Haberin İngilizcesi için tıklayın
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG), 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle son 7 yılda iş kazalarında yaşamını yitiren kadınlara ilişkin verileri açıkladı.
İSİG, son yedi yılda en az 817 kadın işçinin iş cinayetlerinde yaşamını yitirdiğini belirtti.
İSİG raporunda yer alan veriler şöyle:
*2013’te en az 103, 2014’te en az 131, 2015’te en az 121, 2016’da en az 110, 2017’de en az 117, 2018’de en az 120, 2019’da en az 115 kadın işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti.
*Yaşamını yitiren kadınların 54’ü mülteci/göçmen (34 Suriyeli, 6 Gürcistanlı, 5 Özbekistanlı, 2 Rusyalı, 1 ABD’li, 1 Afganistanlı, 1 Japonyalı, 1 Kırgızistanlı, 1 Kolombiyalı, 1 Moldovyalı, 1 Türkmenistanlı...)
*817 kadın işçinin 148’i çifti ve 48 esnaf, 621’i ücretli çalışandan (işçi ve memur) oluşuyor.
*Yaşamını yitiren kadın emekçilerin yüzde 98’i sendikasız.
En çok tarımda çalışan kadınlar öllüyor
İSİG kadın iş cinayetlerinin yarısından çoğunun tarım, orman işkolunda gerçekleştiğini belirtti. Buna göre; 419 kadın işçi (271 işçi ve 148 çiftçi) tarım-orman işkolunda; 85 kadın işçi ticaret, büro, eğitim, sinema işkolunda; 60 kadın işçi sağlık, sosyal hizmetler işkolunda; 54 kadın tekstil, deri işkolunda; 39 kadın belediye iş kolunda yaşamını yitirdi.
Trafik kazaları birinci sırada
Kadın işçilerin, ölüm nedenleri arasında trafik-servis kazaları (yüzde 55) ile birinci sırada yer alırken; ezilme-göçük (yüzde 9) ikinci ve şiddet olayları (yüzde 7) ile üçüncü sırada geliyor. Trafik, servis kazası nedeniyle 451 kadın işçi ölürken ezilme, göçük nedeniyle 73, şiddet nedeniyle 56, kalp krizi, beyin kanaması nedeniyle 47, yüksekten düşme nedeniyle 34, zehirlenme, boğulma nedeniyle 28, patlama, yanma nedeniyle 24, intihar nedeniyle 24, elektrik çarpması nedeniyle 21, diğer nedenlerden dolayı 59 kadın işçi öldü.
Öneriler:*Toplumsal cinsiyetçi işbölümüne son verilmelidir. *Kadın işlerinin 'tehlikesiz ve basit' olduğu ön yargısı yıkılmalıdır. *Yeniden üretim atölyelerine dönüşen evler ve işyerleri sağlık ve güvenlik risklerine karşı güvenli hale getirilmelidir. *Gerek devlet tarafından gerekse emek ve meslek örgütleri tarafından oluşturulan işçi sağlığı ve güvenliği politikaları toplumsal cinsiyet açısından düzenlenmelidir. *Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından, işyerlerinde ve evlerde kadınların ağırlıklı olarak çalıştığı işlerin ve bu işlerde çalışan kadınlarda rastlanan ortak sağlık sorunları ve riskleri rapor edilmeli ve kamuoyuyla düzenli olarak paylaşılmalıdır. *Kadınların çalışma alanlarındaki kimyasal, biyolojik, fiziksel, ergonomik vb. riskler saptanmalıdır. *İşyerinde kadına yönelik cinsel şiddet, taciz, cinsel sataşma tehlikesine karşı başvuru masası oluşturulmalıdır. *Emek ve meslek örgütleri kadın işçi sağlığı konusunda sektörlerine göre veri toplamalı ve raporlandırmalıdır. *Tüm çalışma alanlarında kadınların örgütlenmesi ve birleşik mücadelesi gereklidir. *Kadınlar çifte mesaisinin yıpratıcılığı ve üstlerindeki aşırı iş yüküne bağlı fiziksel ve ruhsal zararlar toplamı bir meslek hastalığı tanımı getirilmelidir. *Ücretli ücretsiz kadın işçilere yıpranma payı/erken emeklilik uygulamaları getirilmelidir. *Ev ve bakım hizmetleri azami ölçüde kamusal alandan ücretsiz karşılanmalıdır. *Kadınları ve kadın meslek hastalıklarını kapsayan bir İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yasası gereklidir. * İşyeri toplu sözleşmelerinde, işkolu ve ülke bazındaki çerçeve sözleşmelerde kadın meslek hastalıklarına dair maddeler konulmalıdır. |
(RT)