Fotoğraf: T.C. Cumhurbaşkanlığı / Twitter
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, video konferans yöntemiyle katıldığı 12. Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı”nda konuştu.
İslam Kalkınma Bankası’nın kuruluşu olan İslami Araştırma ve Eğitim Enstitüsünün koordinasyonunda, İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi’nce düzenlenen konferansta Erdoğan, koronavirüs salgınıyla tüm dünyada köklü değişikliklerin yaşanacağı yeni bir döneme girildiğini söyledi.
Erdoğan, salgın tedbirleri nedeniyle ikinci çeyrekte bir gerileme olsa da yılın tamamı için çok ümitvar bir tablo beklediklerini kaydetti.
"Kredi derecelendirme kuruluşları dikkate almıyoruz"
Türkiye'nin salgın dönemini en az hasarla atlatan ülkelerin başında yer aldığını belirten Erdoğan, süreçte uluslararası kuruluşlardan borç almak yerine Türkiye'nin kendi kaynaklarını harekete geçirdiklerini söyledi. Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ticari ilişkilerimizin yoğun olduğu ülkelerle Merkez Bankaları aracılığıyla takas anlaşmaları yaparak 'kazan kazan' temelinde bir işbirliği modeli geliştirdik. Böylece mali bağımsızlığımızdan taviz vermeden, Türkiye'yi yeni bir vesayet ilişkisine sokmadan ekonomimizin ihtiyaç duyduğu likiditeyi sağlamış olduk.
“2020 ilk çeyrek büyüme rakamları yüzde 4,5 ile Türkiye'nin sadece sağlıkta değil, ekonomide de diğer ülkelerden pozitif ayrıştığını göstermiştir. Keza istihdam rakamlarında da olumlu bir ivme yakaladık. İkinci çeyrekte salgın tedbirleri sebebiyle kısmi bir gerileme olsa da yılın tamamı için çok ümitvar bir tablo bekliyoruz. Objektifliğini ve inandırıcılığını yitirmiş kredi derecelendirme kuruluşlarının tahminlerini nazar-ı dikkate almıyoruz. Şeamet tellallarını daha önce defalarca olduğu gibi yine hüsrana uğratacağız.”
"Sağlıksız ve sürdürülemez bir yapı"
Dünya finansal sisteminin, ekonomik faaliyetlerin tamamını domine eder hale geldiğini aktaran Erdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Finans sektörünün üretimi ve ticareti beslediği bir ekonomik sistemin yerini, diğer tüm sektörlerin, finans sektörünü beslediği sağlıksız ve sürdürülemez bir yapı almıştır. Aşırı finanslaşma, toplumsal ve insani maliyetlerin dikkate alınmadığı, sadece rant kaygısıyla hareket eden obez bir ekonomik model ortaya çıkarmıştır. Vaad edilenin aksine tüm dünyada gelir ve servet dağılımı gittikçe bozulmuş, ülkeler arasındaki makas daha da açılmıştır. Finans sektöründe başlayan her kriz, hızla reel sektöre de sirayet ederek yeni işsizler ordusu oluşturmaktadır. "
"İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır"
Erdoğan, küresel finans sistemini çarpık yapı olarak nitelendirdi ve bunun alternatifinin İslami ekonomi ve finans modeli olduğunu savundu.
Erdoğan, "İnsani, ahlaki ve çevreci karakteri faizi ve sömürüyü reddeden yapısıyla İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır. Geleceğin dünyasında faize ve sömürüye dayalı mevcut ekonomik sistemin yerini risk paylaşımının esas olduğu katılımcılığa bırakacağına inanıyorum. İslam iktisadı krizden çıkışın anahtarıdır” dedi.
Erdoğan, ayrıca faizsiz sistemin geliştirilmesi için kamu sahipliğinde katılım şirketlerinin kurulmasını sağladıklarını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"2015 yılında ilk kamu katılım teşebbüsü olan Ziraat Katılım'ı faaliyete geçirdik. Daha sonra Vakıf Katılım'ı ve Türkiye Emlak Katılım'ı sisteme dahil ettik. Bunun yanı sıra sermaye piyasalarında ve sigortacılık konularında da son yıllarda önemli ilerlemeler kaydettik. Türkiye Hazinesi tarafından ihraç edilen ürünler arasına sukuk da katıldı. Ayrıca G-20 ve İslam İşbirliği Teşkilatı dönem başkanlıklarımızda katılım ortaklıklarına yönelik engellerin kaldırılması için mücadele verdik. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan İstanbulumuzu İslami finans ve ekonominin de merkezi yapmayı hedefliyoruz."
(HA)