Haberin İngilizcesi için tıklayın
“Trans kadın Ajda Ender’in başta yaşam hakkı olmak üzere ihlal edilen temel haklarının ve kişilik onurunun tesisi için herhangi bir girişiminiz olacak mıdır?
“Ajda Ender’in maruz kaldığı çok boyutlu şiddet bilginiz dahilinde midir? Şikâyet başvurularının ve dava sürecinin akıbeti nedir?
“M.B. hakkında herhangi bir soruşturma başlatılmış mıdır? Böyle bir soruşturma başlatılmışsa hangi aşamadadır? Böyle bir soruşturma başlatılmamış ise bunun sebebi ve yasal dayanağı nedir?
“Hükümetiniz döneminde kaç trans kadın öldürülmüştür? Faillerinin kaçı yargılanmış, kaçı ağır tahrik ve iyi hal indiriminden yararlanmıştır?
“Hükümetiniz döneminde ‘cinsiyet kimliği’ ve ‘cinsel yönelim’ temelli nefret suçları ve söylemlerinden dolayı hakkında adli ve idari soruşturma açılan kamu görevlisi var mıdır?
“Hâkim, savcı ve kolluk kuvvetleri başta olmak üzere kamu görevlilerin translara yönelik ayrımcı ve aşağılayıcı tutumunu önleyecek, farkındalık ve bilinç artırıcı eğitim programları neden oluşturulmamaktadır?”
Soruları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Züleyha Gülüm, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un yanıtlaması talebiyle iletti.
Gülüm’ün sorularını iletmesinin nedeni ise İstanbul’da yaşayan trans kadın Ajda Ender’e yönelik transfobik saldırılar.
bianet’in gündeme taşıdığı Ajda Ender komşularının transfobik saldırısı nedeniyle evine giremiyor.
TIKLAYIN - Trans Kadın Ajda: Evime Girme Hakkım Elimden Alındı
"Ajda ağır tehdit altında"
Gülüm, Meclis gündemine taşıdığı soru önergesinde şunları belirtti:
“Trans kadın Ajda Ender’in tarafıma ilettiği bilgilere göre, komşularının transfobik saldırıları nedeniyle sahibi olduğu evine girememekte, korku içinde yaşamakta, sürekli ölümle tehdit edilmektedir. Kendisiyle birlikte annesi, teyzesi, kuzeni ve kuzeninin çocukları da ağır tehdit altındadır.
Nefret suçları yıkıcı etki bırakır. Ajda, yaşam hakkı elinden alındığından dışarı çıkamıyor, barınma hakkı elinden alındığından evinde bulunan ve geçimini sağladığı tekstil malzemelerine ulaşamıyor, pek çok alanda dışlanma, ötekileştirme ve damgalamaya maruz kalıyor, sosyal ve ekonomik olarak ölüme mahkûm ediliyor.”
‘Ajda’ya yaşamaya hakkın yok tehdidi’
"Komşuları tarafından Ajda’ya yönelik 2005 yılında nefret söylemleriyle başlayan şiddet; cinsel, ekonomik ve fiziksel şiddete dönüşerek derinleşmiştir. Üniversite öğrencisi olan ve tekstil işiyle uğraşan Ajda, ilk yıllarda sessiz kaldığını, kendisi ve işiyle ilgilendiğini ancak şiddet düzeyinin gittikçe arttığını ve artık yaşamının kabusa döndüğünü belirtmektedir.
"Ajda, M.B. tarafından tecavüze uğradığını, ölümle tehdit edildiğini ve iftiralar üzerinden şantaja maruz kaldığını iddia etmektedir. M.B. ile birlikte komşuları Ş.A., N.A., A.T. ve R.T. tarafından ‘Defol buradan. Senin yaşam hakkın yok. Öldürülmen gerek’ şeklinde nefret söylemlerine, sistematik şiddete ve kötü muameleye maruz kalmış, defalarca sopalarla dövülmüş ve hanesine zorla girilmiştir. Ajda, komşularının transfobik şiddet ve ayrımcılığın mağduru durumunda iken kendisine saldıran komşularının polis çağırdığını ve apartmana gelen polisin önünde de tehdit edildiğini söylemektedir. Ayrıca hakkında defalarca sahte ihbarlarda bulunulmuş, sürekli ifade vermek zorunda kalmıştır. “
“2019 yılının mart ayında Feriköy Polis Merkezi’ne şikâyet başvurusunda bulunmak isteyen Ajda, bu defa da kolluk güçlerinin ön yargılı ve ötekileştirici yaklaşımıyla karşılaştığını belirtmiştir. Polis merkezindeki görevliler, Ajda’nın şikâyet başvurusunu almak istememiş, şikâyet dilekçesinin içeriğine müdahale etmiş ve “bunlara görüntünüz sebep oluyordur” şeklinde transfobik söylemlerde bulunmuştur. Ayça gibi nefret suçu mağdurlarının talep ve şikayetlerinin devleti temsil eden kişiler tarafından ciddiye alınmaması; alaycı, yargılayıcı hatta suçluları koruyu tavırlar ile karşılaşması Türkiye’deki nefret suçlarını daha büyütmektedir." (EMK)