İnfografik: Yağmur Karagöz
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
İktidar, çoğulcu medya ve bağımsız haberciliği zayıflatmak için cezaları, ayrımcı basın kartı veya resmi ilan prosedürleri ile tehdit eden Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), İletişim Başkanlığı ve Basın İlan Kurumu’nun hukuka aykırı ayrımcı uygulamalarına seyirci kalmayı tercih ediyor.
Uluslararası haber sitelerine lisans başvurusunda bulunmaları için 9 Şubat'ta 72 saatlik süre tanıyan RTÜK’ün talebi üzerine Ankara Hakimliği, sansürün yolunu açacağı gerekçesiyle lisans için başvurmayan Deutsche Welle ve Amerika’nın Sesi (VOA) haber sitelerine erişim engeli getirdi. Uygulama, Türkiye’de lisans prosedürünü ve erişim engellemeye ilişkin yaygın sorunu uluslararası plana taşıdı.
BİA MEDYA GÖZLEM/NİSAN-MAYIS- HAZİRAN 2022 TIKLAYIN- İktidar geleceğini medyayı susturmakta arıyor TIKLAYIN- Gün gün üç aylık medya/ifade özgürlüğü ihlalleri /Tam metin |
Polis keyfiyeti ve cezasızlık dönemi
Nisan, Mayıs, Haziran aylarına ilişkin BİA Medya Gözlem Raporu, 2023 seçimleri öncesi eleştirel camianın sesini kısmak amacıyla Emniyet güçlerininin medya temsilcileri üzerindeki keyfi müdahalelerine de göz yumduğunu gösterdi: Son üç ayda gözaltına alınan 17 gazeteciden dokuzu toplumsal eylemler konusunda haber verirken özgürlüğünden oldu. Ayrıca, aynı dönemde saldırıya uğrayan 19 gazeteciden 12’si, Emniyet güçlerinin hedefindeydi.
Son üç ayda Türkiye, gazeteci cinayetlerinde adalet arayışı bakımından en karanlık ve trajik dönemlerinden birini yaşadı: Türkiye, 2018’de Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın dosyasını, bizzat azmettiricilikle suçladığı bu ülkenin yetkililerine nakletti.
1992'de öldürülen gazeteci Musa Anter’in dosyasında da, Sususluk Raporu’nda devletçe öldürüldüğü itiraf edildiği halde yargılamada hiçbir yol alınamadı. Eylül’de 30 yılı dolacak olan cinayete ilişkin dava, zamanaşımı tehdit altında. Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in 2007’de İstanbul Şişli’de öldürülmesine ilişkin çoğu kamu görevlisinin yargılandığı davayı Dink ailesi avukatları, “cinayetin tüm yönlerinin dava konusu yapılmadığı” gerekçesiyle Yargıtay’a taşıdı.
Hrant Dink.
17 gazeteci tutuklandı, 1’i tahliye oldu
Nisan, Mayıs, Haziran aylarında en az 17 gazeteci tutuklandı. Bu kişilerden, “kişisel bilgileri hukuka aykırı yolla ele geçirmek” gerekçesiyle tutuklanan İbrahim Haskoloğlu, bir hafta sonra tahliye edildi. Diyarbakır’daki 16 gazeteci ise “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” şüphesiyle cezaevinde gönderildi.
Diyarbakır'da tutuklanan 16 gazeteci: Abdurrahman Öncü, Aziz Oruç, Elif Üngür, İbrahim Koyuncu, Lezgin Akdeniz, Mazlum Güler, Mehmet Ali Ertaş, Mehmet Şahin, Neşe Toprak, Ömer Çelik, Ramazan Geciken, Safiye Alagaş, Serdar Altan, Suat Doğuhan, Zeynel Abidin Bulut ve Remziye Temel.
Aynı dönemde, en az 17 gazeteci görev yaparken gözaltına alındı. Gazetecilerden dokuzu, Emniyet görevlilerinin gittikçe artan bir keyfiyet içerisinde hareket ettiği toplumsal eylemleri (Gezi anması, Onur Yürüyüşü, Gemlik Yürüyüşü vs) izlerken gözaltına alındı. Bu habercilerden AFP fotomuhabiri Bülent Kılıç, iki yıl üst üste İstanbul’daki Onur Yürüyüşü’nü izlerken darp edilerek gözaltına alındı.
19 gazeteciye saldırı, beş kadın gazeteciye online saldırı ve tehdit
Yine son üç ayda, en az 19 medya temsilcisi saldırıya uğradı: Çizer Hicabi Demirci ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan tehdit edildi. Ayrıca, en az beş kadın gazeteci (Çiğdem Toker, Nevşin Mengü, Burcu Karakaş, Hale Gönültaş ve Seyhan Avşar), online düzlemde tehdit ve sözlü saldırıya maruz kaldı.
Saldırıya uğrayan 19 gazeteciden 12’si polisin hedefi
Anayasa Mahkemesi’nin son dönemde gazeteciler Beyza Kural, Erdal İmrek ve Gökhan Biçici’nin polis şiddetine maruz kalmasına dair idareyi mahkum eden kararlarına rağmen ve polis müdahalelerini görüntülemelerine yasak getiren Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan 2021 tarihli genelgesinin Danıştay kararıyla iptal edilmesine karşın gazetecilere yönelik yaygın şiddet ve hukuka aykırı müdahaleler sürüyor.
Bu dönemde saldırıya uğrayan 19 gazeteciden 12’si Emniyet güçlerinin hedefindeydi: AFP fotomuhabiri Bülent Kılıç, geçen yılın aynı döneminde olduğu gibi, 26 Haziran’da İstanbul’da düzenlenen Onur Yürüyüşü'nü izleme görevini yerine getirirken darp edilerek gözaltına alındı. Gazetecilik örgütlerinin İstanbul Valiliği önünde "Nefes Alamıyoruz” sloganıyla kitlesel eylem yapmasıyla sonuçlanan ilk gözaltı olayıyla ilgili açılan soruşturmada bir yıldır sonuç yok. Diğer yandan TGS ve DİSK Basın-İş Sendikası gibi kuruluşlar, en son da Gezi Anması için, suç duyurularına devam ediyor.
Üç gazeteciye “propaganda” ve “Berkin” cezası
Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında üç gazeteciye (Abdurrahman Gök, Eren Keskin ve Reyhan Çapan) “örgüt propagandası” iddiasıyla 1 yıl 6 ay 22 günlük hapis ve “Berkin Elvan’ın kimliğini açıklamak” suçlamasıyla 25 bin TL adli para cezası verildi.
Eren Keskin.
Bu dönemde “Ekonomiye darbe” iddiasıyla BDDK davasından beş yıl hapisle yargılanan gazeteciler Kerim Karayaka, Fercan Yalınkılıç, Mustafa Sönmez, Merdan Yanardağ, Sedef Kabaş ve serbest gazeteci Orhan Kalkan beraat etti. Diyarbakır İstinaf, İMC TV Program Koordinatörü Ayşegül Doğan’a “örgüt üyeliği” iddiasıyla verilen 6 yıl 3 aylık hapis cezasını bozdu. Mehmet Aslan için “örgüt üyeliği”nden verilen beraat kararı kesinleşirken Yargıtay, Karşı gazetesine yönelik davada “Fetullahçı Terör Örgütü’ne yardım” iddiasıyla Eren Erdem, Emre Erciş ve Turan Atabay hakkında verilen mahkumiyet kararlarını oybirliğiyle bozdu.
“Cumhurbaşkanına hakaret”: 13 gazeteci sanık, birine beraat
Nisan, Mayıs ve Haziran döneminde en az 13 gazeteci ve karikatürist (Julien Serignac, Gerard Biard, Laurent Sourisseau, “Alice”, Hasan Cemal, Deniz Yücel, Rüstem Batum, Mehmet Emin Kurnaz, Erk Acarer, Burak Şahin, Ender İmrek, Engin Korkmaz ve Ahmet Sever), Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle “Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla toplam 60 yıl 8 ay hapis cezasıyla karşı karşıyaydı. Mahkumiyet kararı çıkmayan bu dönemde gazeteci Hasan Cemal beraat etti, Evrensel gazetesi köşe yazarı Ender İmrek’e açılan dava ise yeniydi.
Türkiye’de yerel mahkemeler, “Cumhurbaşkanına hakaret” maddesinin yürürlükten kaldırılmasına dair Venedik Komisyonu tavsiyesi ve AİHM’in Ekim 2021’de verdiği Vedat Şorli mahkumiyeti varken Ceza Kanunu’nun (TCK) 299. maddesiyle ilgili yargılamaları sürdürüyor. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten 1 Haziran 2022’ye kadar en az 70 gazeteci “Cumhurbaşkanı’na hakaret” başlıklı TCK 299. maddesi temelinde hapis, ertelemeli hapis veya para cezasına mahkum edilmiş oldu.
Saymaz ve Dündar’a “hakaret” cezaları
Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında en az 21 gazeteci, haklarında “hakaret” gerekçesiyle açılan ceza davaları kapsamında yargılandı. Sırasıyla Kadiri Tarikatı’ndan Büreyde Öncel ve eski Başbakan Binali Yıldırım’ın şikayet ettiği gazeteciler İsmail Saymaz ve Uğur Dündar toplam 13 bin 980 TL’lik para cezasına mahkum edilirken, ETHA Ajansı sorumlu müdürü Derya Okatan ve yine Saymaz da ikinci bir davadan beraat etti.
Gazeteciler için hapis talep edenler arasında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Hakim Bekir Altun, MHP Lideri Devlet Bahçeli, son Başbakan Binali Yıldırım, Mustafa Şentop ve Mustafa Varank, Kadiri Tarikatı lideri Büreyde Öncel, dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, Türkiye Wushu Federasyonu (TWF) Başkanvekili Abdurrahman Akyüz da vardı.
Bu dönemin sevindirici haberlerden biri Van Savcılığı’ndan geldi: AKP Van milletvekili Osman Nuri Gülaçar’ın gazeteci Yasin İpek aleyhinde yaptığı şikayet “kamuya mal olmuş kişiler eleştiriye daha toleranslı olmalı” mesajıyla takipsizlikle sonuçlandı.
Erdoğan’ın damatları “tazminat” peşinde
Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında beş muhabir ve köşe yazarı (Sedat Yılmaz, Hazal Ocak, İsmail Arı, Yusuf Karadaş ve Ceren Sözeri) ile dört gazetenin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damatları Selçuk Bayraktar ve Berat Albayrak ile Selçuk Bayraktar’ın kardeşi Haluk Bayraktar’ın açtığı davalar kapsamında toplam 825 bin TL tazminatla yargılanması gündeme geldi.
Ceren Sözeri.
Bu vakalar arasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı Selçuk Bayraktar’ın Yeni Yaşam gazetesine ve Sedat Yılmaz’a açtığı 150 bin TL’lik dava reddedilirken yine Selçuk Bayraktar ile kardeşi Haluk Bayraktar’ın “TÜBİTAK damadın vakfına çalışıyor” başlıklı haber nedeniyle Birgün gazetesi ve muhabiri İsmail Arı’ya açtığı 250 bin TL’lik dava 200 bin TL’lik ağır bir mahkumiyetle sonuçlandı.
DW ve VOA’ya erişim engeli, 45 online habere sansür
Uluslararası haber sitelerine lisans başvurusunda bulunmaları için 9 Şubat'ta 72 saatlik süre tanıyan RTÜK’ün talebi üzerine Ankara 1. Sulh Ceza Hakimliği, sansürün yolunu açacağı gerekçesiyle lisans için başvurmayan Deutsche Welle ve Amerika’nın Sesi (VOA) haber sitelerine erişim engeli getirdi. Uygulama, Türkiye’de erişim engellemeye ilişkin yaygın sorunu uluslararası plana taşıdı.
Son üç ayda Sulh Ceza Hakimlikleri veya Erişim Sağlayıcıları Birliği, yolsuzluk, rüşvet, kayırmacılık iddialarını gündeme getiren veya eleştiren en az 45 online haber ve gazetecilik içeriğine erişim engeli getirdi.
AYM Başkanı TBMM’den kanun istedi
Nisan - Haziran 2022 döneminde Anayasa Mahkemesi (AYM), eski CHP milletvekili Haluk Pekşen'in, Kayseri Yeni Haber gazetesini tazminata mahkum etmesini, ifade ve basın özgürlüğünün ihlali saydı; gazeteye 13 bin 500 TL manevi tazminat ve mahkeme gideri olarak da 4 bin 865 TL de ödenmesine hükmetti.
AYM, gazeteci-yazar Can Dündar'ın eşi Dilek Dündar'ın pasaportunun iptal edilmesi nedeniyle özel hayata ve aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ve Dilek Dündar'a 22 bin TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Başkanı AYM Başkanı Zühtü Arslan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı AYM’nin 60. kuruluş yıldönümü töreninde, TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a seslendi: “Şayet bireysel başvurunun etkili ve verimli bir hak arama yolu olarak yoluna devam etmesini istiyorsak, yasama organı olarak bu konudaki kanunu düzenlemeleri gecikmeksizin yapmak zorundayız.”
AİHM çalışmıyor ama rağbet görüyor
Nisan-Haziran 2022 döneminde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) basın özgürlüğü kapsamında aldığı herhangi bir karar tespit edilemedi. Aynı dönemde AİHM, Türkiye’de bir yıl tutuklu kalan Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel ile dört yılı aşkın bir süreyi demir parmakların ardında geçiren gazeteci Nazlı Ilıcak’a dair dosyalarda Türkiye için verilen mahkumiyete yapılan itirazı reddetti. 2020’deki keyfi tutukluluğu nedeniyle Anayasa Mahkemesi’nde açtığı dava reddedilen gazeteci Müyesser Yıldız da AİHM’e başvuracağını açıkladı.
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği Hukuk Birimi (MLSA) da, Van Çatak’ta helikoptere alınan iki köylüye işkence yapılmasını haberleştirdikten sonra tutuklanan ancak “örgüt üyeliği” iddiasıyla beraat eden Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Cemil Uğur için AİHM’e başvurdu. MLSA, bir diğer başvuruyu da, “PKK üyeliği” gerekçesiyle Hakkâri’de 2017’de 8 yıl 9 ay hapis verilen Nedim Türfent için yaptı.
Cemil Uğur.
RTÜK, 1 milyon 430 bin 85 TL ceza kesti
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), üç aylık dönemde haber ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına toplam 37 kez idari para cezası verdi. Kurul, TV kuruluşlarına toplam 1 milyon 430 bin 85 TL ceza kesmiş oldu. Kurul geçen yılın aynı döneminde TV kuruluşlarına toplam 46 para cezası ve 20 gün yayın durdurma cezası verirken radyo kuruluşlarına 1 idari para cezası vermiş, televizyon kanallarına toplam 11.300.617 TL veradyo kuruluşlarına 6.732 TL idari para cezası ödemesine hükmetmişti.
“Anne olmak” artık işinden ediyor
Nisan - Haziran döneminde en az üç medya temsilcisi işten çıkarıldı ya da yayın kuruluşunun yayın çizgisinden doğan anlaşmazlıklar çerçevesinde işi bırakmak zorunda kaldı. Gazeteci Emin Çapa ise, daha önce ayrıldığı kanalı Halk TV’ye geri döndü. Samsun’da Demirören Haber Ajansı’nda (DHA) çalışan gazeteci Zeynep Irmak Öcal’ın işten çıkarılmasının gerekçesi “anne olması”ydı.
(EO/NÖ)