Fotoğraf: AA
Haberin İngilizcesi için tıklayın
HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın 6-7 Eylül Pogromunun araştırılması için Meclis’e verdiği araştırma önergesi TBMM İçtüzüğüne uymadığı gerekçesiyle iade edildi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un imzasını taşıyan iade kararında araştırma önergesinin Meclis İçtüzüğü’nün 67. maddesine aykırı olduğu ifade edildi.
TIKLAYIN - "Geçmişle Yüzleşmek Adına 6-7 Eylül Pogromu İçin Meclis Araştırması Açılsın"
TBMM İçtüzüğü madde 67 ne diyor?Başkanlığa gelen yazı ve önergelerde kaba ve yaralayıcı sözler varsa, Başkan, gereken düzeltmelerin yapılması için, o yazı veya önergeyi sahibine geri verir. |
İade kararında şu ifadeler kullanıldı:
“Daha önce tarafınızca verilen önergenin İçtüzük hükümlerine uygun olarak yeniden düzenlendiği taktirde işleme alınabileceği hususunun ilgi Başkanlık yazısı ile tarafınıza bildirildiği; ancak anılan Başkanlık yazısına konu oluşturan hususların İçtüzük hükmüne uygun hale getirilmeden önergenin yinelendiği görülmektedir.
“Bu kapsamda ilgili önergenin taktim kısmı ile gerekçe kısmının birinci paragrafının ilk ve son cümleleri, ikinci ve üçüncü paragrafların tamamı, dördüncü paragrafın ilk cümleleri, altıncı paragrafın birinci ve ikinci cümleleri ve son paragrafın ilk cümlesi TBMM İçtüzüğü’nün 67’nci maddesi kapsamında görülmüş olup İçtüzük hükümlerine uygun hale getirilerek yeniden düzenlenmesi halinde işleme alınabilecektir.”
Paylan: Geçmişle yüzleşmenin kapısı kapatıldı
Konuyla ilgili bianet'e konuşan Paylan, iktidarın demokrasi yolundan çıktığını belirterek bugün pek çok demokrasi suçu işlediğini söyledi. Geçmişte yaşananlarla ilgili yüzleşmenin kapısını sonuna kadar kapatan bir anlayış iktidarın bakışına hakim olduğunu söyleyen Paylan şöyle devam etti:
"Yakın zamana kadar Ermeni Soykırımını, 6-7 Eylül Pogromunu, geçmişteki pek çok katliamı, insanlık suçunu konuşabilirken bugün bunları konuşabilmemiz istenmiyor. Hatta bunlarla ilgili yakın zaman kadar normalleşmiş tanımlar, bugün bu şekilde tanımlanmasını reddediyor.
"Meclis'te de bu anlamda bir sansür söz konusu. Kullanacağımız kelimelere Meclis Başkanlığı karar vermek istiyor. 6-7 Eylül Pogromu demeyeceğiz de ne diyeceğiz? Bırakın araştıralım, yaşananları görelim, ona göre ismini Meclis olarak koyalım. Konuşmadığımız sürece cezasız kalan bu suçlar tekrarlıyor ve tekrarlamaya devam edecek.
"Üç yıldır önergelerim iade ediliyor"
"Ben milletvekili olduğumdan beri her yıl 6-7 Eylül'de önerge veriyorum. Milletvekilliği yaptığım ilk yıl (2015) hariç tüm önergelerim reddedildi. Üç yıldır önergelerim ifadelerimi düzeltmem gerekçesiyle iade ediliyor.
"Benzer şekilde Ermeni Soykırımı ifadesi geçen önergelerim iade ediliyor. Arkadaşlarımızın Ağrı Dilan Katliamı önergeleri reddediliyor ve iade ediliyor.
"Belli toplumsal kesimlerin acıları yok sayılıyor"
"Önergede geçen sözlerimizi kaba ve yaralayıcı söz olarak nitelendiriyorlar. Ben bu kaba ve yaralayıcı sözü Meclis Başkanına söylemiyorum, milletvekillerine söylemiyorum. Ben yaşadıklarımı, yaşadığım bir felaketi anlatıyorum. Büyük felaketleri anlatıyorum ve bunlar konuşulsun istiyorum.
"Esas kaba ve yaralıyayıcı sözü Meclis Başkanı söylemiş oluyor. Çünkü belli toplumsal kesimler, büyük travmalar, büyük acılar yaşadılar. Bunları yok saydığınızda esas o toplumsal kesimi yok sayarak kaba ve yaralayıcı söz ve eylem uygulamış oluyorsunuz."
Paylan'ın dilekçesiHDP'li Vekil Paylan, 1955'te yaşanan pogromun faillerinin ortaya çıkarılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesini istemiyle Meclis Araştırması için TBMM Başkanlığına verdiği dilekçede şu ifadeleri kullanmıştı: * 6-7 Eylül 1955 Pogromu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde yaşanan ve hâlâ yüzleşilmemiş vahim olaylardan biridir. Resmi verilere göre, yalnızca İstanbul'da 73 kilise, 8 ayazma, 2 manastır, 3.584'ü Rumlara ait olmak üzere 5.538 ev ve işyeri yakılıp yıkılmış, yağmalanmıştır. * Yine resmi kayıtlara göre, 60 kadın tecavüze uğramış, birçok kişi öldürülmüştür. Yaşanan Pogrom'un cezasız kalmasının ardından on binlerce Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani yurttaş, baskılara ve can güvenliği tehdidine karşı ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. * Pogrom; İstanbul ve İzmir başta olmak üzere birçok yerde, Rum, Ermeni, Yahudi ve diğer gayrimüslim azınlıkların mallarının yağmalanması, tecavüz olayları, din adamlarının darp edilmesi, mezarlıkların talanı ve işlenen cinayetlerle Türkiye'nin utanç tarihine yazılmıştır. Bu Pogrom'un failleri Cumhuriyet tarihindeki pek çok menfi olay gibi ceza almamış, bilakis olaylara karışan ya da sebep olan kişiler terfi edilmiştir. *Örneğin, Pogrom sırasında Seferberlik Tetkik Kurulu'nda görevli olan Sabri Yirmibeşoğlu; "6-7 Eylül de bir Özel Harp işidir. Muhteşem bir örgütlenmeydi, amacına da ulaştı" açıklamasına rağmen, yıllar içerisinde bürokrasi basamaklarında kademe kademe yükselmiş, 1988-1990 yılları arasında MGK Genel Sekreterliği'ne kadar ulaşmıştır. Hatta, Pogrom'un fitilini ateşleyen, Atatürk'ün Selanik'teki evine atılan bombanın faili Oktay Engin, Selanik Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrenciliğiyle başlayan kariyerine 1992-93 yıllarında Nevşehir Valisi olarak devam etmiştir. *Pogromu'nun, Türkiye tarihindeki diğer suçlar gibi yüzleşilmemiş, failleri cezalandırılmamış bir suç olarak kalmasının nedenini anlamak için Sabri Yirmibeşoğlu'nun yukarıda değinilen sözlerine bakmak faydalı olacaktır. Bu bağlamda, devletin belli suçlara nasıl bir dahli olduğu ve sonucunda meydana gelen duruma ilişkin sorumluluklardan nasıl azade kalarak, failleri hesap vermeme ve cezasızlık zırhıyla kuşattığı görülebilir. *Ülkemizde yaşanan bu büyük suçun üzerinden 64 yıl geçmesine rağmen TBMM, Pogrom'un faillerinin ortaya çıkarılması için bugüne kadar herhangi bir adım atmamıştır. 2015 yılında, Atina'da bulunan İstanbullu Rumların Evrensel Federasyonu'nun TBMM'ye yaptığı bu yöndeki çağrıya karşı da sessiz kalınmıştır. *Pogrom'un faillerinin ortaya çıkarılması, yaşanan can ve mal kayıplarının tespit edilmesi, mağdur olan kişilerin ve kurumların maddi ve manevi kayıplarının tazmin edilmesi ve geç de olsa adaletin yerini bulması, TBMM'nin geçmişle yüzleşme adına atacağı önemli bir adım olacaktır. Bu sebeple bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz. |
(HA)