Haberin İngilizcesi için tıklayın
Türkiye Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı başladı.
Açılış konuşmalarının ardından basına kapalı gerçekleşen toplantıda, TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, 31 Mart Yerel Seçimlerini hatırlatarak, "Yıllardır tüm enerjimizi yiyip yutan seçim maratonlarından hepimiz yorgun düştük." dedi.
"Oysa ki enerjimizi önümüzdeki üç ayı değil, üç yılı, hatta 30 yılı konuşmaya, derinde yatan sorunları çözmeye ayırmalıyız.
"Sonuçlanması hiç alışkın olmadığımız kadar uzun süren 31 Mart seçimleri, her şeyden önce ülkemiz için önemli bir demokrasi sınavı oldu.
"İktidar, muhalefet ve başta YSK olmak üzere devlet kurumları bu seçimlerde büyük bir sınavla karşı karşıya kaldı. Bu sınavda kimin ne not aldığını ileride tarih yazacak."
"Seçimlerin iptaliyle siyasal gerilimin devam edeceği belli"
"Parlamenter sistemden cumhurbaşkanlığı sistemine geçiş henüz tamamlanmış gözükmüyor. Cumhurbaşkanlığı sisteminin kurumsal yapısı oturtulamadı. İstanbul seçimlerinin iptali ile siyasal gerilimin devam edeceği belli." diyen Özilhan konuşmasına şöyle devam etti:
"İster yerel olsun, ister merkezi olsun, seçimlere şaibenin zerresinin düşmemesi demokrasinin mevcudiyetinin en büyük ispatıdır.
"31 Mart İstanbul seçimleri çerçevesinde gündeme gelmiş olan iddialar, seçimlerin selameti konusunda geçmiş seçimlerde de dile getirilmiş olan şüpheleri yeniden akıllara getirmiştir.
"Umuyorum ki, Haziran ayında yenilenecek seçimler bu şüphelerin yersizliğini herkese kanıtlasın."
"Seçmen iradesine saygı duyulmasını isteriz"
Özilhan, seçim sonuçlarına itirazın siyasi partilerin en doğal hakkı olduğunu ve bu hak arama özgürlüğüne saygı duyduklarını belirtti.
"Ancak, seçmen iradesine saygı duyulmasını da isteriz. Hakkaniyetli koşullarda seçim ve seçmen iradesi demokrasilerin tartışmasız en temel niteliğidir.
"Seçimlere yapılan itirazların niteliği, seçim kanunlarının düzgün uygulanması konusunda herkesin kafasında soru işaretleri yaratmıştır.
"Seçim kanununda ve uygulamadaki aksaklıkların seçimler sonrasında değil öncesinde giderilmesi, idarenin sorumluluğundadır."
"Seçimlere şaibe düşmemesini sağlayacak olan da budur. Unutmayalım! Hukukun üstünlüğü ve demokrasisiz hiçbir şey olmaz.
"Ne ekonomi olur, ne de başka bir şey. Ve demokrasinin ilkeleri evrenseldir."
TIKLAYIN - Erdoğan'dan TÜSİAD'a: Haddini Bil
"Ekonomi, iç ve dış politikada sıkışmış durumdayız"
Türkiye'nin bazı çok ciddi meselelerle karşı karşıya olduğunu aktaran Özilhan şöyle devam etti:
"Üç temel alanda, yani ekonomide, iç siyasi yapıda ve dış politikada sıkışmış durumdayız. Üstelik birindeki sıkışıklık diğerini çözmeyi zorlaştırıyor. İşimiz hiç kolay değil.
Özilhan, küresel Rekabet Endeksi'ne göre 140 ülke arasından makroekonomik ortam açısından Türkiye'nin 116. sırada olduğunu söyledi.
"Demokrasi işler kılınırsa ekonomimizin performansı yükselecek"
"Enflasyonda 121., işgücü piyasası verimliliğinde 111. sıradayız.
"Yargının bağımsızlığında 111., kamu düzenlemelerine karşı yargıda hak aramada 109., basın özgürlüğünde
129. sıradayız.
"Bu nedenle diyoruz ki ekonominin düzelmesi için hukuk ve adalet sisteminin düzelmesi gerekiyor.
"Devam ediyorum: öğretimde eleştirel düşünmede 133., mesleki eğitim kalitesinde 132., dijital becerilerde
118., beceri sahibi çalışan bulma kolaylığında 117. sıradayız.
"Bunlar ekonomiyi aşağı çeken; girişimciyi, girişim yapamaz hale getiren bir ayak bağı oluşturmuş durumda. Oysa ülkemiz pazar büyüklüğünde 13. sırada. Bu bize gerçekleştiremediğimiz potansiyeli gösteriyor.
"Demek ki, demokrasi işler kılınırsa, hukukun üstünlüğü tesis edilirse, eleştirel düşünmenin önünü açan bir eğitim reformu yapılırsa, ekonomimizin performansı yükselecek."
"Hukuk düzeninin sağlandığı, güvenli bir seçim"
Tuncay Özilhan'ın ardından söz alan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski ise 23 Haziran'da hukuk düzeninin tam olarak sağlandığı, güvenli bir seçim geçirmeyi temenni etti.
"Malum, uzunca bir süredir, seçim ortamı atmosferi içinde hareket ediyoruz. 31 Mart itibariyle, seçimsiz uzun bir dönemi tecrübe edecektik, beklenti böyleydi... Ve bu yeni döneme, hemen makro dengesizliklerin giderilmesi ve bir dizi yapısal reformun hayata geçirilmesi ile başlanacağını ümit ediyorduk.
"Bu yeni dönem makroekonomik düzenlemelerin ve yapısal reformların hayata geçirilmesi için uygun bir zemin oluşturuyordu... Ancak hepinizin de yakından izlediği gibi yerel seçimler İstanbul'da yenilenecek. Sonuçta seçim ortamı 3 ay daha uzamış olacak.
"2017 yılında yüksek büyüdük", "2018 yılında düşük büyüdük" derken, bu sene pozitif bir büyüme elde etmek kolay olmayacak. Hiç şüphesiz bu yavaşlamada bölgesel ve küresel siyasi dinamiklerin etkisi vardır ancak son 2 senede 4 adet seçim gerçekleştiriyor olmamız, reform gündemine ve makro ekonomik konulara odaklanılmasını zorlaştırmıştır.
"Temenni ediyoruz ki, hukuk düzeninin tam olarak sağlandığı, güvenli bir seçim geçiririz ve 23 Haziran itibariyle hep birlikte reform gündemine odaklanırız."(AÖ)