Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
HDP Batman Milletvekili Feleknas Uca, IŞİD çetelerinin 3 Ağustos 2014'te Şengal'de yaptığı Êzidî katliamının sekizinci yıl dönümü dolayısıyla Meclis’e kanun teklisi sundu.
Uca, önergesinde, Türkiye’nin Êzidî Katliamı’nı soykırım olarak tanımasını önerdi.
NOT: Êzidî Katliamı’nı Belçika, Hollanda, Almanya katliamı Soykırım olarak tanıdı.
TIKLAYIN - Kadınlar IŞİD'in Ezidi Katliamını Protesto Etti
TIKLAYIN - Ezidiler O "Y" Harfi Yüzünden Hep Katliama Uğradı
"Êzidî halkını korumak gerek"
Uca, önergesinde şöyle dedi:
"Sınırlarla birbirlerinden koparılan Êzidî halkının büyük bölümü Irak Kürdistan Federe Bölgesi içerisinde yer alan Şêxan ve Şengal bölgesinde, bir bölümü Ermenistan, Gürcistan, Afrin, Suriye Ceziresi ve Halep ve Türkiye'nin Güneydoğusunda yaşamıştır. Ancak,
MADDE GEREKÇELERİ MADDE I- Tarih boyunca soykırıma uğramış bir kadim Ortadoğu toplumu olan Êzidîlerin maruz kaldığı soykırım Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından tanınmıştır. MADDE 2- Êzidî halkına yönelik 74. Katliam olan 3 Ağustos günü Êzidî Soykırım Günü olarak tanınmıştır. MADDE 3- Türkiye'de yaşayan ve Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Êzidî halkına karşı sorumluluklar tanımlanır. MADDE 3- Êzidî halkına yönelik gerçekleştirilen soykırımlara dair hakikatlerin ortaya çıkarılması konusundaki sorumlulukları belirler. MADDE 4- Yürürlük Maddesidir. MADDE 5- Yürütme Maddesidir. 74. FERMAN OLARAK BİLİNEN VE ŞENGAL'DE ÊZİDÎ HALKINA YÖNELİK GERÇEKLEŞTİRİLEN KATLİAMLARIN TBMM'DE SOYKIRIM OLARAK TANINMASI KANUN TEKLİFİ MADDE I- Türkiye Büyük Millet Meclisi, İŞİD adlı terör örgütünün, 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal ve Şêxan bölgesinde 800 bin ila 900 bin arası Êzidî-Kürdün yaşadığı coğrafyada on binlerce Êzidîyi katlettiği, yüzbinlerce Êzidîyi göçe zorladığı, beş bin ila yedi bin arası Êzidî Kadın ve çocuğu alıkoyduğu, Êzidî çocuklarını kendi kimliğinden kopararak asimile ettiği ve Şengal ve Şêxan bölgesinde yaşanan sistematik şiddetin, Êzidî halkının kimliğini ve inancını yok etmeye yönelik gerçekleştirdiği kırımın Êzidî halkına yönelik soykırım olduğunu ve bu soykırımının insanlığa karşı işlenmiş bir suç olarak tanır. MADDE 2- Türkiye, Êzidî halkının maruz kaldığı, katliam, etnik temizlik, tehcir sebebiyle 3 Ağustos gününü Êzidî Soykırım Günü olarak tanır. MADDE 3- Türkiye'ye göç etmek zorunda kalan Êzidîlerin ayrımcılığa uğramamaları, nefret söylemi üretilmesinin önüne geçilmesi ve güvenlikleri için özel tedbirler alır. Êzidî Halkının kimliğini ve inancını koruyucu yönde önlemler alır. Türkiye sınırları içerisinde yaşamak isteyen ve Türkiye sınırları dışındaki topraklarına geri dönmek isteyen Êzidîlerin, kimlikleriyle, kültürleriyle güven ve ferah içinde yaşamaları konusunda sorumluluklarını yerine getirir. MADDE 4- Türkiye Hükümeti, Êzidî Soykırımının tüm yönleriyle ortaya çıkarılması ve yaşanan saldırılardan etkilenmiş Êzidîlerin yeniden yaşam kurabilmeleri için gerekli ihtiyaçlarının maddi ve manevi olarak tazmin edilmesi konusunda aktif rol alır ve sorumluluk üstlenir. MADDE 5- Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 6- Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür. |
Êzidîler tarih boyunca özellikle inançları nedeniyle birçok defa soykırıma uğramış, katledilmiş ve göçe zorlanmışlardır.
"Bu nedenle, Êzidîler bugün Avrupa başta olmak üzere Amerika ve Kanada gibi dünyanın farklı bölgelerine dağılmış durumdadır.
“Ortadoğu'nun büyük bir kısmını yöneten Osmanlı imparatorluğu denetimindeki topraklarda yer alan Êzidîler, Osmanlı yönetimi tarafından millet statüsüne sahip olmamışlardır.
"Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşayan Êzidîler ise 1960'lar itibarıyla dünyanın farklı yerlerine göç etmişlerdir.
“Farklı bir inanca sahip oldukları için geçmişte 74 kez katliama maruz kalan Êzidîlerin kaderi 21. yüzyılda da değişmemiş, inançlarını ve kültürlerini günümüze aktaran Êzidîler IŞİD’in yıkım gücü yüksek savaş araçları ve teçhizatları karşısında savunma araçlarından yoksun şekilde Şengal ve Şêxan ’da 74. Ferman olarak adlandırılan katliama maruz kalmışlardır.
"IŞİD tarafından yerlerinden ve yurtlarından edilen Êzidîler yaşamlarını devam ettirecek maddi temellerinin tamamından mahrum bırakılarak ölüme terk edilmişlerdir.
Binlerce Êzidî öldürülmüş, binlerce kadın ve çocuk kaçırılmış, yüzlerce çocuk, hasta ve yaşlı açlıktan ve susuzluktan, gündüz sıcaktan gece soğuktan dolayı yaşamını yitirmiştir.
“Tüm dünyanın özellikle Türkiye, Irak Kürdistan Federe Bölgesi, Irak ve Birleşmiş Milletlerin Êzidîleri koruması gerekmektedir. Bu kültürel inanç, sadece Kürtlere değil, tüm insanlığa miras kalmıştır.
"“BM raporu, başta BM kurumları olmak üzere Suriye ve Irak gibi doğrudan soykırımla ilgili sorumluluk alması gereken ülkelerin yanı sıra Türkiye gibi, Êzidî göçünün olması nedeniyle sorunun bir parçası olan ülkelere yönelik pek çok tavsiye içermiştir.
Türkiye, kadim Êzidî toplumunun kutsal topraklarını barındıran ülkelerden biri olarak Êzidî inancının ve kültürünün katliam ve soykırımlarla yok edilmesinin önüne geçebilecek şekilde sorumluluk üstlenen bir ülke olmalıdır. Ne yazık ki, Êzidî halkına yönelik soykırım tüm dünyada çok geç görülmüştür.
"Êzidîlerin bir anayurdu olan Türkiye, IŞİD’in Êzidîlere yönelik gerçekleştirdiği kıyımı hala soykırım olarak kabul etmiş değildir.
"Türkiye, 74. ferman olan Êzidî-Kürtlere yönelik soykırımın sekizinci yılında bu soykırımı tanıyarak ve IŞİD'e karşı etkin bir mücadele yürüterek tarihi rolünü oynamalıdır.
"Başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere IŞİD çetelerinin elinde olan Êzidî halkının özgürleşmesi, göç yollarına düşen binlerce Êzidî’nin topraklarına dönmesi yönünde üzerine düşen her türlü tedbiri ve politikayı uygulayarak halen devam eden soykırımın önüne geçmek adına adım atmalıdır.”
(EMK)