Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye çapında gazeteciler bugün Onur Yürüyüşü'nde meslektaşları Agence France Press (AFP) fotomuhabiri Bülent Kılıç’a karşı polisin uyguladığı şiddeti protesto etti. Ankara, İzmir ve İstanbul Valilikleri önünde eylem düzenledi. Birçok gazetecilik meslek örgütü eylemlere destek verdi.
İstanbul'daki eyleme boynuna bastırılarak gözaltına alınan Kılıç da katıldı. İstanbul'da Babıali'de başlayan yürüyüş İstanbul Valiliği önünde son buldu. Gazeteciler fotoğraf makinalarını ve not defterlerini Valiliğin duvarına bırakarak tepkisini gösterdi.
Kılıç: Nefesim kesilmeye çalışıldı
Burada konuşan Bülent Kılıç “Boynuma basan polis hala görevde, hangimiz kendisini güvende hissediyorsunuz?” diye sordu. Meslektaşlarına gösterdikleri dayanışma için teşekkür eden Kılıç, “Böyle bir reaksiyonla tüm kamuoyunun olayı sahiplenmesi beni çok mutlu etti” dedi.
Olay sonrasında Anadolu Ajansı’ndan, CNN Türk’ten, NTV’den ve daha birçok kurumdan meslektaşlarının kendisini arayarak geçmiş olsun dileklerini ilettiğini fakat şiddet haberinin bazı kurumlarca haberleştirilmediğini söyledi.
Kılıç sonrasında şöyle devam etti:
“Bir dakikalık bir süreydi herhalde. Zaman zaman aklıma geldikçe hala daha demoralize oluyorum. Çünkü bir insanın nefesinin kesilmeye çalışılması kadar vahşi bir durum yok. Maalesef ben buna birebir şahitlik ettim. Bütün arayanlar, soranlar yüreğinden konuştu. Böyle bir vahşetin kabullenilemeyeceğini söylediler. Görüntü o kadar ağırmış ki insanlar gerçekten böyle bir reaksiyon verdi.
“Dünden beri beni çeşitli televizyon ve gazetelerden arkadaşlarım arıyor. Çünkü beni tanıyorlar, birbirimizi tanıyoruz. Sokakta beraberiz. Senelerdir bu işin içinde birlikteyiz. Ama nedense bazı kesim televizyon ve gazeteler bunu görmediler. Bu beni çok üzdü. Bu mesleki bir sorun. Bunun ötesi berisi gerisi yok, siyaseti yok. Bugün bir doktor acil serviste dövüldüğünde, öldürüldüğünde bütün doktorlar buna sahip çıkıyor değil mi? Neden bütün gazeteler bu şiddet vakasına sahip çıkamıyor? Bir gazetecinin dövülmesi ya da ezilmesinde sahip çıkılmayacak nokta neresi? Bu gazetecilik davası.”
Kılıç, boynuma basarak nefessiz kalmasına neden olan polislerin şu an hala daha görevde olduğunu söyleyerek “Soruyorum, hangimiz kendisini güvende hissediyor?” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Meslek örgütleri: Gazetecinin kamusal görevi
Kılıç’ın ardından basın meslek örgütleri ortak bir açıklama yaptı. Gazeteci Filiz Gazi’nin okuduğu ortak açıklamada basın meslek örgütleri “Gazeteciliği boğamayacaksınız” mesajı verdi. Gazi ortak açıklamada şunları kaydetti:
“Anayasa ile güvence altına alınan protesto hakkı fiilen yasaklanmış durumda. Geçim sıkıntısı yaşayan, haksızca işten atılan, mahallesine, ormanına, denizine sahip çıkmak isteyen, kimliklerine saldırılmasına karşı çıkan insanlar, polis ve jandarma şiddetine uğruyor, seslerini duyuramıyor. İşte hakkını aramak için sokağa çıkan bu yurttaşları haberleştirmek gazetecinin kamusal görevidir” denildi.
“Ancak meslektaşlarımız toplum adına görevlerini yürütürken ağır şiddetle karşı karşıya kalıyor. İçişleri Bakanlığının gösteriler sırasında polislerin görüntülerinin alınamayacağına yönelik yasadışı genelgesinin ardından, bu şiddet çok daha tehlikeli bir hâl almış durumda.
Cumartesi günü LGBTİ+ bireylerin ve onlara destek veren yurttaşların düzenlemek istediği Onur Yürüyüşüne müdahale eden güvenlik görevlileri, uygulanan şiddeti kayda almak isteyen AFP fotomuhabiri Bülent Kılıç’ı yere yatırıp boyuna bastırarak nefessiz bırakmak istedi. Güçlükle ‘Nefes alamıyorum’ diyebilen Bülent Kılıç ölümden döndü.
"Cezasızlık zırhına güvenmeyin"
“Aynı gün başka meslektaşlarımızın da işlerini yapmaları engellendi. Darp edilen, taciz edilen, çektikleri görüntüleri silmek zorunda bırakılan meslektaşlarımız oldu. Kolluk güçleri bu kanun tanımaz uygulamaları ile halkın gerçekleri öğrenme hakkını engellemektedir. Nefessiz bıraktıkları yalnız meslektaşımız değil, halkın haber alma hakkıdır.
“Bu şiddet dalgasının amacı medya çalışanlarını bezdirmek ve görevini yapmaktan uzak tutmak ise, bu amaca ulaşmanın mümkün olmadığını bir kez daha, gür bir sesle haykırıyoruz. Gazetecilik suç değildir ve bizler gazetecilik yapmaya devam edeceğiz. Gazetecilere şiddet uygulanmasını kanıksamayacağız, asla kabul etmeyeceğiz!
“Bu insanlık dışı yöntemlerde ısrar etmeyi düşünen memurları da uyarıyoruz: Cezasızlık zırhına güvenmeyin! Size bu kanunsuz emri verenlerle birlikte mutlaka yargılanırsınız! Gazeteciliği boğmanıza izin vermeyeceğiz!”
Açıklamada imzası bulunan meslek örgütleri şöyle: |
Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği, Diplomasi Muhabirleri Derneği, DİSK Basın-İş, Ekonomi Muhabirleri Derneği, Gazeteciler Cemiyeti, Haber-Sen, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Parlamento Muhabirleri Derneği, Samsun Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Foto Muhabirleri Derneği, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Haber Kameramanları Derneği |
(HA)