Haberin İngilizcesi için tıklayın
Ankara Gar davası sanıklarından Erman Ekici hakkında "insanlığa karşı suç" işlemekten de iddianame düzenlendi. Ekici'ye son duruşmada "silahlı örgüt yöneticiliğinden" ceza verilmişti.
Türkiye’nin birçok ilinde yüzlerce insan 10 Ekim 2015’te Ankara’daydı. Ankara Gar Meydanı’nda düzenlenecek Emek, Demokrasi ve Barış Mitingi’ne katılacaklardı.
TIKLAYIN - 10 Ekim 2015'te Ankara'da Hayatını Kaybedenlerin Hikayeleri
Saat 10.00 civarlarında gençler, kadınlar, barış isteyenler Ankara Gar Meydanı’nda toplanmaya başladı.
Barış sloganları atıldı, halaylar çekildi. Tam bu sırada, canlı bombalı saldırısı gerçekleşti. Sloganlar, türküler sustu, gençlerin halayları yarıda kaldı. 103 insan yaşamını kaybetti. Onlarca insan yaralandı.
İlk duruşmadaki talep savcının ek iddianamesi yansıdı
Türkiye’nin en kanlı katliamlarından biri olarak tarihe geçen katliamın davası Kasım 2016’da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı. Duruşmada 36 sanık hakkında hapis cezaları isteniyordu.
Yaşamını kaybedenlerin aileleri ve avukatları bu ilk duruşmadan itibaren, suçun “insanlığa karşı işlenen suçlar” kapsamında olduğunu mahkemeye anlattı. Ancak, mahkeme bu suçlamayı kabul etmedi.
Davanın, 3 Ağustos’ta görülen duruşmasında mahkeme heyeti, 36 sanık arasındaki tutuklu 19 kişiye 7 buçuk yıl ve 101 kez ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen sürede hapis cezası verdi.
Sanık Ekici’nin sıradan bir suçlu olmadığı ortaya çıktı
Ancak bu duruşmada farklı bir hukuki ayrıntı daha ortaya çıktı. Tutuklu yargılanan sanıklardan Erman Ekici’nin bu katliamda sıradan bir örgüt üyesi olmadığı katliam emrinin taşıyıcısı olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine mahkeme heyeti “örgüt üyeliği"nden olan suçlamayı “örgüt yöneticisi” olarak değerlendirdi.
"Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak" suçundan 18 yıl hapis cezasına çarptırılan Erman Ekici hakkında "kasten öldürmek", "kasten öldürmeye teşebbüs" ve "insanlığa karşı suç"tan da iddianame düzenlendi. Ancak, ortaya çıktı bu kişi katliamda önemli biri ve bunun için yeni bir iddianame hazırlanmasını istedi.
Bunun üzerine de ailelerin ve avukatların yaklaşık üç yıldır dillendirdiği taleple ilk kez iddianame hazırlandı.
Ankara Cumhuriyet Savcısı Yarcan Mutlu, suç duyurusu üzerine yürüttüğü soruşturma sonucunda Ekici hakkında "2'si çocuk 100 kişiyi kasten öldürmek" ve "20'si çocuk 391 kişiyi kasten öldürmeye teşebbüs"ün yanı sıra Türk Ceza Kanunu'nun 77'nci maddesindeki "insanlığa karşı suç"tan da iddianame düzenledi
Ek iddianameden detaylar
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede "Ebu Talha" adını kullanan Ekici'nin terör örgütü IŞİD adına faaliyet yürüttüğü, 10 Ekim 2015'te düzenlenen çifte intihar saldırısında da sorumluluğu bulunduğu kaydedildi.
TCK'nin "insanlığa karşı suç" başlıklı maddesinde "kasten öldürme ve yaralama"nın da arasında bulunduğu kimi eylemlerin "siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesinin insanlığa karşı suç oluşturacağı" bildiriliyor ve bu suçlarda zamanaşımının işlemeyeceği belirtiliyor.
Ekici'nin eylemleri gerekçeli karar böyle yanmıştı
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 19 sanığı mahkum ettiği davanın gerekçeli kararında, "Ekici'nin dosya sanıkları ile örgüt faaliyetleri kapsamında irtibat ve ilişkisi bulunduğuna, örgüt üyelerine talimat veren, örgütsel organizasyon ve plan yapan kişi konumunda olduğuna" dikkat çekilmişti.
Ekici'nin 10 Ekim saldırısına ilişkin eylem emrini IŞİD yöneticisi İlhami Balı'dan örgüt yöneticisi Yunus Durmaz'a ileten kişi olduğu bildirilen kararda, Ekici'nin, dava dosyasına giren fotoğraflara göre örgüt yöneticisi konumundaki sanıklarla birlikte hareket ettiği kaydedilmişti.
Ekici'nin El Kaide ve IŞİD silahlı terör örgütü içinde bilerek ve isteyerek yer aldığı; Gaziantep, Elazığ, Şanlıurfa ve Adana gibi birçok ilde örgüt militanlarıyla görüşmeler yaptığı, bölgedeki örgüt faaliyetlerinin bir kısmının örgütlenmelerinden ve organizasyonundan sorumlu bulunduğu aktarılan kararda, "örgüt yöneticisi olan sanığın örgütün amacı doğrultusunda işlenen tüm suçlardan sorumlu olduğuna" yer verilmişti.
TIKLAYIN - Katliamın Üzerinden İki Yıl Geçti, 30 Yaralının Tedavisi Sürüyor
Doğanoğlu: “Elimizdeki tüm kanıtları sunduk”
Davanın avukatlarından Senem Doğanoğlu, ailelerin ve avukatların yıllardır sanıkların insanlığa karşı işlenen suçlardan yargılanması için mücadele ettiklerini belirterek şunları söyledi:
“Davanın 3 Ağustos’ta görülen duruşmasında tutuklu yargılanan sanıklardan Erman Ekici’nin bu katliamda sıradan bir örgüt üyesi olmadığı katliam emrinin taşıyıcısı olduğu anlaşıldı. Bunun üzerine mahkeme heyeti ‘örgüt üyeliğin’den olan suçlamayı ‘örgüt yöneticisi’ olarak güncelledi.
"Ancak, ortaya çıktı bu kişi katliamda önemli biri ve bunun için yeni bir iddianame hazırlanmasını istedi. Söz konusu iddianame bu nedenle hazırlandı. Biz de soruşturma, kovuşturma ve tüm mahkeme aşamasında mahkemeye sunduğumuz delilleri savcılığa sunduk.
“Umutluyuz”
“Savcılığın böyle bir iddianame hazırlaması çok önemli. Umarım devamı gelir” diyerek sözlerini sürdüren Doğanoğlu, şu bilgileri de paylaştı:
“Savcının hazırladığı madde, Türkiye’de ilk kez olan bir durum. İlk kez yasanın 77. Maddesi iddianameye girdi. Birçok davada biz bunu söylüyorduk ancak bu yansımıyordu. İlk kez bir savcı bunu dikkate aldı. Üç yıldır süren davada mahkemeye biz bu taleple gittik ancak mahkeme, saldırının bu nitelikte olmadığını savunuyordu. Erman Ekici eğer dosya birleştirilmesi tek başına yargılanacak.
“Saldırının toplumun bir bölümünü, barış isteyenleri hedef aldığını, insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu anlatmaya çalıştık.”
“Bu dava yakalamalı sanığı olan bir dava. Bu iddianame kabul edilirse, yakalamalı sanıklar da etkilenecektir. Çünkü, ‘İnsanlığa karşı işlenen suç’ kapsamı zaman aşımı olmaz anlamına da geliyor. Bu yönü ile önemli. İstedikleri kadar kaçsınlar, yakalandıkları zaman ceza alacaklar anlamına geliyor.”
Yargıda 10 Ekim Ankara katliamı Saldırıyla ilgili iddianame 13 Temmuz 2016'da kabul edildi. 36 kişi hakkında dava açan savcılığın iddianamesinde, saldırı talimatını, İslam Devleti (IŞİD) Türkiye sorumlusu İlhami Balı'nın verdiği ifade edildi. İddianamede, 33 kişinin öldürüldüğü Suruç saldırısını da aynı kişilerin organize ettiği belirtildi. Balı'nın da aralarında bulunduğu 14 sanık hakkında "birden çok kasten öldürme" suçundan 100'er kez ağırlaştırılmış müebbet, "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçundan birer kez ağırlaştırılmış müebbet ile kasten öldürmeye teşebbüs etmek suçlarından 5 bin 83 yıldan 7 bin 820 yıla kadar hapis cezaları istendi. Davanın ilk duruşması katliamdan bir yıl sonra; 7 Kasım 2016'da Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı. Katliamda yaralanan 397 kişinin de müşteki sıfatıyla dahil olduğu davanın bugüne kadar beş duruşması görüldü. 25 Eylül'de görülen son duruşmada mağdur avukatlarından Zinet Özçelik, ambulansların patlamadan sonraki hareketlerini ve nerede olduklarını gösteren CPS raporlarını incelediklerini; 11 ambulansın hiç hasta almadığını, dokuzunun da yarım saat sonra olay yerine geldiğini söyledi. 19'u tutuklu, 17'si firari 36 sanığın yargılandığı davanın altıncı duruşması 22-23 Kasım tarihlerinde görüldü. Davanın son duruşması, 3 Ağustos 2018'de görüldü. Mahkeme, 36 sanık arasındaki tutuklu 19 kişiye 7 buçuk yıl ve 101 kez ağırlaştırılmış müebbet arasında değişen sürede hapis cezası verdi. |
(EMK)
* Fotoğraflar: t24, bbc