Haberin İngilizcesi için tıklayın
Anayasa Mahkemesi, Halk TV eski genel yayın yönetmeni Şaban Sevinç'in dönemin Samsun Milletvekili ve Gençlik Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç hakkında kullandığı "saray soytarısı" sözleri nedeniyle cezalandırılmasının "ifade özgürlüğünün ihlali olduğuna" karar verdi.
Anayasa Mahkemesi söz konusu kararı oy çokluğu ile aldı.
Seçim döneminde başladı
1 Kasım 2015 Genel Seçimlerinde CHP tarafından Samsun milletvekili adayı gösterilen Sevinç, AKP Samsun Milletvekili Akif Çağatay Kılıç’ın büyükbabasının CHP milletvekili olduğunu hatırlatarak AKP’de siyasal faaliyette bulunmasını eleştirdi.
Seçim çalışması kapsamında Samsun'da katıldığı bir organizasyonda konuşan Sevinç, "Bakan Kılıç’ın muhterem dedesi çok sevdiğimiz bir büyüğümüzdür. Keşke Sayın Bakan biraz dedesini örnek alsa da saraya soytarılık yapmak yerine, Samsun'a hizmet etse. En basit örneği; kendisi Spor Bakanı ama Samsunspor'un halini görüyorsunuz, bir türlü mağduriyetten kurtulamıyor. Türkiye geneli sporun durumu ortada. Samsun' a hizmet deseniz o da yok" diye konuştu.
Kılıç şikayetçi oldu
Bu sözler üzerine bakan Kılıç, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına başvurarak Sevinç’in kullandığı "saraya soytarılık yapmak" şeklindeki ifadenin ağır hakaret teşkil ettiğini, kendisinin görevini yapmadığına ilişkin açıklamaların asılsız olduğunu belirterek Sevinç hakkında hakaret suçundan soruşturma başlatılmasını istedi.
Şikayet sonucunda düzenlenen iddianameyle, Sevinç’in hakaret suçundan cezalandırılması talep edilerek hakkında kamu davası açıldı.
Yerel mahkeme Sevinç'i cezalandırdı
Yargılamayı yapan Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi, Kasım 2015’te verdiği kararda, "saray soytarısı" şeklindeki ifadenin hakaret teşkil ettiğini belirterek Sevinç’i kamu görevlisine alenen hakaret suçundan mahkum etti ve 4 bin 700 TL para cezasına çarptırdı. Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar verdi.
AYM, "Seçim yarışı göz ardı edilmemeli" dedi
Kararın Sevinç’e tebliğ edilmesinin ardından Sevinç, Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. 28 Kasım 2019’da dosyayı görüşen AYM Sevinç’in ifadelerinin sarf edildiği atmosferi göz önünde bulundurarak, Sevinç’in ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetti.
Mahkeme verdiği kararda şu ifadeleri kullandı:
“Gerek müştekinin gerekse başvurucunun aynı seçim çevresinden birbirine rakip siyasi partilerden milletvekili adayı olduğu dikkate alındığında başvurucunun müştekiye yönelik sözleri değerlendirilirken yaşanan seçim yarışının sebebiyet verdiği tansiyon yüksekliğinin de dikkate alınması gerekir.
“Anayasa Mahkemesi; siyasetçilerin, kamuoyunca tanınan kişilerin ve kamusal yetki kullanan görevlilerin gördükleri işlev nedeniyle daha fazla eleştiriye katlanmak durumunda olduklarım ve bunlara yönelik eleştirinin sınırlarının çok daha geniş olduğunu her zaman. Bu sebeple müştekinin kendisine yönelik eleştirilere sıradan insanlara göre daha fazla hoşgörü göstermesi gerektiği açıktır.
“Dikkate alınması gereken diğer bir yön ise başvurucunun söz konusu ifadeyi müşteki tarafından kendisine yöneltilen ifadelere karşı tepki olarak sarf etmesidir. Müşteki, başvurucu tarafından kendisinin AK Partide görev yapması ile ilgili yapılan eleştirilere reaksiyon göstererek başvurucu hakkında "Dedemin adım ağzına almasın, dedemin adını ağzına almadan önce kirli ağzını çalkalasın." şeklinde ifadelerde bulunmuştur."
“Başvurucu tarafından kullanılan "saray soytarısı" kelimesinin saldırgan ve rahatsız edici nitelikte bulunmadığı söylenemese de ifadenin müştekinin ifadeleri ile katkı sağladığı politik bir tartışmada kullanıldığı dikkate alınmalıdır. Nitekim ilk derece mahkemesi, müştekinin ifadelerini haksız tahrik nedeni olarak kabul ederek başvurucunun cezasında belirli oranda indirime gitmiştir.
“Yukarıda açıklanan sebeplerle başvuru konusu ifadenin kabul edilebilir eleştiri sınırları içinde kaldığı değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi başvurucunun yapmış olduğu açıklama nedeni ile hakkında hakaret suçundan mahkûmiyet kararı verilmesinin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun düşmediğini belirterek başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna varmıştır.” (HA)