İnfografik: Yağmur Karagöz/bianet
Manşet fotoğraf: Hikmet Adal/ bianet
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Otoriterliğin güç kazandığı Türkiye’de iktidar, İdlib'deki askeri operasyon, Libya’ya müdahale ve Avrupa sınırlarını açtığı Edirne’deki sığınmacılarla ilgili haberciliği kontrol altında tutmak için yeni gazeteciler gözaltına almaya veya tutuklamaya çekinmedi. Türkiye’de gazeteciler, bir 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’ne daha işinden olma, sansür edilme, yargılanma veya tutuklanma tedirginliği altında girdi.
Tek bilgilendirme kaynağının Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın olduğu Koronavirüs salgını sürecinde, yerel habercilerden 12’si “panik ve korku yaymak” şüphesiyle gözaltına alındı; üçü de Emniyette ifade vermek zorunda bırakıldı.
Ocak- Şubat-Mart 2020 dönemine ilişkin BİA Medya Gözlem Raporu, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Birinci Yargı Paketi’nden ikna olmayıp “nitelikli izleme”ye almaya karar verdiği Türkiye’de, en az 121 gazetecinin Türk Ceza Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu ve Sermaye Piyasaları Kanunu gibi 25 farklı düzenleme kapsamında toplam 9 ağırlaştırılmış müebbet, 4 müebbet ve 1501 yıl 8 ay hapis cezası tehdidiyle, yedi gazetecinin de toplam 1 milyon 560 bin TL tazminat istemiyle yargılandığı gösteriyor.
Beş yılda 62 gazeteciye “Cumhurbaşkanı’na hakaret” cezası
Ayrıca, 180 ülkenin yer aldığı RSF Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde kendisine 154. Sırada yer bulan Türkiye’de en az 62 gazeteci, Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’ten bu yana, “otoriterliğin sembolü” haline gelen TCK’nın 299. maddesi uyarınca hapis veya parayla cezalandırıldı.
BİA Medya Gözlem Raporu, “öldürülen gazeteciler”, “hapisteki gazeteciler”, “saldırı, tehdit”, “cezasızlık”, “soruşturma ve davalar”, “hakarete dair ceza ve tazminat davaları”, “Basın İlan Kurumu”, “yasaklamalar, kapatmalar, toplatmalar”, “Habercilik”, “Anayasa Mahkemesi”, “AİHM”, “RTÜK” ve “İşsiz bırakılan gazeteciler” başlıklarından oluşuyor.
Hapis Gazeteciler: Adaletsizlikten sonra koronavirüs...
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde Türkiye, Terörle Mücadele Kanunu (TMK), “örgüte üye olmamakla birlikte yardım”a dair Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 220/7. maddesi, “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair TCK’nın 299. Maddesi gibi düzenlemelerden sonra, son olarak da altı gazetecinin “Libya’da ölen bir MİT mensubunun cenazesi”ne dair tek bir haber nedeniyle MİT Kanununa muhalefetten tutuklanmasına tanıklık etti. Gazeteci Hakan Aygün de, bir twitiyle “kin ve düşmanlığa tahrik ettiği” iddiasıyla tutuklandı.
Adalet Bakanlığı, Çin’de ortaya çıkıp dünyaya yayılan, Türkiye’de Mart’ta kendisini göstermeye başlayan Covid-19 salgını nedeniyle tüm mahpuslar için aile ziyaretlerini askıya aldı; yerine haftada bir 10 dakika olan haftalık telefon haklarının ikiye çıkarıldığını açıkladı. Medya Gözlem Raporu yayımlandığında, tutuklulukları Terörle Mücadele Kanunu (TMK) mevzuatına dayandırılan bu gazetecilerin, koronavirüs tehdidi dolayısıyla 90 bin kişinin tahliyesini öngören İnfaz düzenlemesinden muaf tutulması öngörülüyordu. Bu durumda, 70 yaşını aşan gazeteci Ahmet Altan ve kronik rahatsızlıkları olan Mümtazer Türköne ile Ziya Ataman’nın yanı sıra onlarca medya temsilcisi salgının yarattığı tehlikeyle yüz yüze bırakılmış olacak.
33 gözaltı: 17’si “Sığınmacı” 12’si “Koronavirüs” haberciliğinden
Ocak-Şubat-Mart döneminde en az 33 gazeteci ve medya temsilcisi gözaltına alındı; ayrıca üçü polis zoruyla ifade verdi. Bu gazetecilerden 12’si koronavirüs kapsamında habercilik yaparken gözaltına alındı; üçü de bu kapsamda Emniyette ifade vermeye zorlandı. Gözaltılardan 17’si, Edirne Pazarkule’de Türkiye’nin Avrupa’ya geçişlerine yol verdiği sığınmacıların haberleştirilmesi sürecinde yaşandı.
Geçen yılın aynı döneminde dokuz gazeteci gözaltına alınırken, bunlardan altısıyla ilgili işlem Kürt Sorunu kapsamındaydı. 2019 yılının tamamında ise gözaltına alınanların sayısı 49’du; 26’sı ile ilgili işlem Kürt Sorunu ile bağlantılıydı.
Pehlivan’a saldırı, Sputnik çalışanlarına saldırı girişimi
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde, Odatv sitesi genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan gözaltına alınıp tutuklandığı gün, Silivri Hapishanesi’ne girişte bir görevlinin şiddetine maruz kaldı. Sputnik Haber Ajansı’nda çalışan üç gazetecinin evlerine “Şehitler ölmez vatan bölünmez” sloganıyla saldırı girişiminde bulunuldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “birkaç şehidimiz var” sözüne muhalefetin verdiği tepkiyi kendisine soran muhabire kızdı, FOX TV’ye karşı sözlü saldırıda bulundu.
Geçen yılın aynı döneminde 4 gazeteci saldırıya uğramış; biri de ölümle tehdit edilmişti. Bu dönemde saldırılar çoğunlukla Nevşehir, Konya ve Nazilli gibi yerleşimlerde yerel gazetecileri hedef almıştı. 2019 yılının tamamında ise 26 gazeteci saldırıya uğramıştı.
Hak Aramaya “koronavirüs” engeli
Gazeteciler Uğur Mumcu ve Ahmet Taner Kışlalı’nın 90’lı yıllarda öldürülmesini de kapsayan Umut Davası, Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yargılama istediği beş sanıkla ilgili yargılama ile sürecekti. Ancak koronavirüs salgını nedeniyle yargılama Kasım’a kaldı. Araştırmacı gazeteci Ahmet Şık’ı “İmamın Ordusu” taslak kitabı nedeniyle Mart 2011’de komployla tutukladıkları gerekçesiyle yedi hâkim ve savcının “görevi kötüye kullanmak” ve “hürriyeti kısıtlamak” iddiasıyla Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nde yargılandıkları dava başladı. Yargılama Haziran ayına kaldı.
Ceza Davaları: 121 sanığa hapis tehdidi
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde görülen 74 duruşmada 121 gazetecinin, silahlı terör örgütüyle bağlantılı suçlar ve cumhurbaşkanına hakaret başta olmak üzere toplamda 25 farklı suçlama nedeniyle yargılanmasına devam edildi.
Dokuz gazeteci veya medya temsilcisinin, gazetecilik veya politik davalar kapsamında “Devletin birliğini bozmak” suçlamasıyla yargılandığı davada karar çıktı; sekizinin “Casusluk” veya “Devlete ait gizli belgeleri temin ve yayımlamak” iddiasıyla toplam 225 yıl hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. 1 Ocak’tan itibaren 20 yargılamanın yerel mahkeme, 3’ünün ise istinaf aşaması sona ererken 30 gazeteci hakkında karar verildi. Geçtiğimiz üç ayın yargılama hükümlerine yansıyan bilançosu 18 beraat kararı, 13 hapis cezası ve 2 adli para cezası oldu.
Bu üç ay içinde 57 gazeteci, “örgüt yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek”, “örgüte yardım” gibi suçlamalar nedeniyle toplam 906 yıl hapisle yargılanması gündemdeydi. Bu davalardan 4’ü sona ererken 3 gazeteci toplamda 18 yıl 9 ay hapis cezası aldı. Terör örgütü üyeliğinin yanı sıra devletin birliğini bozmak suçlamasının da yer aldığı davada yargılanan 3 gazetecinin dosyaları ayrılarak beraatlerine karar verildi.
55 gazeteci veya medya çalışanı “örgüt propagandası”, “örgüt açıklamalarına yer vermek” veya “terörle mücadele edenin kimliğini açıklayarak hedef göstermek” gerekçeleriyle toplam 275 yıl hapisle yargılandı. 50 gazeteci terör örgütü propagandası, 37’si ise terör örgütü üyeliği isnadıyla karşı karşıya idi. Yargılamalar sonucunda altı gazeteci beraat ederken yedisi toplam 11 yıl 2 ay 8 gün hapse mahkum edildi. 3 gazeteci için hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve bir gazeteci için cezanın infazının ertelenmesine karar verildi. Toplamda 3 yıl 2 ay hapis cezası alan iki gazeteci için ertelemeye yer olmadığına karar verildi.
“Cumhurbaşkanına hakaret” iddiasıyla sekiz, “devlet organlarını aşağılama”, daha sık bilinen adıyla 301. madde, kapsamında yargılanan altı; terörle mücadelede yer alan kamu görevlilerini hedef gösterme ile suçlanan beş gazetecinin davaları da rapora yansıdı.
Tüm bu suçlamalardan 121 gazeteci için istenen cezaların toplamı 9 ağırlaştırılmış müebbet, 4 müebbet ve 1501 yıl 8 ay hapis cezası oldu. Sanık sayısı ve cezalara ilişkin bu hesaplamaya “Cumhurbaşkanı’na hakaret”e dair yargılamalar dahil değil.
Hakaret davaları: Yedisi tazminat, beşi hapisle yargılanıyor
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde toplam beş gazetecinin “hakaret” suçlamasıyla yargılanmalarına devam edildi. Gazetecilerden biri beraat ederken; biri 7 bin 80 TL adli para cezasına mahkum edildi. Bir gazetecinin beş aylık hapis cezası İstinaf Mahkemesi’nce onandı.
Aynı dönemde “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla gündeme gelen tazminat davaları çerçevesinde yedi gazeteciden talep edilen toplam 1 milyon 560 bin TL’nin, 300 bin TL’lik kısmı yeniydi. Bir gazeteye açılan dava ise reddedildi.
Geçen yılın aynı öneminde 27 gazeteci “hakaret” veya “iftira” suçlamasıyla açılan ceza davaları kapsamında toplam 72 yıl 4 ay hapis cezası talebiyle yargılanmış; “hakaret”ten yargılanan üçü beraat ederken birine, “iftira”dan sanık birinde dava zamanaşımından düştü; bir diğerine de bir yıl bir ay hapis ve 8 bin 660 TL adli para cezası verilmişti Aynı dönemde, 6 gazeteci ve 3 medya kuruluşu da “kişilik haklarına saldırı” veya “hakaret” iddiasıyla toplam 1 milyon 901 bin TL manevi tazminat istemiyle yargılanıyordu. Bu tazminat davalarından iki gazeteci ve bir medya kuruluşu 30 bin TL tazminat ödemeye mahkum olurken tazminatların bin TL’lik kısmı reddedildi.
TCK 299: Yedi sanıktan; biri mahkum
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilişkin görüş ve eleştirileri nedeniyle toplam yedi gazetecinin adı davayla anıldı. Engin Korkmaz, Necla Demir, Ahmet Sever ve Erk Acarer toplamda 18 yıl 8 ay yıl hapis istemiyle yargılanmaya devam etti. Faruk Arhan 1 yıl 2 ay 17 gün hapis cezası aldı; Can Dündar ve Abbas Yalçın’ın davası zaman aşımı nedeniyle düştü.
Cumhurbaşkanı seçildiği Ağustos 2014’te Erdoğan’a yönelik yayınlar ve düşünceler nedeniyle yaygın şekilde kullanılmaya başlanan TCK’nın 299.maddesi, 1 Nisan’a kadar en az 62 gazetecinin hapis, ertelemeli hapis ve para cezasına mahkum edilmesine zemin oluşturdu. Sadece 2019 yılında en az yedi gazeteci, toplam 3 yıl 2 ay 26 gün hapse, 35 bin TL adli para cezasına mahkum edilmişti.
Evrensel ve BirGün’e 59 gün İlan kesme cezası
Basın İlan Kurumu (BİK), Gaziantep Üniversitesi’nin hazırladığı ve bölgede çalışan gazetecilerle görüşülerek hazırlanılan Mezopotamya Haber Ajansı kaynaklı “Eylem Planı Rapor” haberi nedeniyle Evrensel gazetesine 10 gün ilan kesme cezası verildi. Ayrıca, BirGün gazetesi “Bazı haberlerde yayın kaynağının kullanılmaması” gerekçesiyle, Evrensel gazetesi de “haber başlıkları”nın gerekçe gösterildiği bir karar nedeniyle toplam 49 gün boyunca ilandan oldu.
Sansür 232 haberi vurdu; 177 basın kartı ya beklemede ya iptal
Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde, üç haber sitesi sansürlendi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Kanal İstanbul güzergahında arazi aldığına yönelik çıkan 232 haber linkine (Cumhuriyet.com.tr, Bianet.org, Diken, BirGün, Artı Gerçek, Gazete Duvar, T24, Odatv, Sputnik Türkiye, Evrensel, Halk TV, Tele1, Gerçek Gündem, vs) erişim engeli getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın, “50 bin dolarlık çantası”; Konya’da bir TIR şoförünün geçim sıkıntısından kendini asması gibi içeriklere bu dönemde erişim engeli getirildi. Birkaç sayfasında Türkiye aleyhinde ifade barındırdığı gerekçesiyle iki yıl sekiz ay süreyle Türkiye'de sansürlü olan Wikipeia sitesi, Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararının ardından erişime açıldı.
Bu dönemde, Türkiye’de görevli uluslararası medya temsilcilerinden 150’den fazlası, oturum hakkı da sağlayan ve 31 Aralık 2019’da süreleri dolan basın kartları yenilenmiş değil. Ayrıca, eleştirel medya kuruluşlarında çalışan 27 gazetecinin basın kartı iptal edildi.
Virüs haberciliğine kelepçe yıldırıcı
Koronavirüs salgınına karşı fedakarlıkla mücadele veren sağlık emekçilerini alkışlayanlarla ilgili “Bir takım pisliklerin bu alkış kampanyasını nasıl sevinçle karşıladığını da buradan görüyor, izliyorum..” diye yazdı. Babaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan da alkışa destek verince Twitter hesabını kapattı.
Virüsle ilgili haberler nedeniyle gözaltına alınan Ses Kocaeli gazetesi genel yayın yönetmeni İsmail Çiğit, “Haberlerin peşini bırakmak zorunda kaldık” dedi. Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP, objektif ve tarafsız yayın yapmadığı gerekçesiyle CNN Türk televizyonuna çıkmama kararı aldı.
Dört gazeteci ve bir medya AYM’de kazandı
Anayasa Mahkemesi (AYM), Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde Anayasanın güvence altına aldığı ifade özgürlüğü ilkesinin dört gazeteci ve bir gazeteye yönelik ihlal edildiğine hükmetti; devleti toplam 30 bin 905 TL tazminat ödemeye mahkum etti. Bu dönemde, bir gazeteci ve bir gazeteye dair prosedür ve yargı kararlarının ifade özgürlüğü hakkına aykırılık oluşturmadığına karar verdi. Ayrıca, Sendika.org haber sitesine ilişkin erişime engeli kararını dört buçuk yıl görüşen AYM, sitenin bütünüyle erişime engellenmesinin ifade özgürlüğü ihlali olduğuna hükmederek orantısızlığa vurgu yaptı.
Türkiye AİHM’de mahkum, Avrupa Konseyi’nde izlemede
Ocak- Mart 2020 döneminde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), sekiz gazetecinin yaptığı başvuruda Türkiye’yi ifade özgürlüğünün ihlal etmekten mahkeme giderleri dahil toplam 10 bin 200 avro (yaklaşık 76 bin 500 TL) tazminata mahkum etti. Türkiye'nin mahkumiyetine kaynaklık eden düzenlemeler “örgüt propagandası” ve “hakaret”e dair hükümler oldu.
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi (AKBK), “Cumhurbaşkanına hakaret” ve “kamu görevlisine hakaret” gibi dosyalarda özellikle gazeteciler dahil olduğunda ifade özgürlüğüne ilişkin yargılamalarda sorunlar tespit ettiği Türkiye’yi nitelikli izlemeye aldı; Türk Ceza Kanunu ile Terörle Mücadele Kanunu dahil birçok yasa maddesinin de gözden geçirilmesini talep etti.
RTÜK: 89 para, iki uyarı, beş program durdurma cezası
Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Ocak-Şubat-Mart 2020 döneminde haber, film ve program yayınlarından dolayı TV kuruluşlarına 89 para cezası, iki uyarı cezası ve beş program durdurma cezası verirken radyo kuruluşlarına bu dönemde herhangi bir işlem yapılmadı. Kurul, TV’lere toplam 5.520.078 TL para cezası verdi.
İşten çıkarmalar: Hak ödenmeden ve yakışıksızca
2020 yılının ilk üç ayında iki gazetecinin işine son verildi. Uzun yıllar işyerlerine emek veren gazetecilerin işine medeni tarzdan uzak ve kanunlara aykırı şekilde son verildi. Geçen dönem Demirören Grubu’nun Hürriyet gazetesi 49 çalışanını birikmiş haklarını ödemeden evlerine tebligatla işten çıkarmasının ardından, bu rapor döneminde de, gruba bağlı Posta gazetesinde uzun yıllar haber müdürü olarak çalışan, medya özgürlüğü ve sendikalaşma konusunda çıkışlarıyla bilinen Timur Soykan’ın işine son verildi. Yeniçağ gazetesine ait İnternet sitesinin Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak da bu dönemde işine son verildiğinde Sosyal medya hesabında, “Bu haksız ve saygısız eylemi izah edebilecek bir kelime bulamıyorum. Operasyonun bir ayağı da içerideymiş, göremedik!” diyordu.
(EÖ/İA/SA)