Haberin İngilizcesi için tıklayın
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, JW Marriott Otel'de dün gece (29 Ağustos 2019, perşembe) düzenlenen Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Ödül Töreni'ne katıldı.
Erdoğan'ın burada yaptığı konuşmadan satır başları şöyle:
*Dünyada sabit kalan yegane unsur değişimin ta kendisidir. Basın yayın sektörümüzü doğrudan ilgilendiren iletişim teknolojilerinde baş döndürücü bir ilerlemenin yaşandığını görüyoruz. Teknolojiye bağlı olarak yeni medya araçları ortaya çıkıyor. 10-15 sene önce hayal dahi edilemeyen birçok yenilik, bugün hayatımızın vazgeçilmezleri haline geldi.
Haberler
*Bugün dünyanın en ücra köşesinde meydana gelen bir hadiseyi saniyeler içinde cep telefonumuzun ekranından takip edebiliyoruz. Farklı dillerde on binlerce yayına, kitaba, dergiye tabletinize indireceğiniz bir uygulamayla ulaşabiliyorsunuz. Sanal ortamda insanlar mekan sınırı olmaksızın birbirleriyle rahatça iletişim kurabiliyor. Elbette bu yeni medya araçları fırsatların yanında çok ciddi riskleri, tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Hayatımızın hiçbir döneminde olmadığı kadar dezenformasyona maruz kalıyoruz. Bugün hiçbir düzenlemenin olmadığı sosyal medyada yalan ve provokatif haberlerin hakimiyeti, doğrulara göre kat ve kat fazladır.
İnternet medyası
İnternetin kendisi medyasıyla, sosyal ağlarıyla adeta dev bir malumat çöplüğü oluşturuyor. Delile dayanan doğru bilginin, haberin yerini giderek zanna, vehme, çarpıtma ve manipülasyona dayalı malumat alıyor. Bilgiye erişim kolaylaşırken insan ve hakikat arasındaki perde ne yazık ki kalınlaşıyor. Siber saldırılar, şirketlerden devlet kurumlarına hatta seçimlere kadar hemen her şeyin güvenliğini tehdit eder boyuta geldi. Terör örgütlerinin propogandalarını yaymak, yeni militanlar devşirmek için en sık istismar ettikleri alanların başında yine internet geliyor. Bireyin mahremiyetini ihlal, gün geçtikçe ürkütücü boyutlara ulaşıyor. Linç kültürü ve itibar suikasti sosyal medya ortamında çok büyük yaygınlık kazanıyor.
*Provokatörler ve itibar suikastçileri, internetin dehlizlerinde izlerini rahatça kaybettiriyor. Hayatı bir anda altüst olan mağdurlar çoğu zaman hesap soracak muhatap dahi bulamıyorlar."
Gezi protestoları
*Yalan haber, sadece insanı değil, günümüz demokrasilerini de tehdit eden unsurlardan biridir. Dünyanın birçok ülkesi gibi Türkiye ve Türk demokrasisi de bu tehditten azade değildir. Son 6 yılda meydana gelen hadiseler bize bu acı gerçeği maalesef pek çok kez göstermiştir. Gezi olaylarında ülkemizle hiçbir alakası olmayan nice yalan haberlerle milletimiz, özellikle de gençlerimiz galeyana getirilmeye çalışıldı. Sokaklarımız ateşe verildi. Esnafımızın malı yağmalandı. İçinde yolcuların olduğu belediye otobüsleri yakıldı. İnsanımız huzursuz edildi.
17-25 Aralık dönemi
*Bundan başarı elde edemeyince 17-25 Aralık'ta bu sefer farklı bir yol denediler. Yargı ve emniyet içindeki FETÖ'cüler eliyle hükümete yönelik bir darbe teşebbüsünde bulundular. Bu süreçte FETÖ, hem kontrolü altında tuttuğu basın yayın organlarından hem de sosyal medyadan demokrasimizi hedef alan yoğun bir iftira kampanyası yürüttü. Maalesef dönemin ana muhalefet partisi de FETÖ'nün bu yalan furyasına arka çıktı."
MİT TIR'ları
MİT TIR'ları ihanetinde olduğu gibi kimi medya mensupları bu dönemde örgütün ajanlığını yapmakta hiçbir beis görmedi. On binlerce Suriyeliyi katleden PKK'lı teröristler özgürlük savaşçısı olarak sunulurken milyonlarca Suriyeli sığınmacıya kapısını açan Türkiye, terörle ilişkili hale getirilmeye çalışıldı. FETÖ'cüler eliyle kotarılan DEAŞ'a yardım yalanının en büyük alıcısı, ne yazık ki uluslararası basın olmuştur.
Uluslararası medya
Kendilerini özgür ve tarafsız diye tanımlayan yabancı medya organlarının mesele Türkiye olunca, gazetecilik yapmak yerine nasıl birer propaganda makinesine dönüştüğünü hep birlikte gördük. Özellikle 15 Temmuz gecesi yapılan haberleri, bir utanç belgesi olarak halen hatırlıyoruz. Darbenin başarısız olmasının getirdiği hayal kırıklığına ertesi gün atılan manşetlerde bizzat şahitlik ettik. Türk hükümeti aleyhine konuşacak insan bulamamaktan şikayet eden uluslararası basın kuruluşları bile oldu. Bunları da gördük. Birçok medya kuruluşu darbecileri aklamaya çalışırken Türk milletinin dünya demokrasi tarihine geçecek şanlı direnişi ısrarla görmezden gelindi. Bu tarafgirliğin varlığını güçlü bir şekilde devam ettirdiği de bir hakikattır.
*Ekonomide, demokraside, terörle mücadelede, bölgesel barış ve istikrarı koruma yönünde attığımız adımlar, uluslararası medyada bugün de hak ettiği karşılığı bulmuyor. Dünyanın hemen her ülkesinde yaşanabilecek sıkıntılar, abartılarak manşetlere taşınırken Türkiye'nin başarıları kasıtlı bir şekilde görülmüyor. Söz konusu milletimiz olunca bağımsızlığın yerini yandaşlık, doğrunun yerini çarpıtma, tarafsızlığın yerini ise önyargılar alıyor.
*Biz sadece ekonomisi, savunması, ticareti, altyapısı, diplomasisi sağlam bir Türkiye istemiyoruz. Aynı zamanda demokrasisi çok daha güçlü bir ülke de istiyoruz. Biz basını daha özgür, daha çoğulcu bir Türkiye arzuluyoruz. Biz şiddete bulaşmadığı, hakarete varmadığı sürece ne kadar aykırı olursa olsun tüm fikirlerin temsil edildiği bir basın arzu ediyoruz. Biz kendi halkına tepeden bakan değil, halk adına gözcülük yapan bir medya düzenini savunuyoruz. Şüphesiz bunun yolu da medyanın demokrasilerdeki rolünü layıkıyla oynamasından geçiyor. İnsanı, ahlakı, basın etik ilkelerini merkeze alan bir bakış açısıyla bu süreci yönetmek zorundayız. Türkiye ne basın hürriyetinden ne de milli güvenliğinden taviz verebilir.
TIKLAYIN - bianet medya gözlem raporları
*Bunun için özgürlük, güvenlik dengesini sağlamak suretiyle yolumuza devam etmek mecburiyetindeyiz. Uzun yıllar medyamıza hakim olan vesayetçi tonun artık değişmesi gerekiyor. Türk medyasının, milleti ile daha barışık bir düzlemi yakalaması önemlidir. İnşallah kendi bakış açısını genişlettikçe, dilini düzelttikçe, seviyesini yükselttikçe toplumdaki itibarını da güçlendirecektir. Biz de bu amaçla yeni medya düzeninin ihtiyaçlarına uygun kamu politikalarını İletişim Başkanlığımız ve diğer ilgili kurumlarımız vasıtasıyla hayata geçirmeye çalışıyoruz.
Ödül alan isimler
Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği Ödülleri'ne layık görülen isimler şöyle:
"Yılın Reality Haber Programı Medya Oscarı"na ATV'de yayımlanan "Müge Anlı ile Tatlı Sert", "Yılın Sabah Programı Medya Oscarı"na CNN Türk'te yayımlanan "Parametre" programı ile Mine Uzun, "Yılın Ekonomi Programı Medya Oscarı"na Bloomberg Tv'de yayımlanan "Sabah Raporu" programı ile Açıl Sezen, "Yılın Tartışma Programı Medya Oscarı"na da CNN Türk'te yayımlanan "Tarafsız Bölge" programı ile Ahmet Hakan layık görüldü.
"Yılın Kuşak Haber Programı Medya Oscarı'' A Haber'de yayımlanan "Akşam Ajansı" programı ile Salih Nayman'a, "Yılın Spor Programı Medya Oscarı'' A Spor'da yayımlanan "Transfer Raporu" programı ile Aykut İnce'ye verildi.
"Yılın TV Dizisi Medya Oscarı" ATV'de yayımlanan "Sen Anlat Karadeniz''e, "Yılın Kadın Oyuncusu Medya Oscarı" Kanal D'de yayımlanan "Zalim İstanbul" dizisinden Deniz Uğur'a, "Yılın Erkek Oyuncusu Medya Oscarı" ATV'de yayımlanan "Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz" dizisinden Turgay Tanülkü'ye gitti.
"Yılın Gündüz Kuşağı Programı Medya Oscarı"ını Beyaz TV'de yayımlanan "Hayatta Herşey Var" programı ile Nur Viral, "Yılın Aktüel Kuşak Programı Medya Oscarı"nı Show TV'de yayımlanan "Zahide Yetiş"le Zahide Yetiş, "Yılın Gezi-Kültür Programı Medya Oscarı"nı TRT 2'de yayımlanan "Evliya Çelebi'nin Dünya Şehirleri" programı ile Faruk Aksoy, "Yılın Belgesel Programı Medya Oscarı"nı TRT Belgesel'de yayımlanan "Su Savaşları", "Yılın Radyosu Medya Oscarı"nı NTV Radyo, "Yılın Radyo Yapımcısı Medya Oscarı"nı Turkuvaz Radyo'dan "Hop Dedik Ayhan", "Yılın Yerel Kanalı Medya Oscarı"nı Ordu'dan Altaş TV aldı.
"Cengiz Polatkan Özel Ödülü" Kanal 24'ten "Moderatör Gece" programı ile Ardan Zentürk'ün, "Nursal Tekin Özel Ödülü" TRT Türk'te yayımlanan "Amerika'da Bir Türk" programı ile Erkan Tarhan'ın, "Mustafa Cambaz Özel Ödülü" A Haber'de yayımlanan "Tarihin İçinden" programı ile Çetin Demirer, Saygın Terzi ve Emrah Öncül. (EMK)