* Fotoğraf: Sedef Erken, Twitter
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Avukat Sedef Erken, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesine karşı dava açtı.
Dilekçesini Danıştay Başkanlığı’na gönderilmek üzere İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi’nde veren Sedef Erken, dava dilekçesinin bir örneğini de başka dava açmak isteyenler olursa diyerek Twitter hesabından paylaştı:
arkadaşlar buyrun benim dilekçenin örneği
— Sedef Erken (@SedefErken) March 22, 2021
yalnız bu dava işlerinde kazanma garantisi yok, risk alıyoruz, hele de şu dönemde, bu konuda
sonra karşı taraf vekillerine avukatlık ücreti öderseniz bana kızmayın, ben göze aldım, siz açmak için iyi düşününhttps://t.co/1QmsavZ06I
Sedef Erken, dilekçesini verdikten sonra sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Davamı açtım, tüm kadınlar açsın diyeceğim ama memlekette basit bir davayı açmanın bedeli bile çok yüksek 600 tl para ödedim, diğer bedeller de cabası” dedi.
“Yetki TBMM’de”
Türkiye, 20 Mart 2021’de Resmi Gazete'de yayımlanan ve AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın imzasını taşıyan kararla, tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan İstanbul Sözleşmesi'nden çekildi.
Erken’in dava dilekçesinde, uluslararası sözleşmelerde kabul veya çekilme yetkisinin ancak TBMM’de olduğu, Cumhurbaşkanlığı kararı ile çekilmenin sözkonusu olamayacağı ifade edildi ve Cumhurbaşkanlığı kararının iptali talep edildi.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi yürürlükte
TIKLAYIN - Cumhurbaşkanı'nın 'feshetme' yetkisi
İstanbul Sözleşmesi hakkında
İstanbul Sözleşmesi, yani “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 11 Mayıs 2011'de İstanbul'da imzaya açıldı ve ilk imzalayan ülke Türkiye oldu. Sözleşme 1 Ağustos 2014'te yürürlüğe girdi.
Sözleşme, ''kadına yönelik şiddet'', ''aile içi şiddet'', ''kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet'', ''kadın'' kavramlarını tanımlıyor.
Uluslararası alanda kadına yönelik ve aile içi şiddetle ilgili ilk bağlayıcı belge olma özelliğini taşıyan sözleşme şunları içeriyor:
İstanbul Sözleşmesi psikolojik şiddet, ısrarlı takip, fiziksel şiddet, tecavüz, zorla evlendirme, kadın sünneti, kürtaja zorlama, zorla kısırlaştırma, tecavüz ve taciz dahil cinsel şiddet olmak üzere kadına yönelik şiddetin tüm türlerini kapsıyor.
Sözleşme çerçevesinde eviçi şiddet, aynı evde yaşıyor olsun ya da olmasın mevcut ya da eski eş ya da partnerler arasında yaşanan her türlü şiddet edimini içerecek şekilde kadının korunmasını esas alıyor.
Kadınları konumlandırırken "aile" olmayı, evlilik birliği içinde bulunmayı ya da aynı evi paylaşıyor ya da paylaşmış bulunmayı gerektirmiyor.
Sözleşmenin getirdiği yükümlülükler öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Devlet kendi adına hareket eden görevlilerinin İstanbul Sözleşmesi'nin gereklerini yerine getirmesini sağlamak zorunda.
Devletlerin sorumluluğu bununla sınırlı değil. Şiddeti gerçekleştiren ister kadının sevgilisi, ister kocası, ister babası, ister patronu olsun, yani kim olursa olsun şiddetin önlenmesi, soruşturulması, cezalandırılması, zararın tazmin edilmesi yükümlülüğü de devlete ait.
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi'nin tüm maddeleri...
TIKLAYIN - 7 Soru, 7 Yanıt: İstanbul Sözleşmesi Nedir, Ne Getiriyor?
TIKLAYIN - İstanbul Sözleşmesi nedir, ne değildir?
TIKLAYIN - “İstanbul Sözleşmesi 4 partinin de ortak fikriydi”
(AS)