Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Osman Kavala dahil 16 kişinin yargılandığı Gezi davası beraat kararından 16 ay sonra Çağlayan'daki İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde tekrar görülmeye başlandı. İstinaf Mahkemesi'nin bozduğu beraat kararı sonrası görülen ilk duruşmada mahkeme Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı verdi. Heyete başkanlık eden Sercan Karagöz, karara muhalefet şerhi koydu.
Mahkeme başkanı Karagöz, Silivri'deki yargılamada Yiğit Aksakoğlu'nun tahliyesi yönünde oy kullanmış ve sonrasında heyetten gönderilen isimler arasında yer almıştı.
- NOT: Osman Kavala 1298 gündür Silivri Cezaevi'nde tutuklu
Duruşma başlamadan ara verildi
Duruşma salonu 30 kişilik olduğu için birçok izleyici, gazeteci ve milletvekili dışarıda kaldı. İzleyiciler salon içerisinde ayakta bekledi.
Mübaşir ilk olarak salonun boşaltılıp izleyicilerin yeniden salona alınacağını söyledi. Salonun boşaltılmaması üzerine mahkeme başkanı salona gelerek “Bugün bu duruşmayı görmek istiyorum ama bu şartlarda, COVID-19 şartlarında bu şekilde görmemiz mümkün değil. Lütfen salonu boşaltın. Sanık yakınları öncelikli olmak üzere tekrar salona alacağız sizleri” dedi ve duruşma daha başlamadan 10 dakika ara verdi.
TIKLAYIN - Gezi Davası yeniden
Başkan: Aynı karara varabiliriz
10 dakika sonra mahkeme başkanı tekrar gelerek duruşmaya başladı. Masumiyet karinesinin önemli olduğunu, tüm sanıkları dinlemek istediğini söyledi. Duruşmanın büyük salona alınması hususunda İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ne yazı yazdıklarını fakat olumlu bir dönüş olmadığını aktardı.
Gezi Davasının, Çarşı Davasıyla birleştirilmesi hususunun da değerlendirildiğini, fiziki bir bağlantı görülmesi halinde birleştirilebileceğini söyledi. Mahkeme başkanı bozma kararıyla ilgili olarak da “Direnmemiz mümkün değil. Usul hatalarının giderilmesi gerekiyor. Fakat bu yine aynı karara varamayacağımız anlamına gelmiyor” dedi. Ardından sanıklara bozma kararına karşın söz vermeye başladı.
Bu sırada duruşmaya Emniyet Genel Müdürlüğünü’nün avukatlarının da katıldığı görüldü.
Duruşmada ilk olarak söz alan Mücella Yapıcı, “Ben iki kez beraat etmiş birisiyim. Son beraatım da bozuldu. Bu kararın geri alınmasını istiyorum. Beraat istiyorum” dedi.
Atalay: Bu dosyada beraat çıkmalı
Daha sonra söz alan Can Atalay uzun bir konuşma yaptı. İstinaf Mahkemesi’nin bozma kararına değinen Atalay, kararın hukuki olmadığını söyledi. Serbestlik ilkesinden bahseden Atalay, “Bozma kararı kesindir ama siz buna uymak zorunda değilsiniz” diye konuştu. Atalay şöyle devam etti:
“Bozma kararına uymak zorunda olabilirsiniz ama bozma sonrası serbestlik ve uyma sonrası serbestlik ilkeleri gereğince beraat kararı vermeniz gerekir. Beraat kararı temyiz görmeden, savcılık makamı temyiz etmeden kesinleşti. Yargıtay gökyüzünün altındaki her şeyi dosyadaymış gibi toplamaya çalışıyor. Tayfun Kahraman hakkında takipsizlik kararı var. Savcılık makamı ‘yeni delil buldum’ diye kaldırmayı talep edebilir ama bunun hukukla alakasının olmayacağı açık. Bu dosyada bir şey beklenmeden beraat verilmeli.
“Kavala'yı ilk tutukladıklarında tek soruşturma vardı. Beraat edince cezaevi nizamiyesinden çıkamadan ‘Yok bunun hakkında 15 Temmuz vardı, o soruşturmadan şey yapıyoruz’ dediler. Sabahına bu ülkenin en üst makamı Cumhurbaşkanı Erdoğan kükredi. ‘El çabukluğu marifetiyle beraat ettirdiler, ben bu işi böyle bırakmam’ dedi. Bırakmasın. Yargıya bu kadar açıktan müdahale varken bu ülkede yaşayamayız. Türkiye'nin en onurlu direnişini, Cumhuriyet tarihinin en yaygın halk tepkisini Fethullahçı çeteyle ilişkilendirilmesine izin veremeyiz.
“Gezi direnişi bu ülkenin kendi halklarının kendi haklarına sahip çıkışının nişanesidir. Ülkenin 12 Eylül cuntasından tamamen çıktığının tabelasıdır. Özgürlüğün, eşitliğin, adaletin bir ihtimal olduğunun kanıtıdır Gezi.
“Gezi direnişi hem bu ülkenin hem memleketin hem bizim insanlarımızın kendi kaderini tayin hakkı, kendi kaderine sahip çıkma iradesidir. Biz Gezi'yi savunmaya devam edeceğiz.”
Kahraman: Gezi'ye katılan herkes yargılanıyor
Atalay'ın ardından konuşan Tayfun Kahraman da mahkemenin bozma kararına karşı çıkmasını istedi. "Bu dosyanın hiçbir şekilde dayanağı yok, hukuki yanı yok" dedi. Kahraman, "Sadece bizler değil Gezi'ye ve direnişe katılanların tümü bizim nezdimizde bugün burada yargılanmakta. Türkiye'nin demokrasi taşlarının bir tanesi olan bu direnişin yargılanması kabul edilmez. Beraat kararının bozulması hukuksuz olarak önümüzde durmakta. Beraat kararı vermenizi istiyoruz" diye konuştu.
Kavala: İnandırıcılığını kaybetmiş senaryo
Daha sonra Osman Kavala söz aldı. Kavala tutukluluğuyla ilgili konuşmak istediğini fakat bozma kararının sorulması nedeniyle beyanda bulunacağını söyledi ve şöyle konuştu:
"Bozma kararının altında yatan gerekçe farklı davaların birleştirilmesinin önünü açmaktır. Hiçbir delile dayandırılmadan benim ve diğer sanıkların hükümeti devirmek için gizli bir yapılanma içinde olduğumuz iddia ediliyor. Eğer Çarşı davası ile birleştirilirse siyasi amaçlarla yapılan bu suçlama örneğinin çarpıcı öğesi ortaya çıkacaktır.
"Beraat kararının bozulması davaları birleştirmek amacındadır. Davaların birleştirilmesi, sekiz yıl önce algı için hazırlanmış ama mahkemelerin verdiği beraat kararıyla inandırıcılığını kaybetmiş bir senaryoyu canlandırma teşebbüsü olacaktır."
Duruşmaya ara verildi
Daha sonra sanıkların müdafii avukatları söz almaya başladı. Çiğdem Mater Utku'nun, Mine Özerden'in Yiğit Aksakoğlu'nun ve Yiğit Ekmekçi'nin avukatları bozma ilamına karşı beyanda bulundu. Beyanların ardından duruşmaya ara verildi.
Savcı tutukluluğa devam istedi
Aranın ardından mütalaasını veren duruşma savcısı yurtdışında bulunan sanıkların infazının beklenmesini istedi. Osman Kavala'nın ise tutukluluğunun devamına karar verilmesini istedi. Mütalaanın ardından Osman Kavala'nın beyanına geçildi. Osman Kavala özetle şöyle konuştu:
Kavala: Beraatin bozulması şaşırtıcı olmadı
"Davaların birleştirilmesiyle, Gezi olaylarının hükümeti devirmeye yönelik bir komplo olduğu senaryosu temelinde 3,5 yıl önce başlayan yargı süreci yeni bir aşamaya girecek. Daha önce hatırlattığım gibi Gezi İddianamesi senaryosunun telifi FETÖ üyeliğinden yargılanan Emniyet ve Yargı mensuplarına ait. İddianamenin ekinde bulunan 14 ve 15 Haziran 2013 tarihli yazılardan görüleceği gibi, Gezi olaylarının benim baş aktörlerinden olduğum bir komplo olduğu kurgusu Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nda üretilmiş.
"Adalet dışı gerekçelerle gerçekleştirilen ve adaleti yanıltmak amacıyla kullanılan hukuksuz dinlemeleri yapanlar da aynı ekip. Gezi protestolarının bir komplo olduğu kurgusu iktidarca benimsendiği ve siyaseten kullanıldığı için, bu anlatıya ters düşen beraat kararlarının bozulması benim için şaşırtıcı olmadı."
"Gene bu anlatı gereği, bir komplo olarak Gezi protestolarını planladığım, yönettiğim ve finanse ettiğim algısının canlı tutulması için; aleyhime hiçbir delil olmamasına rağmen, Gezi davasından beraat etmiş olmama rağmen, AİHM’nin tutuklanmamın hak ihlali olduğuna hükmetmesi ve derhal serbest bırakılmamı talep etmesine rağmen, cezaevinde tutulmam gerekli görüldü. Suçlamalar değişiyor, bayrak yarışlarında bayrağın elden ele geçmesi gibi farklı yargıçlar ve mahkemeler yere düşürmeden tutukluluğumu birbirlerine geçiriyorlar.
"AİHM kararının etrafından dolanmak için icat edilmiş olduğu aleni hale gelmiş olan casusluk suçlamasıyla ilgili hiçbir bulgu olmadığını iddianameyi hazırlayan savcı da biliyor, hatta itiraf ediyor. Bir taraftan bu durumu, casusluk faaliyetlerinin çok gizli yürütülmüş olmasıyla açıklıyor. Arthur Miller’ın McCarthy döneminde kaleme aldığı 'Cadı Kazanı' adlı oyunda, savcının doğası gereği görülemeyecek bir faaliyet olduğundan cadılık suçlaması için delil ve tanık aranmasına gerek olmadığını söylemesi gibi."
Osman Kavala'nın savunmasının tam metni için TIKLAYIN
Bir sonraki duruşma 6 Ağustos'ta
Yaklaşık iki saatlik aranın ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti Osman Kavala'nın tutukluluğuna devam kararı verdi. Karar oy çokluğuyla alındı. Mahkeme başkanı Sercan Karagöz karara muhalif kalarak Osman Kavala'nın tahliye edilmesi gerektiğini savundu.
Mahkeme ayrıca Henri J. Barkey'in yakalanmasının beklenmesine hükmetti. İnanç Ekmekçi'nin istinabe talebini ise reddeeti. Bir sonraki duruşma 6 Ağustos'ta görülecek.
(HA)