Haberin Kürtçesi için tıklayın
Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Pınar Gayıp, Korgeneral Musa Çitil’in şikayeti üzerine “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef gösterme” suçlamasıyla yargılandığı davada beraat etti.
Gayıp, İpek Er’e cinsel saldırıda bulunduktan sonra intihara sürükleyerek yaşamını yitirmesine neden olan ve 10 yıl hapis cezasına çarptırılan uzman çavuş Musa O. ile ilgili bir haberi "Musa O., Musa Çitil'den feyz almış ki bu suçu işledi" diyerek paylaştığı için yargılanıyordu.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Gayıp, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Gayıp duruşmada, "Musa O., alıkoyduğu İpek Er'e iki hafta boyunca tecavüz etti, meslekten men edildi. O dönem bu konuyla ilgili çok sayıda haber yapıldı. Benim paylaştığım haberde de Musa O.'nun bölgede işlediği suçlara atıf yapılıyor, ceza almasına rağmen terfi aldığı belirtiliyor. Alıntım da bu yönde" diye savunma yaptı.
Suçlamayı reddeden Gayıp, "Musa Çitil, görevini kötüye kullanarak bölgede en az 13 işkence ve tecavüz suçu işledi. Bunlar kanıtlandı ve Çitil ceza aldı. AİHM iki kez Çitil'in suçlarından dolayı Türkiye'yi mahkum etti. Dolayısıyla iddia da değil. Ben gazeteciyim. Paylaşımlarım ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamındadır. Suç değildir" dedi.
Duruşma savcısı da Gayıp'ın üzerine atılı suçu işlemediğini söyleyerek beraat yönünde mütalaa verdi. Mahkeme de mütalaaya uyarak Gayıp’ı beraat ettirdi.
Ne olmuştu? |
İpek Er, 7 Temmuz 2020’de Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurarak, uzman çavuş olarak görev yapan Musa O’nun kendisine tecavüz ettiğini söyledi ve şikayetçi oldu. Er şikayetin ardından bir mektup bırakarak intihar etti. Musa O. önce devlet memurluğundan ardından da Jandarma Genel Komutanlığı'ndan ihraç edildi. Siirt 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz yargılandı. 3 Aralık 2021’de “nitelikli cinsel saldırı suçundan en alt sınırdan" 10 yıl hapis cezasına çaptırıldı. O. bugün adli kontrol kararı gereği cezaevine değil. Olaya ilişkin Artı Gerçek muhabiri Yağmur Kaya, Eren Keskin’le bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide Keskin kolluk kuvvetlerinin cinsel istismar ve cinsel şiddeti bir savaş politikası olarak kullandığını belirtti, benzeri durumların geçmişte yaşandığını söyleyerek 1993’te Mardin’de kolluk kuvvetlerinin cinsel saldırısına uğrayan Ş.E. olayını örnek gösterdi: "93 yılında Mardin’de -bu kadınla yurtdışında karşılaştım- hem kendisine hem annesine askerler tarafından cinsel saldırıda bulunulmuştu ve yurt dışına gitmişti aile. Aile yurtdışında bana ulaştı, çok kötü durumdaydı. Başvurusunu aldık ve daha sonra suç duyurusunda bulunduk. Ş.E isimli genç kadına cinsel saldırıda bulundukları için Musa Çitil ve komutasındaki 405 asker hakkında dava açıldı. O zamanlar bu konu kamuoyuna yansıdı ve Yıldırım Türker ‘Tecavüzcü sürüsü’ diye bir yazı yazmıştı ve o yazısı nedeniyle Yıldırım Türker yargılandı. Hatta o dönem bu davayı bir kadın savcı açmıştı Mardin'de. Hemen o kadın savcı başka bir yere sürüldü. Benim hakkımda davalar açıldı. Ve sonuçta Musa Çitil ve tüm askerler beraat ettiler. Sonra Musa Çitil yıllar sonra Sur olaylarında o bölgenin komutanı olarak karşımıza çıktı." Pınar Gayıp bu haberi alıntılayıp, “Musa O., Musa Çitil'den feyz almış ki bu suçu işledi” dedi. Tek yargılanan da olmadı. Musa Çitil, aynı haberle ilgili olarak haberi yapan Yağmur Kaya ve söyleşiyi Twitter’dan paylaşan Ahmet Kanbal’dan da şikayetçi oldu. Ahmet Kanbal 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı. İstinaf kararı bozarak beraat ettirdi. Yağmur Kaya’nın yargılandığı dava ise devam ediyor. |
Musa Çitil hakkında |
Musa Çitil’e, Derik Jandarma Komutanı olarak görev yaptığı dönemde, Mardin’in Derik ilçesinde 1993-94 yılları arasında 13 kişinin öldürülmesiyle ilgili 11 Ekim 2012’de dava açıldı. Çitil hakkında 13 kez ağırlaştırılmış hapis cezası istendi. İddianamede, Çitil'in öldürülen köylüler ile ilgili “terörist” diye tutanak tuttuğu belirtildi. Derik Savcılığı’nın yürüttüğü faili meçhuller soruşturması kapsamında ilçede iki ayrı yerde toplu mezar kazısı yapıldı. 17 Şubat 2012’de Dargeçit Bağözü Köyü’ndeki kazıda bir kuyunun içinde yanmış insan kafası ve bazı kemikler bulundu. Adli Tıp Kurumu’un raporuna göre, bulunan kemiklerinden biri gözaltında kaybedilen 19 yaşındaki Mehmet Emin Aslan’a aitti. Davanın müdahillerinden İbrahim Dölek ifadesinde, Çitil'in 1993'te kendisini tehdit ederek, işkence yaptığını anlattı: “O dönem yüzbaşı rütbesinde olan Çitil beni tehdit etti. Başıma silah doğrultarak terörist olduğumu itiraf etmemi istedi. Bizi gözlerimizi bağlayarak önce Derik Tabur Komutanlığı'na sonra İlçe Jandarma Komutanlığına götürdüler. Kömürlük gibi bir yerde, altı gün boyunca çok kötü şartlarda, gözlerimiz bağlı şekilde bekletildik. Tazyikli soğuk su, elektrik verme ve Filistin askısı gibi yöntemlerle birkaç kez işkence yapıldı. Üç kişi sorguluyordu bizi. Sorgulayanlardan birisinin Çitil olduğunu Köseveli köyündeki sesinden tanıdım.” Çitil, Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ne nakledilen davada yaptığı savunmasında, “yöneltilen hiçbir suçlamayı kabul etmediğini, görev yaptığı o dönemde yasalar çerçevesinde hareket ettiğini” söyledi. 21 Mayıs 2014’teki karar duruşmasında da beraat etti. Karar, Yargıtayca onandı. Ardından Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı görevine atandı ve Tümgeneralliğe terfi etti. Bu sırada Diyarbakır, Sur’daki operasyonu yönetti. İçişleri Bakanlığının 21 Temmuz 2017 tarihli kararıyla da Jandarma Genel Komutan Yardımcısı görevine atanan Çitil bir yıl sonra da Korgeneralliğe terfi etti. 30 Ağustos 2022'de emekli edildi. |
(HA)