Akropol'de çekilmiş çocukluk fotoğrafına siz de dikkatle bakın. "İnsan olacak çocuk belli olur" diye bir laf vardır ya, tam o lafa uygun bir fotoğraf... Fotoğraf 1964'te, yani Katerina 8 yaşındayken çekilmiş. Koyu siyah saçları biraz inatçı anlaşılan, iki yanına bağlanmış. Ekose etekliği, koyu renk kazağı, kısa beyaz çorabı ile düzenli bir öğrenci görünüşünde. Hemen yanı başında, taşların üzerine bıraktığı el çantası çocuksu ciddiyetini tamamlıyor. Fotoğraftaki Katerina, 60 yıl sonra Yunanistan Cumhurbaşkanı olacaktır.
Yunanistan'da ilk kez bir kadın cumhurbaşkanı seçildi. Meclisin neredeyse tamamının oyunu alan Katerina Sakelaropulu, basına verdiği ilk demecinde korona salgını, mülteci sorunu gibi güncel konulara değinen kısa değerlendirmeler yaptı.
Cumhurbaşkanı yurttaşlardan, koronavirüs salgının daha fazla yayılmasını önlemek için sağlık görevlilerinin aldığı önlemlere kesinlikle uymalarını istedi. Salgının yaşlılar için oluşturduğu riske değindi. Sığınmacı krizi konusunda ise "Ciddi sıkıntılar içinde olan sığınmacılara karşı insani görevlerimizi yerine getirirken sınırlarımızın güvenliğini de sağlamalıyız. Bu güç bir iş, ama olanaksız değil" dedi. Bir kadın olarak seçilmesine ilişkin de şunları söyledi:
"Böyle bir görevlendirmenin, kadının aile ve toplum içindeki konumunu güçlendirmeye ve dünyaya kadın olarak gelmiş olmanın karşımıza çıkardığı güçlükleri yenmeye katkıda bulunacağını ümit ediyorum."
Genellikle hukukçuları seçiyorlar
Sakelaropulu, ülkenin saygın hukukçularından. Danıştay'ın çeşitli kademelerinde 40 yıl çalışmış, son olarak Danıştay Başkanlığı yapmış. Yunanistan'da 1974 yılında cunta diktatörlüğünün devrilmesinden sonra başlayan "Üçüncü Cumhuriyet" döneminde, devlet başkanlığına genellikle meclisteki sağ ve sol partilerin uzlaşmasıyla hukukçular seçiliyor.
Örneğin:
- Sarzetakis (1985-1990); Selanik'te 1963'te öldürülen solcu milletvekili Lambrakis'in, devletle ilişkili katillerini ortaya çıkaran ünlü savcı. Cunta döneminde iki kez tutuklandı, bir yıl hapis yattı. Yargıtay başkanlığı yaptı.
- Stefanopulos (1995-2005); Avukatlıktan gelme politikacı, merkez sağ eğilimli, Yeni Demokrasi Partisi'nden milletvekili seçildi, bakanlık yaptı.
- Papulias (2005-2010); Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra Milano Üniversitesi'nden yüksek lisans diploması aldı. Köln Üniversitesi'nde doktora yaptı. Öğrencilik yıllarında solcu gençlik örgütü Epon üyesiydi.
- Pavlopulos (2015-2020); Atina Hukuk'tan mezun, Paris'te lisansüstü ve doktora öğrenimi yaptı. Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyelerinden. Yeni Demokrasi Partisi'nden milletvekili seçildi, İçişleri Bakanlığı yaptı.
Bizde biliyorsunuz, yüzyıla yaklaşan cumhuriyet döneminde cumhurbaşkanlarımızdan sadece Ahmet Necdet Sezer hukukçuydu ve Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'ndan geliyordu. Bizdeki gelişmelerle Yunanistan'da olup bitenleri karşılaştırmak meraklıları için öğretici olabilir. Örneğin, Yunanistan'da nedense devlet başkanlığına bütün yetkileri elinde toplayan bir tek adamı getirmeyi pek düşünmüyorlar. Ülke yönetiminde kuvvetler ayrılığı ilkesi geçerli. Sistem bizdeki eski uygulama gibi işliyor. Cumhurbaşkanı, meclisin ve hükümetin mutabakatını almadan pek fazla bir şey yapamıyor.
Sakelaropulu, neredeyse meclisin tamamının oyunu alarak seçildi demiştik. Hemen ekleyelim, Yunanistan'ın kadim Komünist Partisi KKE'nin meclisteki 15 milletvekili, cumhurbaşkanlığı seçiminde olumsuz oy kullandı. Partiden yapılan açıklamada, bu tutumlarının seçilecek adayın kişiliğine karşı olmadığını, cumhurbaşkanının sadece bir onay makamı olarak görülmesine karşı oldukları belirtildi. KKE, yapılacak seçimin halkın çıkarlarına yönelik köklü çözümler getiremeyeceğine işaret etti.
Aile İskeçe'den ama Trabzonlu diyenler de var
Katerina Sakelaropulu 1956 Selanik doğumlu. Ailesi İskeçe'nin Stavropoli (Osmanlı dönemindeki adıyla Yeniköy) kasabasından geliyor. (Bu arada "61 Trabzon Haber" sitesinde Sakelaropulu'nun ailesinin Trabzon kökenli olduğu söyleniyor gibi bir bilgiye rastladıysam da bunu doğrulayacak başka bir kaynak bulamadım. Yine de hoş bir yakıştırma. Trabzonlular komşunun yeni cumhurbaşkanını sahipleniyor mu diyelim!)
Sakelaropulu orta öğrenimini Selanik'te, ülkenin prestijli eğitim kurumlarından Arsakeio Vakfı'nın okulunda tamamladı. Okul arkadaşları onun "inek" bir öğrenci olmadığını ama derslerinde başarılı olduğunu hatırlıyor. Okul yıllarında mimarlık, arkeoloji ve sanat tarihiyle ilgileniyor, mimar olmak istediğini söylüyormuş. Fakat sonunda baba mesleğini tercih etmiş. (Babası ülkenin tanınmış yargıçlarından, uzun yıllar yargının değişik kademelerinde görev almış, son olarak Yargıtay Başkan Yardımcılığı yapmış.)
Olayların içinde ama "angaje" değil
Tam cuntanın devrildiği 1974 yılında Atina'da hukuk öğrenimine başlıyor Katerina Sakelaropulu. O yıllar Yunanistan'da politikanın canlandığı, gençlik içinde politik hareketliliğin hız kazandığı, örneğin KKE'nin gençlik örgütü Riga Feraios'un üye sayısının 17.000 dolaylarına vardığı bir dönem. Arkadaşları bu örgüte üye olarak katılırken o olayların içinde olmayı ama bağımsız kalmayı tercih ediyor. Bu tercihini bütün yaşamı boyunca sürdürüyor. "Angaje" olmadan iş görmeyi başaran bir insan olarak tanınıyor.
Sakelaropulu Atina'daki üniversite eğitiminden sonra Fransa'ya gidiyor. Kamu hukuku konusunda lisansüstü diploması alıyor. Ülkeye döndüğünde Danıştay'da göreve başlıyor. Danıştay üyeliği yaptığı dönemde insan hakları ve özgürlükler konusundaki liberal tutumu ile dikkati çekiyor. Doğal ve tarihi çevreyi, azınlık haklarını koruyan, sığınmacı çocuklarının devlet okullarına kabulünü sağlayan Danıştay kararlarında önemli katkıları olduğu belirtiliyor. Görevi sırasında, cinsel ayrımcılığa karşı uygulamaları öngören, evlilik eşitliğinin yolunu açan, nüfus cüzdanlarından din hanesinin kaldırılmasını sağlayan kararlar çıkıyor Danıştay'dan.
Yeni cumhurbaşkanının sendikacılık geçmişi de var. Yargıtay çalışanlarının örgütlendiği sendikanın kuruluşunda etkin rol alıyor, sendikanın genel sekreterliğini ve daha sonra başkanlığını üstleniyor. Ama bazı davalarda çalışanların hakları konusunda devletten yana "gerçekçi bir tarafsızlık" içinde olduğunu görüyoruz. Kemer sıkma politikalarına karşı emek örgütlerinin açtığı davaları, "ülkenin mali kaynakları kısıtlı, taleplerinizi gerçekleştirme olanağı yok" diyerek reddettiği hatırlanıyor.
Meclis'te yemin töreni, törenleri
Batıl inanışları olanlar belki olumsuz sonuçlar çıkaracaklardır. Yeni cumhurbaşkanı ayın 13'üne rastlayan Cuma günü yemin ederek görevine başladı. Daha önceki yemin törenlerine bin civarında davetli katılırken, bu kez tören koronavirüsü salgını nedeniyle neredeyse boş bir salonda yapıldı. Tören sırasında meclis salonunda 100 kadar davetli vardı. Ortodoks Kilisesi Yunanistan devlet yapısı içinde önemini koruyor ve bu bakımdan ülkenin "laik" olmadığı biliniyor. Sakelaropulu da Başpiskopos'un huzurunda, onun söylediği dinsel içerikli metni tekrarlayarak ve İncil'e el basarak yeminini etti.
Aklınıza takılmış olabilir. Yunanistan Meclisi'nde hemen her zaman Batı Trakya'dan seçilen birkaç Müslüman milletvekili olur. Onlar da göreve başlarken bu kilise töreni ile mi yemin ediyor diyeceksiniz. Hayır, onlar Kuran'ın Yunanca çevirisine el basıyor ve Yunanca "Allahtan başka Tanrı olmadığına ve peygamber Muhammet'in onun resulü olduğuna iman ediyoruz" diye başlayan bir yemin metnini okuyorlar.
Meclis'te isteyenler için seküler (siyasi) yemin olanağı da var. Bazı milletvekilleri o yolu tercih ediyor. Örneğin 2015'te Rodop'tan milletvekili seçilen Syrizalı Mustafa Mustafa ve Ayhan Karayusuf, KKE ve Syriza'dan bir grup milletvekili ile birlikte yeminlerini öyle yapmışlar.
Yunanistan'da dinsel yemin geleneğine uymayanların başında eski Başbakan Çipras geliyor. 2015'de başbakanlık görevine başlarken ateist olduğunu belirtmiş, seküler söylemli metni okuyarak yemin etmişti. Bu arada törenden önce Başpiskopos'u makamında ziyaret etmeyi ihmal etmediğini ekleyelim.
Neler yapabilir?
Katerina Sakelaropulu'nun, dengeleri düşünerek ve uyum sağlamaya dikkat ederek rasyonel kararlar verdiğini, ama gerektiğinde mücadeleye girmekten çekinmediğini söylüyorlar. Etkin siyasi kararlar alma yetkisi olmayan bir cumhurbaşkanının yapabilecekleri sınırlı kalacaktır denilebilir. Ama kişiliğinden ve bugüne kadar izlediği "liberal" çizgisinden ödün vermeden yapabilecekleri mutlaka olacaktır.
Aradan 60 yıl geçti. Akropol'ün taşlarında oturan kız büyüdü ve cumhurbaşkanı oldu. Şimdi, bir zamanlar Avrupa'dan ithal kralların yaşadığı neoklasik Başkanlık Sarayı'na (Proedriko Megaro) taşınıyor. Acaba alışılmış kalıpları kırmayı başarabilecek ve rutin görevlerinin ötesinde etkili bir siyaset unsuru olabilecek mi? KKE baştan kestirip atmış, ancak Yunan basınında genellikle iyimser yorumlar yapılıyor. Umutlu ama gerçekçi olmanın bir zararı yok diyelim. Hele şu koronavirüsü salgınını bir atlatalım da...