Türkiye koşar adım referanduma gidiyordu. Meydanlarda propaganda konuşmaları toplumu gerdikçe geriyordu. Hayır vereceklerin “terörist”, “vatan haini” olduğuna çıkacak cümleler kuran bir Cumhurbaşkanı ve başbakan tüm sesleri bastıracak kadar çok konuşuyordu.
Ruhum daraldıkça youtube’u açıp “Senem Demircioğlu ile İklim Tamkan’ın yaptığı “Evet mi, Hayır mı” yorumunu dinliyordum. “Hayır” diyerek bilgisayarın başından kalkıyordum.
İklim Tamkan’dan yaklaşık bir yıl önce röportaj sözü almıştım. Senem Demircioğlu ile albüm hazırlıklarına yeni başlamıştı. Yaptıkları ilk kaydı cep telefonundan dinlemiştim. Metin Altıok, Cemal Süreya, Ahmet Erhan, Behçet Aysan ve Edip Cansever'in şiirlerinden besteler yapacaklardı.
1 Nisan’da albümleri “İlk Atlas” Ada Muzik ‘ten çıktı. Üstelik prodüktörleri Fazıl Say’dı.
Bir hayli beklediğim bir röportaj oldu; lakin gündem bir türlü izin vermiyordu. Spotify, iTunes gibi yeni çağın olanaklarını kullanmayı bir türlü beceremediğim için CD’lerini alıp ikinci kez dinleyemeden Senem Demircioğlu ve İklim Tamkan’la röportaja gittim. Ama hazırlıklıydım, nota desenli çoraplarımı giymiş ve sorularımı hazırlamıştım. Başlıkta okuduğunuz albümdeki Metin Altıok'un "Bir Kekre Dünya" şiirinden "Göğüslemek için karanlık yarınları" dizesini mırıldandım yol boyu.
Ben sordum onlar yanıtladı, çok gülsek de, konular sağa sola savrulsa da, arada çaya kahveye dalsak da röportajı sağ salim bitirdik.
Albüm kapağından anladığım kadarıyla bu ikilinin bir adı yok, istemediniz mi?
İklim Tamkan: Bulamadık! (gülüyor)
Senem Demircioğlu: İsimlerimizle bilinmek istedik. İki sanatçının birlikte yarattığı bir albüm İlk Atlas.
Albüm fotoğrafları da çok etkileyici. Neresi burası?
S.D.: Orası Tuz Gölü.
İ.T.: Stüdyo olmasını istemedik, sevgili Mehmet Turgut çekti fotoğrafları.
Bildiğim kadarıyla Fazıl Say’ı kendi albümleri dışında prodüktör olarak görmedik, ‘İlk Atlas’ bir ilk mi?
S.D.: Sanıyorum ilk, evet.
Peki, nasıl ikna ettiniz?
İ.T.: Fazıl Say’ı herhangi bir şeye ikna edemezsiniz. İnanması, beğenmesi gerekir. Albüm fikri tamamen ona ait. Biz Senem’le birbirimizi ikna ettik!
Fazıl Say’a ait iki parça var albümde.
S.D.: Evet iki tane Fazıl Say şarkımız var, ancak epey değiştiler, çok başka yorumladık.
Diğer parçaları oluşturan şiirleri nasıl seçtiniz?
İ.T.: Sevdiğimiz şairlerin bize en dokunan şiirler arasından seçtik.
S.D.: Sadece şiirle bitmiyor, kafamızdaki müzikle uyumlu olabilecek şairleri seçmeye özen gösterdik.
Şiirler, şarkılar efkarlı, siz de öyle insanlar mısınız?
S.D.: Seçtiğimiz şairler biraz efkarlı, biraz melankolik, ancak biz kendi hayatımızda öyle değiliz.
İ.T.: İsmi en karanlık duyulan şiirimiz olan ‘Kan Var Bütün Kelimelerin Altında’ bile parça içindeki dinamik nabzı ve genel atmosferi ile gizli bir umut taşıyor.
Ya Ahmet Erhan şiirinden bestelediğiniz ‘Artık Her Şey Bitti’ adlı parçadaki umutsuzluğu ne yapacağız?
S.D.: #HayırDahaBitmedi.
Eh doğru Ahmet Erhan’ın umutsuzluğunda bir direngenlik gizlidir. Albümde şair isimlerinin yanı sıra bir isim daha dikkatimi çekti, Ajlan Akyüz.
S.D.: Albümüze adını veren ‘İlk Atlas’ parçası dahil dört parçamız Ajlan Akyüz'den, kendisi aynı zamanda dizi ve film müzikleri yapıyor.
İ.T.: Ajlan benim hem çocukluk arkadaşım İzmir Devlet Konservatuvarı’ndan, hem de albüm çalışmalarını yaparken ev arkadaşımdı.
S.D.: Ajlan olmasaydı işimiz çok zor olurdu, ona ne kadar teşekkür etsek az.
“Piyanosunun üstünde dantel var!”
Klasik kökenli olmanıza rağmen hiç öyle durmuyorsunuz?
S.D.: Bence İklim hala çok klasik, duvar piyanosunun üstünde dantel var!
İ.T.: Klasiklik değil incelik! (gülüyor) Şaka bir yana Bu albüm klasik bir albüm değil, dolayısıyla sahnemiz de bilindik klasik yapıdan uzak.
S.D.: Epey uzak hatta! Aramızda atıştığımız da oluyor, güldüğümüz de. Bazen dinleyicilerimizle de şakalaşıyoruz.
Boş zamanlarınızda ne yapıyorsunuz?
İ.T.: Boş zaman mı? (gülüyor)
S.D.: Prova yapıyoruz, çalışıyoruz, ders veriyoruz.
İ.T.: Kahve içerek gündemi takip ediyoruz.
“Sanatçı hem etkilenmeli, hem de yansıtabilmelidir”
Gündem yoğun, size nasıl yansıyor peki bu?
İ.T.: Herkes gibi bizi de çok etkiliyor, ama etkilesin de zaten.
S.D.: Sanatçı hem etkilenmelidir, hem de yansıtabilmelidir.
İ.T.: Adaletsizlik ve baskı karşısında sesini yükseltmeyen sanatçıların insanı ve vicdani yoksunluğu olduğunu düşünüyorum.
Nasıldır peki beraber çalışmak? Birbirinizi nasıl tanımlarsınız?
S.D.: Çok titizdir, biraz da aceleci. Mükemmeliyetçidir en küçük detayda bile.
İ.T.: Benim aceleciliğime panzehir çok sakindir, sükunetiyle hata yapmamı engeller.
S.D.: Bıktırır insanı, yaka silktirir!
İ.T.: Rahatlığıyla kanınızı kurutur!
Albümün mutfağından aklınızda kalan?
S.D.: Kayıtlarımızı alan Alp Turac’ın evi, hazırladığı kahveler ve kedisi!
İ.T.: Ve masa üstünde olgunlaştırmaya bıraktığı avokadoları!
S.D.: Albümün kayıtlarından da uzun bir miks süreci yaşadık, Alp’i canından bezdirdik.
İ.T.: Sonra da utanmadan iTunes’dan albümü indirttik! (gülüyor)
Bu albümle ilgili beklentileriniz neler?
S.D.: Bir pop albümü kadar olmasa da, tabii ki çok sayıda insana ulaşabilmek. İyi bir arşiv albümü olduğunu düşünüyorum.
İ.T.: Konserler vermek ve elbette merak edilmek.
Konser programınız nedir, yakın zamanda sizi nerelerde dinleyebiliriz?
S.D.: Yedi farklı şehirde DoRe Müzik turnesi yapıyoruz, ilki geçtiğimiz günlerde İstanbul’daydı, 21 Nisan’da Antalya’daydık. 28 Mayıs’ta Bursa konserimiz var.
İ.T.: Ayrıca 25 Nisan’da İstanbul Ark Music & Gigs’de ve 4 Mayıs’ta IF Ataşehir’de de konserlerimiz olacak.
Sahnede sadece iki kişi misiniz?
İ.T.: Evet, genelde sahnede iki kişiyiz. Ancak albümde bazı parçalara konuk sanatçılar da katıldı. Onun tadını aldığımızdan beri, yapacağımız repertuvara göre sahnemizin kalabalıklaştığı da oluyor.
S.D.: Farklı tınılar müziğimizi zenginleştirdiği için her konserde farklı enstrümanlar ekliyoruz.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor musunuz?
S.D.: Elimizden geldiğince yer almaya çalışıyoruz.
İ.T.: 27 Nisan’da Otizmli Bireyleri Destekleme Vakfı OBİDEV için bir konser vereceğiz Balıkesir’de. (HK)
* Albüm hakkında ayrıntılı bilgi: twitter, instagram.com, facebook.com, ilkatlas.com