*Fotoğraf: Boğaziçi Dayanışması
*Öğrencilerin adları değiştirildi.
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Boğaziçi Üniversitesi'ne iki ay önce rektör olarak atanan Melih Bulu'nun icraati de atanma yönetimi gibi antidemokratik uygulamalar nedeniyle ünlendi.
Bulu, atandığı 2 Ocak'tan bu yana yardımcılarını "belirleme" yönteminden kampüste polis varlığına göz yummaya ya da doğrudan buna "kapı açmaya" kadar pek çok uygulamanın şimdiden aktörü oldu.
TIKLAYIN - "İstifayı düşünmüyorum" diyen Bulu, Soylu'ya teşekkür etti
Son olarak iki gün önce Rektörlük binasına iki aydır 'Kayyımlık' yazan ve o yazı her gün sökülse de bu eylemi yineleyen öğrenciler hakkında soruşturma açıldı. Öğrenciler, bu bilgiyi "iş birlikçi" diye tanımladıkları güvenlik görevlilerinden o anda, kameraya kaydedilirken, öğrendi.
TIKLAYIN - Sergi soruşturmasında 7 öğrenciye 3 yıla kadar hapis istemi
*Güvenlik görevlilerinin dilekçesinden
Kamuoyu, güvenlik görevlilerinin öğrencileri tespit edip Rektörlüğe ya da polise şikayet ettiği sergi soruşturması tamamlanınca hazırlanan iddianameden öğrendi. Ancak bianet'e bu "güvenlik sorununu" anlatan öğrenciler, ailelerinin, İstanbul Valiliğinden ve Emniyetten de yetişkin yaşta olmalarına karşın telefonla arandığını söyledi:
"Ailelerimizin aranması hukuksuz"
Mehmet: "Annemi aradı İstanbul Vali Yardımcısı H. K'nin sekreteri ya da danışmanı. 'Vali yardımcısı size ziyaret gelmek istiyor' dedi. Neden ziyarete geleceğini de tam olarak söylemedi. Annem tepki gösterdi ve ziyaret istemediğimizi söyledik. Kısa bir görüşmeydi. Geçmiş olsun telefonu gibiydi."
"Bu biraz 'Devlet öğrencilerin yanında, provokatörlerle arasına mesafe koyuyor' gibi bir politikanın ürünü bence. Bu pozla kendilerini temize çekmeye çalışıyorlar bence. Ama şu ana kadar beklediklerini bulamadılar."
TIKLAYIN - Melih Bulu'dan sonra "demokrasi": Her göreve Naci İnci!
"18 yaşını geçmiş birinin ailesinin aranması tamamen hukuksuz bir uygulama. Neye göre arıyorsun?"
"Geçen hafta da ben de dahil birçok insanın ailesi emniyetten aranmıştı. Orada da 'Çocuğunuz Boğaziçi eylemlerine katılıyor haberiniz var mı? Çocuğunuzun geleceğini önemsiyoruz biz' demişlerdi aba altından sopa gösterecek bir dille."
"Ama biz vazgeçmeyeceğiz. Aksine bu tarz gelişmeleri olumlu olarak yorumluyorum."
"Yeni" video kamera
Melis: "Sivil polislerin üstüne bir de güvenlikler eklendi. Her zaman Kayyımlığın kapısında duruyorlar en az dört beş kişi olarak. Etrafta da güvenlik oluyor ve mütemadiyen tavaf ediyorlar okulu. Kim ne yapıyor diye bakıyorlar."
"Biz 60 gündür Kayyımlığın önüne nöbet çadırımızı kuruyoruz ve Rektörlük tabelasının üstüne 'Kayyımlık' yazdığımız bir kağıt yapıştırıyoruz ve biz oradayken asılı duruyor."
"Asamazsınız' dedikleri gün ellerinde bir video kamera vardı. Böyle bir şeyi daha önce çok görmemiştik. Çünkü genelde telefonla çekiyorlardı. Birkaç kez o fotoğrafları sildirdik."
"Direniş boyunca kazandığımız belli başlı şeyler var. 'Kayyımlık' yazısını asmamız ve çadırı her zaman açmamız bunlardan bazıları. Bu tür alanları kaybetme lüksümüz yok gerçekten."
"Gerçekten zor bir durumdayız aslında. Sürekli gözlendiğimiz ve kamerayla kaydedildiğimiz bir yerdeyiz ve bunların nerelere ulaştığını takip edemiyoruz."
"Zaten kimlik numarasıyla giriyoruz okulda. 'Maskeni çıkar yüzüne bakacağım' gibi fevri hareketlerde bulunabiliyorlar. Güvenli alanımızı sağlamak için çok uğraşıyoruz gerçekten."
Gerçek muhalefet ve politik hafıza
Hülya: "İktidar, hukuku kendi leyhine manipüle ederek bizi bir şekilde rahatsız edip, korku ve baskı altında yılacağımızı düşünmek istiyor."
"Hepimiz linç yedik. Mehmed Özkan döneminde de bunlar oldu. Kendi adıma Boğaziçi kültürünü savunan biri değilim, başörtülü bir kadın olarak Boğaziçi'nde okumak çok kolay değil."
"Burada gizli İslamofobi var, başörtülü kadınların mücadeleleri yalnızdır. Biz Boğaziçi Üniversitesi'ne bayılmıyoruz. Ama bizim şu anda birbirimizin elini tutabildiğimiz bir düzlemimiz var. Ve bence bu iktidarı korkutuyor. Propagandaları işe yaramıyor."
"Süleyman Soylu'nun adını vererek basın açıklamaları yapabilmek muhalefetin yapabildiği bir şey değildi yıllardır. Bu çok kolay bir şey değil. Bizi bu yüzden yıldırmaya çalışıyorlar. Ama biz moralimizi yüksek tutuyoruz, devam ediyoruz."
TIKLAYIN - "İki öğrenciniz tutukluyken hiç utanmadınız mı?"
"Okul binalarımızda elektriği kapatıyorlar artık. Çünkü biz o elektriği kullanarak etkinlikler düzenliyoruz. İki aydır direniş çadırı kuruyoruz. Ders çalışıyoruz, kitap okuyoruz, projeksiyon kullanıyoruz. Ama nereden elektrik çeksek oranın elektriği kesiliyor şu an."
*Güvenlik görevlilerinin dilekçesinden
"Melih Bulu'nun gidip gitmemesiyle ilgilenmiyorum. Ben Türkiye'de büyümüş bir insanım. Biz çözüm sürecini, Hrant Dink'in nasıl öldürüldüğünü, 'başörtülü aday yoksa oy da yok' kampanyalarını hatırlıyoruz. Politik hafızası hiç gelişmemiş insanlar değiliz. Benim çok beğenmediğim okulum bile elimden alınıyor. Benim evime girildi artık. Şu anda bir insan olarak yapabileceğim şeyi yapıyorum aslında."
TIKLAYIN - "Bizim bu ülkeye, bu halka borcumuz var"
"Biz kendi aramızda direnişin ne zaman biteceğini hiç konuşmadık mesela. Direniş gidebildiği yere kadar gidecek. İnsanların sandığı gibi üç beş kişi de değiliz. İçeride durum gerçekten çok kötü ama kendi insanlığımızı korumak için direniyoruz."
Gözaltından çıkan 51 öğrenci
Ecrin: "İlk aranmalar gözaltından çıktıktan sonra yapıldı. Gözaltına alınan 51 kişinin ailesini aramaya başladılar. Ailelerimiz 'Ben çocuğumun yanındaydım. Destekliyorum. Yanlış bir şey yapmadı' gibi şeyler söyledi."
TIKLAYIN - Boğaziçi'nde öğrencilere biber gazıyla müdahale
"C.A. diye biri arıyor, polis olduğunu söylüyor. 'Çocuğunuzun yanlış yola girdiğini düşünüyoruz, onları doğru yola sokmak bizim görevimiz. Çocuğunuzun şu eyleme katıldığından haberiniz var mı?' gibi şeyler anlatıyor. Annem de 'Haberim var. Destekliyorum. Yanlış bir şey düşünmüyorum. Ayrıca haber verecekseniz gözaltına girdiğinde haber verseydiniz' dedi."
*Güvenlik görevlilerinin dilekçesinden
"İlk 51'i böyle aradıktan sonra bir daha bir aile arama turu oldu. Bir yandan konuşan kişi çok yumuşak konuşuyor, ama 'Başlarına bir şey gelmesini istemeyiz' diyor mesela. Bu da tehditkâr bir şey."
TIKLAYIN - Erbaş, Soylu ve Bulu hedef gösterdi, iki öğrenci tutuklandı
"Korkmuyorum' dersem yalan olur. Yine de bu vazgeçmemiz için bir neden değil. Melih Bulu'nun dediği gibi altı ayda sönümlenecek bir şey değil. En basiti herkes ona sırtını dönecek. Okulda her zaman bir yüz karası olacaklar. Ama biz çok güçlüyüz bir arada."
(DŞ)