Fotoğraf: Kocaeli Ses
Haberin İngilizcesi / Kürtçesi için tıklayın
Kocaeli'de internetten ve basılı olarak yayın yapan Ses Gazetesi'ne silahlı saldırı düzenlendi. Sabaha karşı saat 05.00 sularında gazetenin idari binasına dokuz el ateş edilirken olayda ölen ya da yaralanan olmadı.
TIKLAYIN - "Gözaltına Alındıktan Sonra Koronavirüs Haberlerinin Peşini Bıraktık"
Saldırının ardından gazete binasına polis ve olay yeri inceleme ekipleri sevk edilirken, gazete “Binamızın ön giriş kapısındaki camlar kurşunlarla param parça edildi. Olayı sabah erken saatlerde iş başı yapan sekreter arkadaşımız fark etti. Asayiş Şube ve olay yeri inceleme ekipleri halen incelemelerini sürdürüyor. Bu çirkin ve küstah saldırının faillerinin bir an önce ortaya çıkmasını ve ucu kime dokunursa dokunsun olayın aydınlatılmasını bekliyoruz. Olayda yaralanan olmazken, maddi hasar var” açıklaması yaptı.
bianet’e konuşan gazetenin genel yayın yönetmeni İsmet Çiğit “Saldırı sabah saatlerinde düzenlenmiş, gazete girişini ateş yağmuruna tutmuşlar, camları çerçeveleri indirmişler. Sabah saatleri olduğu için ofiste kimse yoktu. Şimdi polise ifade veriyoruz. Kamera kayıtları inceleniyor” dedi.
İzmit’te basılı olarak yerel yayın yapan az sayıda gazete kaldığını ifade deden Çiğit “Muhalif bir tek biz kaldık. Af yasasından, koronavirüse, maske dağıtımına kadar gördüğümüz tüm yanlışları işliyoruz. Ama bunun haricinde özel bir durum olmadı. Muhalif yayın yaptığımız için bazı kişilerin sinirlerini çok fena bozuyoruz. Bu da bizi o kesimlerin hedefi haline getiriyor. Ben bu açıdan değerlendiriyorum” dedi.
Önderoğlu: Şiddet politik ağızlarda sıradanlaştırıldı
Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ise Ses Kocaeli gazetesine yönelik silahlı saldırının neye dayandığını şu aşamada bilmediklerini söyledi.
Soruşturmanın olayı tüm boyutlarıyla ortaya çıkaracağına inandığından bahseden Önderoğlu şöyle konuştu:
“Saldırının, gazetecilere yönelik düşmanlık beslenebileceği veya medya temsilcilerine saldırılırsa bunun sonuçlarının olamayabileceğine dair şiddetin en üst politik ağızlarda sıradanlaştırıldığı uzun bir dönemin bugüne taşıdığı sonuçlardan biri olduğu gerçeğini göz ardı edemeyiz.
“31 Mart 2019 yerel seçimlerinin ardından gelişen şiddet sarmalı, bunun açık göstergesi oldu. Türkiye'de gazetecileri hedef tahtasına oturtmak, sözüm ona bir politik kazanım olmaktan çıkarılmalı ki, sokakta haberciyi düşmanlaştıran anlayışta bir değişim olsun. Aksi taktirde, bu taciz ikliminin daha da vahim sonuçlar doğurmasından endişeliyiz doğrusu.” (HA)