Haberin İngilizcesi için tıklayın
Varille fotoğraf çektirenler mi? Bir polis gibi cinayetin üzerindeki “sır perdesi"ni aralamaya çalışanlar mı?
Cemal Metin A. isimli erkek üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i “öldürmekten” tutuklandı. Haber bu.
Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik… Haberciliğin en zor bir o kadar da dikkatli olmanız gereken alanlarından.
Örneğin bir LGBTİ+ haberini servis ederken öyle dikkatli davranmanız gerekir ki LGBTİ+’yı mağdur etmezsiniz ve haklarını gözeten bir haber yazmaya önem verirsiniz…
Erkek şiddeti haberi yazıyorsanız da yine dikkat etmeniz gereken çok nokta var. Haberi kadının gözüyle yazmak, kadını tekrar mağdur etmemek, cinayet söz konusuysa başka erkeklere yol yöntem göstermemek adına fazla detay vermemek bu tarz haberlerin en bilinen ve “olmazsa olmazlarından”
TIKLAYIN - Toplumsal cinsyet odaklı habercilik kütüphanesi
TIKLAYIN - Toplumsal cinsiyet odaklı habercilik el kitabı
Hatta bazı erkeklerin mahkemelerde suçu işlemeden önce “kadını nasıl öldürmesi gerektiğini, ne yaparsa indirim alacağını araştırdığını” söylediğine tanık olduysanız haberinizdeki her detayın ne anlama geldiğinin de çok farkındasınızdır..
Ha mutlaka ve mutlaka haberi yazarken şiddeti “allayıp pullamazsınız”, bir polis gibi cinayetin detaylarını öğrenmeye çalışmazsınız.
Yine bir erkek şiddeti haberinde kadının konu dışı olan her hangi bir sosyal medya hesabından aldığınız fotoğrafını kullanmazsanız. Kadına yönelik şiddetin protesto edildiği eylemlerden görseller kullanabilirsiniz gibi gibi..
Kadın cinayeti, çocuğa yönelik cinsel istismar, LGBTİ+’lara yönelik bir hak ihlali yazarken, sorularınızı sorarken hep dikkatli olursunuz, yeni hak ihlali yapmamaya çalışırsınız.
Anlayacağınız yazdığınız her kelimeyi on kez düşünür seçtiğiniz bir fotoğraf için en az yarım saat kafa yorabilirsiniz.
Habere başlarken ve bitirdiğinizde kendinize şu soruyu sorarsınız:
“Bu haberimle bir kadını, çocuğu, LGBTİ+’yı mağdur ettim mi?”, “Bu haber kime hizmet ediyor?”
Elbette toplumsal cinsiyet odaklı haberciliğin detayları çok. Bunun için atölyeler düzenliyoruz, panellere katılıyoruz. Bıkıp usanmadan öğrenmeye çalışıyoruz. Bıkıp usanmadan anlatmaya, anlamaya çaba sarf ediyoruz…
Çünkü, bir erkeğin bir kadını öldürdüğü cinayet suçunu “cani erkek kadını vahşice öldürdü” diye verdiğimizde erkeği de işlediği suçu da bu diyardan memleketten bu zamandan değilmiş gibi anlatmış olduğumuzu biliyoruz…
Çünkü, bir erkeğin bir kadını öldürdüğü cinayet suçunu “âşık erkek güzel kadını öldürdü” diye verdiğimizde, erkeğin cinayetinin “aşk” bahanesi ve “masumiyeti” ile görünmez kılındığını biliyoruz.
Çünkü, bir erkeğin bir kadını öldürdüğü cinayet suçunu, daha önce öldürülen bir kadın cinayeti ile özdeşleştirdiğimizde cinayetleri sıradanlaştırabileceğimizi biliyoruz.. Sonra erkeklerden şu cümleyi duyuyoruz “Seni ikinci Özgecan yaparım..”
Ülkede hızla artan bir erkek şiddeti gerçeği var.
Bu şiddetten, “kadın ve erkek eşit değildir” diyen zihniyet, en planlı cinayetlerde dahi erkeklere indirim veren bütünen yargı sistemi ve şiddeti pornografik hale getirip “tık” avcılığına düşen medya sorumlu.
“Kadınlar öldürülmesin”, “Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans” derken samimiyseniz, İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmak yerine Sözleşme gereklerini medyadan yargıya ve hatta devletin tüm aygıtlarına uygulamanız şart!
Baştan söylediğim hakikat hep karşımızda:
Cemal Metin A. isimli erkek üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i “öldürmekten” tutuklandı. (EMK)