*Fotoğraf: HDP Basın
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin'in, Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde (AYM) açtığı davaya ilişkin ayrıntılar ortaya çıktı. İddianameyle HDP'nin temelli kapatılması ve hazine yardımlarından tamamen yoksun bırakılması istendi.
"HDP'nin kapatılmasının hukuksal zorunluluk olduğu" ibaresinin geçtiği iddianamede, davanın konusu şu ifadelerle açıklandı:
"2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 78., 80., 81., 82. ve 90. Maddelerinde siyasi partilerin Anayasa'nın 3. Maddesinde açıklanan Türk Devletinin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ilişkin hükmünü değiştirme amacını güdemeyecekleri, bölgecilik ve ırkçılık esasına dayanamayacakları, bu amaca yönelik faaliyette bulunamayacakları, devletin tekliği ilkesini değiştirmek amacını güdemeyecekleri ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamayacakları, Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde azınlık bulunduğunu ileri süremeyecekleri, azınlık yaratacak faaliyette bulunamayacakları, tüzük, program ve faaliyetlerinin Anayasa ve bu kanun hükümlerine aykırı olamayacağı hususları düzenlenmiştir."
"Hiçbir devlet, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne ve varlığına yönelen tehdidi görmezden gelemez ve bu tehdidin süreklilik kazanmasına izin veremez."
TIKLAYIN - 1990'dan bugüne, HEP'ten DTP'ye Kürtlerin zorlu siyaset mücadelesi
"Yargı organlarınca yapılan soruşturma ve kovuşturma işlemlerinden, yazılı ve görsel basında yer alan partililerin beyanatlarından ve faaliyetlerinden anlaşılacağı üzere İçişleri Bakanlığı'na başvurarak 15.10.2012 tarihinde 'Halkların Demokratik Partisi (HDP)' adıyla tüzel kişilik kazanan davalı partinin eylemleri devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına aykırı bulunmuş ve davalı parti aynı zamanda hemen hemen tüm organları, üyeleri ve teşkilatları vasıtasıyla bu nitelikteki suçları işlemiş, işlenmesini teşvik etmiş, bu suçları ve bu suçları işleyenleri övmüştür."
"Fiiller yoğun bir şekilde işlenmiş..."
"Bu nitelikteki eylemler kimi zaman davalı parti genel başkanları da dahil olmak üzere parti organlarınca kararlılık içinde, kimi zaman ise bu nitelikteki fiiller parti üyelerince yoğun bir şekilde işlenmiş ve bu durum değişik kademelerdeki parti organlarınca zımnen veya açıkça benimsenmiştir. Dolayısıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) bu nitelikteki eylemlerin odağı haline gelmiştir."
"Bu itibarla davalı Partinin Anayasanın 68/4. maddesine aykırı eylemleri nedeniyle Anayasanın 69/6. ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 101/1-b ve 103/2. maddeleri uyarınca temelli kapatılmasına karar verilmesini talep etmek zaruri hale gelmiştir."
TIKLAYIN - Selahattin Demirtaş: Kapanan HDP olmaz
"Aslında HDP ile PKK/KCK arasında bir fark yoktur. HDP silahlı terör örgütü PKK-KCK'nın siyasi görünümlü bir uzantısıdır. Davalı parti hiçbir milli meselede Türkiye'nin yanında yer almamış, karşısında kim varsa onların safında yer almayı tercih etmiştir. HDP, terör örgütü PKK/KCK'yı açıkça desteklemekten öteye geçerek onun bir organı gibi faaliyette bulunmuştur. HDP kongreleri örgütün propagandasının yapıldığı, teröristlere saygı duruşunda bulunulduğu 'PKK kongreleri' şeklinde cereyan etmiştir."
TIKLAYIN - HDP'ye kapatma davası, 687 kişiye siyasi yasak talebi
İddianamede dört yılı aşkın süredir cezaevinde tutulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, HDP Eski Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar, eski milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in de aralarında bulunduğu siyasetçiler için "siyasi yasak" istendi.
İddianamenin tamamı için TIKLAYIN.
(DŞ)