Haberin İngilizcesi için tıklayın
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun, Öğrenci Andının okunması yönündeki Danıştay 8. Daire kararını iptal etmesine tepki gösterdi.
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun 'Türküm' demekten rahatsız olduğunu ifade eden Bahçeli, “Öğrenci Andı kararı pimi çekilmiş bir bombadır” dedi.
Bahçeli’nin yazılı açıklaması özetle şöyle:
“Karar Şubat’ta alındı”
“Türkiye’nin çok hassas bir döneminde, geçtiğimiz Cuma günü Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu sorumsuzca, şuursuzca, haktan ve hukuktan mahrum bir şekilde, adeta yangına körükle gider gibi, 8.Daire’nin kararını bozduğu medyaya yansımıştır.
“Konunun bir başka tuhaf ve tartışmalı yönü ise, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından Şubat ayında bu kararın alındığı, ne var ki halen imzalanmadığı anlaşılmıştır.
“Türkiye’nin milli birlik ve diriliş ruhunun zirveye tırmandığı bugünlerde, medyaya sızdırılan, üstelik henüz imzalanmamış olan Öğrenci Andı aleyhine alınan karar milletimizde büyük bir huzursuzluğa ve kaygıya yol açmıştır.
“Yaklaşık iki yıldır bekletilen bu davanın, bir anda karara bağlanarak servis edilmesi maksatlıdır, marazidir, melun bir hevesin ve hedefin işaretidir.
“Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun Türk’üm demekten rahatsızlığı hüsran verici bir çarpıklıktır. Nitekim Danıştay skandal bir karara imza atmış, milli gerçeklerle çatışmıştır.
“Ülkemizi yeni bir karmaşanın içine çekmeye, anlaşmazlıkları körüklemeye, kutuplaşmayı tahrik etmeye hiç kimsenin hakkı yoktur.
“Milliyetçi Hareket Partisi Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun henüz açıklanmamış, fakat bir vasıtayla sızdırılmış kararına şiddetle karşıdır.
“Kaldı ki Öğrenci Andımızın okullarda okutulmasına engel çıkarmak, hukuken set çekmek haysiyetli ve demokratik bir tavır olamayacaktır.
“HDP’li bölücülerin fezlekelerinin TBMM’ye gönderilip milli dayanışma şuurunun çelikleştiği bugünlerde Öğrenci Andı kararı pimi çekilmiş bir bombadır.
“Danıştay bu yanlıştan dönmeli, Türk milletinin tarihi hasletleriyle, çiğnetilmeyecek emanetleriyle oynamaya teşebbüsten vazgeçmelidir.”
Türkeş’ten Bahçeli’ye: İttifakı bozarım de
Eski AKP Milletvekili ve MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeş’in oğlu Kutalmış Türkeş Twitter’dan Devlet Bahçeli’ye hitaben şunları dedi:
“Devlet Bey, işte beklediğin an! Geç karşılarına: 'Millete sözüm var Andımızı tekrar okutun ya da ittifakı bozarım' de! Gör bakalım okutuyorlar mı okutmuyorlar mı! Yaparsan Türk tarihine şerefle geçersin, yapmazsan MHP’yi esir, kendini de rezil etmiş şekilde tarihe geçersin! Hodri Meydan!”
Devlet Bey, işte beklediğin an!Geç karşılarına:'Millete sözüm var Andımızı tekrar okutun yada ittifakı bozarım' de!Gör bakalım okutuyorlar mı okutmuyorlar mı!Yaparsan Türk tarihine şerefle geçersin,yapmazsan MHP yi esir,kendini de rezil etmiş şekilde tarihe geçersin!Hodri Meydan! pic.twitter.com/GnLZ5jNu4U
— KUTALMIŞ TÜRKEŞ (@KutalmisTurkes) March 15, 2021
AKP-MHP arasında gerilime neden olmuştu
8 Ekim 2013'te, Öğrenci Andına ilişkin Milli Eğitim Bakanlığı İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinin 12'nci maddesi yürürlükten kaldırıldı. Böylece ilköğretim okullarında Öğrenci Andı okunmasına resmen son verildi.
Türkiye Eğitim, Öğretim ve Bilim Hizmetleri Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Türk Eğitim-Sen) kararla ilgili dava açtı.
Danıştay 8. Daire, 22 Ekim 2018’de ilkokullarda Andımız’ın okutulmaması yönündeki İlköğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğin iptaline karar verdi.
Bu karar sonrası dönemin Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı ve AKP Yozgat Milletvekili Bekir Bozdağ kararla yasaların çiğnendiğini savunmuştu:
“Hukuka uygunluk denetiminin sınırlarını aşmış, -kendisini yürütmenin yerine koymuş, -yürütmenin takdir hakkını yok saymış, -dahası yürütmenin takdir yetkisini bizzat kullanmıştır. Kısaca; anayasa ve yasayı alenen çiğnemiştir.”
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül de Danıştay’ın yerindelik denetimi yapamayacağını söylemişti:
“Yargı kararları ihtilaf çıkarmaz, ihtilafları giderir. Bunun yolu Anayasa'ya sadakatten, her organın kendi meşru sınırları içinde kalmasından geçer. Anayasamıza göre Danıştay, yerindelik denetimi yapamaz, idarenin yerine geçerek karar veremez. Bir yürütme tasarrufunun bilimsel temelini sorgulamak da yargının anayasal konumunu, kabiliyetini aşar. Adeta idarenin yerine geçerek işlem tesis eden Danıştay 8. Dairesi'nin öğrenci andına ilişkin kararı, maalesef bu ölçüleri karşılamaktan uzak kalmıştır.”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ise Bekir Bozdağ’a cevaben “İşine geldi mi yargıya saygıyı bekleyen, işine gelmedi mi yasa çiğnendi diyen Sayın Bozdağ ve onun gibi düşünenlerin hala çözülme süreci üslubuna müracaatları talihsizliktir” dedi ve şöyle devam etti:
“Sayın Bozdağ Kürdüm, özgürüm diyebilir. Dilini tutan yoktur. Sus otur yerine diyen de yoktur. Buyursun, mizaç ve meşrebine müzahir değerlendirmesini yapsın. Türk milleti kendisini en güzel ve yüksek mevkilere taşımıştır. Ama kendisi Türk milletini düşürmeyi aklından geçirmesin
“Andımızı fıtrat ve köküne uygun okumak isteyen varsa kendi bilir. Ancak Türk milletinin Andına kimse karışmasın, hiç kimse ortalığı karıştırmasın.
“PKK’lıyım, bölücüyüm, Kürdistan için çalışırım diyen varsa cezası bellidir, sonuçlarına katlanacaktır. Uyarıyorum, Sayın Bozdağ buna çok dikkat etsin. 81 ilde basın açıklaması yapan malum bir sendikanın başkanı da durum muhasebesi ve özeleştiriyi yapacak milliliği göstersin.”
Öğrenci Andı hakkındaZamanın Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip’in yazdığı Andımız 1933’te okullarda okunmaya başlanmıştı. Afet İnan “Atatürk Hakkında Hatıralar ve BeIgeIer” adIı eserinde Andımız'ın ortaya çıkışını şöyle anlatmıştı. "1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya Köşkü’ne geldiği vakit, Atatürk’ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı. ‘Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir ant meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı’ dedi. Kâğıtta şöyle yazıyordu: Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak; yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun. Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır. Vatanperver Dr. Reşit Galip, evvelâ bir baba olarak bu hisleri duymuş; sonra da Millî Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına bu andı içirmişti.” 1972'de 'budunumu' kelimesi yerine 'milletimi' kelimesi koyuldu ve "Ey bu günümüzü sağlayan, Ulu Atatürk; açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta hiç durmadan yürüyeceğime ant içerim. Ne mutlu Türküm diyene” cümlesi eklendi. 1997’de ise bu kez 'yasam' kelimesi 'ilkem' kelimesi ile değiştirildi ve “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” cümlesi 72'de eklenen bölümün sonlarına alındı. Böylece Andımız 97'den bugüne "Türküm, doğruyum, çalışkanım. İlkem, küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim. Varlığım, Türk varlığına armağan olsun. Ne mutlu Türküm diyene" şeklinde söylenerek geldi. |
(EKN)