* Fotoğraf: Tansu Pişkin / bianet
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) Barış Akademisyenleri hakkında verdiği yeniden yargılama kararı sonrası Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Prof. Dr. Gençay Gürsoy’un duruşmaları bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Mahkeme, yeniden yapılan yargılama sonucunda Korur-Fincancı ve Gürsoy’un beraatlerine karar verdi.
Duruşmalarda Korur-Fincancı ve Gürsoy ile avukatları Meriç Eyüboğlu hazır bulunurken akademisyenler de izleyici olarak katıldı. Mahkeme koronavirüs nedeniyle izleyici sayısını sınırlı tuttu.
Mahkeme heyeti: Başkan: Ferhat Gülbağça – Üyeler: Bengü Ersoy, Erol Güngör – Savcı: Alaattin Çolak.
Gürsoy: Geç kalmış doğru bir karar
Mahkemede ilk olarak Prof. Dr. Gürsoy’un duruşması görüldü. Mahkeme başkanı, istinaf mahkemesinin AYM kararı doğrultusunda yeniden yargılama yapılması kararını okudu.
Karara karşı sözleri sorulan Gürsoy, “İstinaf kararı geç kalmış doğru bir karardır. Katılıyorum ve karara uyulmasını talep ediyorum” dedi.
Avukatı Meriç Eyüboğlu da “Dosya üzerinden bozma kararları verildi ama sadece sizin mahkemeniz duruşma açtı. AYM kararı verileli bir yıl oldu ve bir yıldır dosya sürüncemede bırakılarak adil yargılanma hakkı ihlal edildi. Bugün son olsun diliyoruz” diye konuştu.
“Bu eziyet için üzgünüm”
Duruşma savcısı mütalaasında AYM kararı doğrultusunda beraat kararı verilmesini istedi.
Karar öncesi son sözü sorulan Gürsoy, “Sadece 50 yıllık öğretim üyesi olarak benim durumundaki bütün akademisyenler adına 4 yıldan beri bu eziyet çektirildiği için üzgünüm” dedi.
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, AYM kararı dikkate alınarak sanığın beraatine karar verdi.
Korur-Fincancı: Barış istemenin suç olduğu yegane ülkeyiz
Duruşma salonunda hazır bulunan Korur-Fincancı, mahkeme başkanının istinaf kararını okumasının ardından, “Hiç başlamaması gereken bir yargılama süreci dolayısıyla bozma yerinde bir karar diye düşünüyorum. Barış istemenin suç haline getirildiği yegane ülkeyiz” dedi.
Avukat Meriç Eyüboğlu ve duruşma savcısı Gürsoy’un duruşmasındaki beyanlarını tekrar etti. Mahkeme Korur-Fincancı’nın da beraatine karar verdi.
Ne olmuştu?
AYM'nin Barış İçin Akademisyenler hakkında verdiği "hak ihlali" kararı sonrası istinaf mahkemesi akademisyenler hakkında verilen hapis cezası kararlarını bozmuş, dosyalar yeniden yargılama yapılmak üzere ilk mahkemelerine gönderilmişti.
Sonrasında yerel mahkemelerin neredeyse tamamı dosya üzerinden duruşma açıp beraat kararları vermeye başladı. Ancak 37. Ağır Ceza Mahkemesi, 1 yıl 3 aydan fazla hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdiği Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Yrd. Doç. Dr. Lütfiye Bozdağ için yeni duruşma günleri açtı. Lütfiye Bozdağ 18 Haziran'daki duruşmada beraat etti.
Mahkemenin 3 akademisyene verdiği cezalar şöyleydi:
Şebnem Korur Fincancı'ya 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Cezada indirime gidilmedi, erteleme yapılmadı. Kararın gerekçesi, Sanığın üzerine atılı 'Terör örgütü propagandası suçundan' eylemine uyan suçun işleniş şekli ve özelliği sanığın suç tarihinden hemen önce ve sonrasında vermiş olduğu röportajlarında kullanmış olduğu ifadeler, suça konu bildiri içeriğiyle örtüşecek şekilde TSK'nin tamamen savunma ve güvenlik amaçlı bölgedeki faaliyetini vahşet, soykırım girişimi, savaş suçu ve Kürt halkına topyekun saldırı olarak ifade etmesi, bölgede PKK/KCK silahlı terör örgütü tarafından yapılan hendek kazma eylemlerini övmesi, öz yönetim anlayışına sahip çıkması bir bütün olarak değerlendirildiğinde sanığın güttüğü amaç ve saiki, sanığın kastının yoğunluğu, bildiriden sonraki bildiriyi sahiplenme ve kabullenme iradesi, suç konusunun önem ve değeri, oluşan tehlikenin boyutu dikkate alınarak..." şeklinde açıklandı.
Gençay Gürsoy'a "silahlı terör örgütü propagandası yapmak" suçunun işlendiğine dair kanaat oluştuğuna hükmederek 2 yıl 3 ay hapis cezası verdi. "Sanığın duruşmadaki olumsuz gözlemlenen tutum ve davranışları, pişmanlık duymamış olması" gerekçeleriyle cezada indirime gidilmedi.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kabul etmeyen Lütfiye Bozdağ'a 1 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Heyet, "sanığın pişmanlık göstermediği" gerekçesiyle cezada indirime gitmedi. Yine aynı gerekçeyle "tekrar suç işlemeyeceğine dair kanaat oluşmadığından" cezayı ertelemedi.
Şebnem Korur Fincancı hakkındaTürkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Başkanı. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı (Prof. Dr.) Türkiye’de işkencenin yaygın olduğu ve yetkililerin işkencenin üstünü örttüğü 1990'larda, işkenceyi saptayan raporlar verdikçe ve tıp etiği üzerine yazılar yazdıkça, devletin baskı ve engellemeleriyle karşılaştı. 1996'da Birleşmiş Milletler Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi adına, Bosna’nın Kalesija bölgesinde toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin otopsi çalışmalarına katıldı. Uluslararası İşkence Rehabilitasyon Merkezi (IRTC) adına gittiği Bahreyn’de, turist kılığına bürünerek, denizde cesedi bulunan ve polise göre boğularak ölen gencin vücudundan doku örnekleri aldı. Örnekleri Türkiye’ye getirdi ve yaptığı otopside gencin, ailesinin de iddia ettiği gibi, gözaltında işkenceyle öldürüldüğünü tespit etti. Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü eski Müdürü Adil Serdar Saçan'ın yaptığı işkenceleri kanıtladı. Ergenekon örgütü tarafından telefonlarının dinlendiği, kişisel bilgilerinin dosyalandığı gerekçeleriyle yaptığı müdahale başvurusu kabul edildi, birey olarak Ergenekon davasının tek müdahili oldu. 1959 İstanbul doğumlu. İnsan hakları, işkence, kadın hakları, aile içi şiddet, postmortem interval histopatolojik ve biokimyasal postmortem değişimler üzerine çalışıyor.. Kadıköy Maarif Koleji (Kadıköy Anadolu Lisesi), İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji’yi bitirdi. Adli Tıp uzmanlık eğitimi öncesi zorunlu hizmetini Gaziantep ve Konya’da Verem Savaş dispanserlerinde yaptı. Adli Tıp Kurumu I. İhtisas Kurulu Raportörü, Gözlem İhtisas Dairesi sorumlu uzmanıydı. 1996’da profesörlük unvanı aldı. Sonraki Adli Tıp Anabilim Dalı başkanı oldu. 2004’te görevinden alındı, 2005’te mahkeme ve YÖK kararıyla görevine geri döndü. Adli Tıp Kurulu’nda başkan ve üye olarak görev yaptı, görevden alındığında Danışay kararıyla geri döndü. Türk Tabipleri Birliği, İstanbul Tabip Odası, Türk Pataloji Derneği, Ceza Hukuku Araştırmaları Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Adli Tıp Uzmanları Derneği’nde üye, kurucu, yönetim kurulu üyesi ve başkanlık görevlerinden bulundu. Forensic Science Society (Harrogate, İngiltere), International Academy of Legal Medicine, New York Academy of Sciences, Association de Droit Penale Internationale (Fransa) üyesi. 2003’te Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu’nda Türk Tabipleri Birliği temsilcisi olarak üyeydi. Üniversite tıp dergilerinde danışma kurulu üyeliği yaptı. Türkiye içi ve dışında araştırma projeleri ve meslek içi eğitim programlarında yer aldı. Makaleleri Türkiye içi ve dışında sayısız bilimsel dergide yayımlandı. Ödüller: IRCT Bent Sorensen Grant, (1997), İstanbul Üniversitesi Uluslar arası Bilime Katkı Belgesi (1999), İstanbul Tabip Odası Sevinç Özgüner İnsan Hakları, Barış ve Demokrasi Ödülü (2000), Diyarbakır Tabip Odası Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü (2000), Açık Sayfa Barış, Demokrasi ve Hukuka Katkı Ödülü (2000), International People’s Lawyers Eminent Person Grant (2000), BEKSAV Ödülü, (2001), Uluslararası Hrant Dink Vakfı Ödülü (2014), İnsan Hakları Ödülü (2017), Hessen Barış Ödülü (2018). İngilizce, Almanca ve Klasik Yunanca biliyor. Gençay Gürsoy hakkındaTürk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi eski başkanı, akademisyen, nörolog. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. 1968-1969 ve 1972-1974 yılları arasında Oslo Tıp Fakültesi'nde nöroradyoloji eğitimi aldı. 12 Eylül'den sonra 1983'te 1402 sayılı Sıkıyönetim Yasası’na dayanılarak “bir daha kamu hizmetinde çalıştırılmamak üzere” görevinden uzaklaştırıldı. 1990’da Danıştay kararı ile kaybedilmiş haklarını geri alarak görevine döndü. Nörolojinin çeşitli konularında uluslararası ve ulusal bilimsel dergilerde yayınlanmış yazıları, kitap bölümü ve monografilerileri, 1975-1990 dönemine ait gazete ve dergilerde çıkan toplumsal-siyasal içerikli yazılarını topladığı Bir Resimaltı adlı kitabı var. İstanbul Tabip Odası genel sekreterliği, TTB Yüksek Onur Kurulu üyeliği, İstanbul Tabip Odası başkanlığı yaptı. İstanbul Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanlığı’nı yürüttü. 2006'da üniversite öğretim üyeliği görevinden emekli oldu. Aynı yıl Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığına seçildi. İnsan Hakları Derneği ve İnsan Hakları Vakfı'nın da kurucuları arasında yer aldı. Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf Başkanlığı’nı üstlendi. |
(TP)