı oranda rahatsız edildiklerini okuyoruz. Bu yüzyıl -ve sonrakiler- bedenin değil bilincin zarar gördüğü zaman dilimi olacağa benziyor.
Burası internet dünyası, acıma yok
Yaşadığımız dünyanın gerçek manada ne kadar küçüldüğünü fark ettiniz mi? Mevcut teknoloji sebebiyle klişe olan global köy terimi kesinlikle doğru. Riley Sager bunu kitabında hissetmemizi sağlıyor. Hem de yoğun bir şekilde. Mesela şunu çok net fark ediyoruz; basın mensupları Kurtulan Kızlar ile ilgili en ufak haber için ortalığı birbirine katmaya, meslek ahlakı dışında hareket etmeye dünden razılar. Karşılarındaki bir yaşam, insan hayatı değil de cansız bir meta gibi sonuna kadar kullanma eğilimindeler.
Kitapta okuduğumuz hadiselerin, gelişmelerin ve sonuçlarının medya tarafından nasılda kullanıldığına, tüketildiğine zaman zaman yer verilmiş. İnternet çağında geçen bir hikaye ve gerçekte yaşanmış benzer olayların bir uyarlaması. Her an her yerde çevrimiçi olabilmek yerli yersiz her türlü bilgiyi sömürmemize yol açabiliyor.
Söz konusu katliam durumunun bu kadar hızlı ve iştahla tüketiliyor oluşu distopik bir yaklaşım barındırıyor. Yaşamlarımız ne kadar medyatik ve ne kadar trajik bir şekilde son bulursa o kadar akılda kalıcı oluyor. Anlaşılan yirmi birinci yüzyılın tüketim alışkanlıkları listesinde insan hayatı üst sıralarda. Her şeyi bir kenara koyalım, Kurtulan Kız terimini ilk ortaya atan medyanın kendisi. İyi bir kılıfla piyasa sunmak gibi düşünün.
Gerilim türünde okuma yapmayalı uzun zaman olmuştu. Çoğunca aynı şeyleri okuduğumuz tür için başarılı bir kitap olduğunu söylemek mümkün. Psikolojik olarak zekice inşa edilmiş yapısı vaat ettiği gerilimi okuyucuya veriyor. Yazarının çalışma geçmişi ve yazma konusundaki tecrübesi ile elindeki malzemeyi en iyi şekilde kullandığını gördüm. Tasarımı ile de dikkat çeken Kurtulan Kızlar’ın film haklarının Universal Pictures tarafından satın alındığını da söylemek istiyorum. (ZYBK)
* Riley Sager, Kurtulan Kızlar, YabancıYayınları, İstanbul, Şubat 2018, 400 sy.