Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye genelinde bazı özel okullar, depremzede çocukların farklı illerdeki özel okullarda ücretsiz eğitim görmesi için kampanya başlattı.
Türkiye Özel Okullar Derneği (TÜZOK), Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TODER), Özel Eğitim Derneği (ÖZDER), Özel-Öğretim Derneği (ÖZDEBİR), Özel Öğretim Kurumları Birliği (ÖZKURBİR) ve Ankara Eğitim Platformu'nun bünyesindeki 3101 özel okul depremzede çocuklara bahar döneminin sonuna kadar ücretsiz eğitim vereceğini duyurdu.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yoksul, kimsesiz ve şehit yakınları için zorunlu tuttuğu yüzde 3'lük kontenjanın yüzde 7'ye çıkartılması ile özel okullar boş kontenjanları depremzedeler için kullanmaya başladı.
Toplam 33 bin 596 kontenjanın açıldığı okullara başvurular www.misafirogrenci.org üzerinden yapılıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın da destek verdiği kampanyaya şu ana kadar kaç öğrencinin başvurduğu ve kaç öğrencinin kabul edildiği bilinmiyor.
Haziran ayına kadar ücret alınmayacak
Projeye dair bilgi almak için aradığımız İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü Özel Öğretim Kurumları Şube Müdürlüğü, kaydı alınan öğrenci sayısını veremeyeceklerini belirtti.
Müdürlük, “haziran ayına kadar depremzede öğrencilerin özel okullarda eğitimlerine devam edebileceklerini ve herhangi bir ücret alınmayacağını” ifade etti.
“2023-2024 eğitim öğretim yılında öğrencilerden ücret talep edilecek mi, eğitimlerine nasıl devam edecekler?” sorusuna ise; “Buna dair bir bilgilendirme yok, Milli Eğitim Bakanlığı ile görüşmeniz gerekiyor” yanıtı verildi.
MEB: Şu an bir açıklama yok
Milli Eğitim Bakanlığı’nda konuştuğumuz yetkili ise; özel okullara başvuran öğrencilerin 2023-2024 eğitim öğretim yılında eğitimine nasıl devam edeceklerine dair şu an bir açıklama olmadığını söyledi.
Haziran ayına kadar başvuran öğrencilerden ücret talep edilmediğini belirtti.
Arık: Çocuk hakları gözetilmeli
Eğitim Reformu Girişimi Eğitim Gözlemevi Koordinatörü Burcu Meltem Arık, uygulamayı bianet’e yorumladı.
Arık, “deprem bölgesinden olan çocukların oldukça kırılgan olduğunu” vurguladı ve bu hassasiyetle yaklaşılması gerektiğini ifade etti ve ekledi:
“’Misafir öğrenci’ projesindeki desteklerin -yemek, kitap, eğitim- dışındaki mekanizmaları bilmiyoruz. TÖZOK uygulamayı başlattığında uygulama süresini de paylaştı. TÖZOK yöneticileri, desteğin kısa süreli olduğu ama kurulacak bağların hayat boyu olmasını amaçladıklarını açıkladı.
“Bu açıklamadan öğrencileri farklı yollarla desteklemeye devam edeceği öngörülebilir. Burada kritik olan kalınan süreden bağımsız olarak depremden etkilenen çocukların bulundukları yeni ortamlarda ayrımcılığa maruz kalmamaları, dışlanmamaları ve sürekliliği olan psikolojik ilk yardım ve ardından psikososyal destek alabilmeleridir.
"Koruma mekanizmaları kurulmalı"
“Birçok kentte deprem bölgesinden olan öğrencilerin zorbalıkla karşı karşıya kaldıklarına ilişkin bilgiler paylaşılıyor. Bunun olmaması için tüm kurumlar çocuk koruma mekanizmalarını kurmalı.
“Çocuklara verilen psikososyal ve koruma desteği ne kadar güçlü olursa çocuklar bakımından o kadar önemli olur. Bu tür destekler geçici barınma alanlarındaki eğitim mekânları için de önemli. Depremden etkilenen tüm çocuklar için hayatlarına ilişkin büyük belirsizlikler var, bu belirsizlikler hızla ortadan kaldırılmalı.
"MEB izleme mekanizması kurdu"
“Çocuklar için eğitim rutinleri ve bunların sürekliliği ne kadar erken kurulabilirse o kadar iyi olur. MEB’in de deprem bölgesinden olan tüm çocukları kısa, orta ve uzun dönemde izlemesi, nerede olursa olsunlar akademik, burs ve psikososyal kamusal destek vermeleri, bu desteklere yönelik düzenleme yapmaları ve desteklerin yönlendirilmesini sağlamaları da önemli.
“Öğrencilere maddi destek kapsamında özel öğretim kurumlarındaki yüzde 3 burslu öğrenci kabul etme şartının yüzde 10'a çıkarılmasına ve yüzde 7 kontenjanın depremden etkilenen illerden nakil yaptıran öğrenciler için kullanılmasına yönelik karar kritik. MEB’in bir izleme mekanizması kurduğunu biliyoruz, bunu kamuoyu ile paylaşması önemli olacaktır.”
(RT)