Fotoğraf: https://valtioneuvosto.fi/en/frontpage
Makalenin İngilizcesi için tıklayın
Finlandiya Hükümeti'nin 19 bakanı var, 12’si kadın, yedisi erkek. 12 kadın bakandan özellikle Başbakan Sanna Marin ve İçişleri Bakanı Maria Ohisalo, Eğitim Bakanı Li Andersson, Maliye Bakanı Katri Kulmuni ve Adalet Bakanı Anna-Maja Henriksson Covid-19 ile mücadelede halkın ilgi odağı oldu.
Basında ve sosyal medyada bazen “Beşli” olarak adlandırılıyorlar.
Sanna Marin, 34
Başbakan, Sosyal Demokrat Parti
Neredeyse 24 saat çalıştıktan sonra bile ekibini koronavirüsle mücadele için yönlendirebilen, kameraların önünde her zaman ihtiyatlı ve tebessüm eder haliyle görünen bir kadın. Görünüşe göre sakinliğini asla kaybetmiyor ve usanmadan aynı soruları cevaplamaya hazır.
Sanna Marin ayrıca, çocuklar için özel bir canlı basın toplantısı düzenleyerek birkaç bakana video bağlantıları aracılığıyla soru sorabilecekleri bir imkân sundu. Bakanlar ise sanki Finlandiya’nın ana medyası ile basın toplantısı yapar gibi ciddiydi –kimse gülmüyordu, muhalefet bile. Sanna Marin, halkın güvenini kazandı. Şu an çok küçük bir kesim icraatlarına güven duymuyor.
Sanna Marin evli ve 2 yaşında bir kızı var. Kendisi, gökkuşağı ailesinden olan iki anne tarafından büyütüldü. Babası alkolizmden mustaripti ve Marin’in hayatında neredeyse yoktu. Farklı bir ailede büyümenin, eşitliğin ve herkes için eşit imkânların önemini anlamasına etki ettiğini söylüyor.
Maria Ohisalo, 35
İçişleri Bakanı, Yeşiller Partisi
Maria Ohisalo, akademik dünyadan geliyor. Siyaset Bilimi doktorası var. Yoksulluk alanında araştırmalar yapıyor. Oldukça yoksul ve şiddet dolu bir evde büyüdüğü için konusuna hakim. Örneğin ilk doğum gününü annesiyle beraber kadın sığınma evinde kutladı. Nintendo ve diğer bilgisayar oyunlarıyla bu sert gerçeklerden kaçmaya çalıştı. Oyunlar konusunda hâlâ çok iyi olduğu söyleniyor.
Maria Ohisalo birkaç ay önce evlendi. Sarışın, uzun saçlı ve mavi gözlü hâliyle son derece Fin. Bakanlığa yeni başladığında erkek gazeteciler tarafından “Buz Prensesi” olarak adlandırıldı. Ancak ciddi bir politikacı olarak profesyonelliğini ve kimseyle uğraşmayacağını gösterdiği için bu takma isim hızla kayboldu.
Li Andersson, 33
Eğitim Bakanı, Sol Parti
Li Andersson kendini feminist ve anti-kapitalist olarak tanımlıyor. Andersson, çalışma hayatı hakkında güçlü bir tutum sergiledi, kısa çalışma günleri ve haftalarıyla bir deney sundu.
Bir politikacı olarak partisinden çok daha popüler ve yetenekli. İyi bir hatip. Hâkim siyasi jargonu kullanmıyor, sıradan insanlar gibi konuşuyor. Ayrıca akranları gibi giyiniyor ve bazen bakan gibi görünmek yerine bira içmek için bara giden biri gibi de giyinebiliyor.
Andersson’ın Siyaset Bilimi lisans derecesi var. Aynı zamanda uluslararası hukuk okudu. Finlandiya'daki İsveççe konuşan azınlıktan geliyor.
Katri Kulmuni, 32
Maliye Bakanı, Merkez Parti
Kulmuni hem kırsal kesimden bir kadın hem de kozmopolit olarak tanımlanıyor. Neredeyse tüm hayatı boyunca siyasetin içindeydi ve siyasete atıldığı ilk yıllardan itibaren de adım adım yükseldi. Kırsal alanda büyüyen biri olarak Merkez Parti onun için olağan bir seçimdi. Hem Finlandiya’da hem de Rusya’da Uluslararası Politika okudu. Ekonomi ve devlet finansı ise onun açısından yeni bir alan.
En görünür kadın bakanlardan olan Kulmuni aynı zamanda kendine güveni olmayan, sessiz ve en genç bakanlardan. Kulağa hoş gelmeyen bazı sesler Kulmuni’nin gerçekten bağımsız olmadığını dedikodularına konu ederek, bu geleneksel erkek çiftçi partisinin eski demirbaşları tarafından kontrol edildiğini öne sürüyor.
Anna-Maja Henriksson, 56
Adalet Bakanı, İsveç Partisi
Anna-Maja Henriksson için kadın egemenliğindeki kabinenin genç kadın üyelerinin “teyzesi” deniyor. Henriksson aynı zamanda avukat ve daha önce de hükümette görev yaptı.
Hayatının çoğunu politikayla geçiren son derece ciddi bir politikacı olarak görülüyor. Henriksson’un adı skandallara veya dedikodulara hiç karışmamış, çalışkan bir profesyonel olarak biliniyor.
Koronavirüs krizi patlak verdiğinde hükümet oldukça yeniydi. “Onlarla gurur duyabiliriz” sözü hükümet ve özellikle “Beşli” hakkında halkın ortak görüşü gibi görünüyor.
* * *
Finlandiya, diğer ülkelerle kıyaslandığında Covid-19'un ilk dalgasından bugüne kadar hayatta kaldı. Finlandiya’da Mayıs başında doğrulanmış 5327 koronavirüs vakası vardı ve virüs 240 kişinin ölümüne neden olmuştu. Örneğin, komşu İsveç'te vaka sayısı 22721’e ulaştı ve 2676 ölüm gerçekleşti.
Acil durum yasası Mart ayı ortasında Finlandiya’da yürürlüğe girdi. Okullar kapatıldı, mümkün olduğu kadar fazla insanın evden çalışması sağlandı, restoranların sadece paket servis için açılmasına izin verildi ve 70 yaş üzerindeki insanlar kendilerini korumak için evde kaldılar.
Sokağa çıkma yasağı uygulanmayarak insanların dışarıda olmalarına izin verildi, ancak birbirleri arasında en az 2 metre mesafe olması tavsiye edildi.
Ülke çapındaki yoğun bakım ünitelerinde yeterli kapasite yoktu ve solunum makineleri yeterli değildi. Strateji, virüsün yayılmasını yavaşlatmaktı.
Finlandiya’daki kısıtlamalar artık yavaş yavaş kaldırılacak. Okullar Mayıs ortalarında, restoranlar ise Haziran başında açılacak. Mümkünse hâlâ insanların evden çalışması ve yaşlı insanların evde kalması tavsiye ediliyor. Şimdilik bir grubun 10 kişiden fazla toplanması yasak; ancak Haziran ayında 50 kişi bir araya gelebilecek.
Başbakan Sanna Marin basın toplantısında “Kısıtlamaları kaldırdıktan sonra daha fazla koronavirüs vakası olursa geri dönüp kısıtlamaları tekrar devreye sokabiliriz,” dedi. Bundan sonraki strateji ise virüsün kaynağını test etmek, onu izlemek, izole etmek ve hastaya bakmak olacak.
İstisnai kısıtlamalar da birçok soruna yol açtı Finlandiya’da. Örneğin binlerce kişi geçici veya kalıcı olarak işini kaybetti ve özellikle küçük işletmeler büyük bir darbe aldı.
Kısıtlamalar, alkolün diğer ailelerin hayatından daha fazla rol aldığı birçok Fin ailenin saldırıya daha açık olduğunu da gösterdi. Polis aile içi şiddetin arttığını bildiriyor, öğretmenler ise okullar kapatıldığı için çocukların refahı konusunda endişeli. Çocuklar okuldayken günde bir kez de olsa sıcak bir yemek yiyebiliyorlardı. Şimdi ebeveynleri onlarla ilgilenemezlerse bazı çocuklar aç kalabilir. (LR/TY/DB)
* Leena Reikko'nun bianet için İngilizce yazdığı metni Tuğçe Yılmaz türkçeleştirdi.
** Yazı içindeki fotoğraflar, AA ve sosyal medya hesapları