Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Diyarbakır, Elazığ, Artvin ve Batman'daki veliler, koronavirüs salgınıyla birlikte ilkokul, ortaokul ve liselerde ilk kez uygulamaya konulan uzaktan eğitime ilişkin bir haftalık deneyimlerini bianet'e anlattılar.
Eğitim ve Bilişim Ağı'na (EBA) erişim, internet sorunu ve ders içerikleriyle ilgili tartışmaların yaşandığı bir haftada, kırsal bölgelerdeki çocukların uzaktan eğitime erişimi tartışma dışı kaldı.
Üç, dört, hatta beş öğrencinin olduğu ve televizyon dışında alternatifin bulunmadığı hanelerde uzaktan eğitim nasıl yapılıyor? Kırsal bölgelerdeki öğrencilerin ne kadarı EBA'ya internetten erişim sağlıyor? Veliler, ne bekliyor?
TIKLAYIN-Öğrenciler Uzaktan Eğitimi Anlatıyor: Okulun Değerini Daha İyi Anladık
Bilgisayar ve internet gibi imkanlara sahip olmayan öğrencilerin velileri; "Büyük şehirdeki çocukların bilgisayarı, interneti, televizyonu her şeyi var. Ama buradaki çocuğun yok. Şimdi bu çocuklar nasıl aynı sınava girecek? Bu adaletli bir şey mi?" diye soruyor.
"İki çocuğumun dersi aynı saatte"
Diyarbakır’ın Bismil ilçesinde yaşayan İsmail Ç.’nin okula giden beş çocuğu var. Çocuklardan ikisi 8. sınıfa, diğerleri 1., 2., ve 6. sınıfa gidiyor. Evde bilgisayar ve internetin olmadığını söylüyor İsmail Ç, çocuklarının eski tüplü televizyon başında gün boyu sırasıyla ders takip etmeye çalıştığını anlatıyor: “ 2. ve 6. sınıfa giden çocuklarımın dersleri aynı saate denk geliyor. 10.00’da başlıyor, takip etmeleri zor oluyor. Bir gün biri ders dinliyor ertesi gün diğeri, böyle nasıl olacak bilmiyoruz.
"Mevsimlik işçi olarak çalışıyorum. Şu an iş yok, zor bela geçiniyorum. Sosyal hizmetlere gittim, çocuklarımın eğitimi için yardım istedim, yeşil kartım olduğu için yardım vermediler, elektrik faturama indirim yapılıyormuş. 8. sınıfa giden çocuklarımın sınav parasını öğretmen ödedi. Çocuklarımız okusun istiyoruz ama bütün talihsizlikler imkansızlıklar çocuklarımıza denk geldi."
“Her zaman internet yükleyemiyorum”
Bismil’de yaşayan bir başka veli Filiz Türk’ün durumu da çok farklı değil, onun da okula giden dört çocuğu var: İkisi 8. sınıfa, biri 6, diğeri de 2. sınıfa gidiyor. İsmail Ç.’nin evinde yaşananın benzerini o da yaşıyor; çocuklardan 6. ve 2. sınıfa gidenlerin ders saatleri çakışıyor.
Çocukları dersten geri kalmasın diye 2. sınıf öğrencisi kızını komşuya gönderdiğini söylüyor: “Evimde internet bilgisayar yok, cep telefonundan EBA’nın uygulamasını indirdi çocuklar. Anlamadıkları yerlere oradan bakmaya çalışıyorlar ama internet yetmiyor çok çabuk bitiyor. Ben de her zaman internet yükleyemiyorum, buralar da iş yok, benim de maddi gücüm yok.
TIKLAYIN-Velilerin Uzaktan Eğitim Deneyimi: EBA'ya Erişim Sağlayamıyoruz
“Eğitimi yeterli bulmuyorum”
Çocuklar ders başladığında televizyon karşısına geçiyorlar ama onlara oyun gibi geliyor. Çünkü derslerin anlatımını çok zayıf ve basit görüyorlar. Daha soru çıkmadan çocuk soruyu çözüyorlar. Üniversite okuyan yeğenime sordum, Türkiye geneli olduğu için her öğrencinin seviyesi aynı olmadığı için basitleştirdikleri söyledi. Ben verilen eğitimi yeterli bulmuyorum. Ders başladığı gibi bitiyor.
Çocuklarla beraber ben de dersin başına oturuyorum, İngilizce dersinin Türkçe açıklaması yok, çocuk anlamadan geçiyor. 2. sınıfa giden kızıma soruyorum ‘dersler nasıl, anlıyor musun’ diye çocuk eski konuların anlatıldığını ve aynı videoların tekrar tekrar gösterildiğini söylüyor.
30 Nisan’a kadar böyle nasıl olacak bilmiyorum, zaten bu dönem artık okulları açacaklarını sanmıyorum. Ama bizim gibi çok çocuğu olan ve durumu olmayan insanları düşünmeleri gerekiyor. Bilgisayar ve internet vermeleri gerekirdi. Nasıl olacak başka?”
TIKLAYIN-Ziya Selçuk: LGS'de Erteleme Söz Konusu Değil
“Çocuk tam motive oluyor ders bitiyor”
Artvin’in Ardanuç ilçesinde yaşayan Azize Durgun’un da iki çocuğu var, 1. ve 5. beşinci sınıfa gidiyor çocukları. Bilgisayar da internet de yok. Dersleri EBA TV’den takip ediyorlar. Ara ara da cep telefonundan EBA’ya girdiklerini söylüyor Durgun: “Saatleri var her saat giremiyorsun. Zaten iki kez girebildik. Televizyondan derslere bakıyoruz ama çok erken bitiyor, ders saatleri çok kısa. Anlamadıkları yerleri soramıyor çocuklar. Biz de öğretmenimize soruyoruz. Bir de İngilizce çok zorluyor, 10-15 dakikada ne öğrenilebilir, 2 ders konulmuş toplam yarım saat, bu yeterli değil. Çocuk tam motive oluyor hemen bitiyor.”
“Kısacık ders, uzun uzun teneffüs”
24 Ocak’ta yaşanan depremin ardından uzunca süre eğitime ara verilen Elazığ’da yaşayan Semra D. ise; çocuklarının okuldan koptuğunu söyleyerek başlıyor konuşmasına: “Bir oğlum 11. sınıfa diğeri de 6. sınıfa gidiyor. Çocuklar depremden sonra zaten okula gitmiyorlardı şimdi de uzaktan eğitime başladılar, tamamen derslerden uzaklaştılar. Bu yıl gitti artık ben kayıp sene olarak bakıyorum.
Bilgisayarımız, internetimiz yok. Çocuklar derslerine televizyondan bakıyor. Ama uzaktan eğitim öyle çok kaliteli değil. Çocukları oyalamak için yapmışlar bir şeyler ama bomboş. Bütün bunlar biliniyordu, önlem alabilirlerdi. Aylardır hastalığın her yeri sardığını duyuyoruz. Türkiye’ye de geleceği belliydi. Uzaktan eğitim yapmaya bir günde mi karar verdiler? Hazırlık yapmış olsalardı böyle boş bir eğitim vermezlerdi. Kısacık ders, uzun uzun teneffüs koymuşlar.
Depremi mi, salgını mı, çocuklarımızın geleceğini mi; neyi düşüneceğimizi bilmiyoruz. Kendimizi teselli ediyoruz: ‘Canları sağ olsun’ diye… Ama bu çocuklar yarın ne yapacaklar? 11. sınıfa giden oğlum seneye sınava girecek ama bir yılı yok. Bir yılı boşa gitti."
TIKLAYIN-Selçuk: EBA Canlı Sınıf Uygulaması Başlatıyoruz
“Tekrar yapamıyorlar”
4, 8, 9, 12. sınıfa giden dört çocuğu olan Batman’da yaşayan İdris Arıtürk de uzaktan eğitim için “Hiç yoktan iyidir” diyor: “Maddi gücüm yok. Eski bir tüplü televizyonumuz var, çocuklar oradan derslerini izliyorlar. Birinin dersi bitiyor diğerinin başlıyor. Dersleri denk gelmiyor ama tekrar yapamıyorlar çünkü hepsinin dersi ancak bitiyor. Evimizde bilgisayar yok, çocuklar da durumlarından şikayet etmiyorlar. Çünkü yok biliyorlar.
Benim çocuklarım yine derslerini takip edebiliyor, bazı komşularımın televizyonları, ders verilen kanalı çekmediği için çocuklar hiç ders yüzü görmüyor. Hiç yoktan iyi ama büyük şehirdeki çocukların bilgisayarı, interneti, televizyonu her şeyi var. Ama buradaki çocuğun yok. Şimdi bu çocuklar nasıl aynı sınava girecek? Bu adaletli bir şey mi? (RT)