*Fotoğraf: Dilek Şen
Haberin Kürtçesi / İngilizcesi için tıklayın
Çorlu'da 8 Temmuz 2018'de yedisi çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği, en az 300 kişinin yaralandığı tren katliamının sekizinci duruşması, Tekirdağ'ın Çorlu ilçesindeki Halk Eğitim Merkezi'ne kurulan mahkeme salonunda yapıldı.
Duruşmadan önce Santral Parkı'ndan davanın görüleceği Çorlu Halk Eğitim Merkezi'ne yürüyen aileler, gerçek sorumluların yargılanmasını istediklerini belirtip Mümin Karasu, Ahmet Aslan, Ali İhsan Uygun ve İsa Apaydın'ı duruşma salonuna beklediklerini söylediler.
Kazada oğlu Oğuz Arda Sel'i (9) kaybeden Mısra Öz, konuşmasında "Bugün savcının ne yapıp ne yapmadığını göreceğiz. 25 kişinin kanı bu katillerin ellerinde, adaletinin sorumluluğu da savcı Galip Yılmaz Özkurşun'un önündeki dosyalarda" dedi.
.@misra_oz: bugün savcının ne yapıp ne yapmadığını göreceğiz. 25 kişinin kanı bu katillerin ellerinde. adaletinin sorumluluğu da savcı galip yılmaz özkurşun'un önündeki dosyalarda pic.twitter.com/F8qULDnw7L
— Dilek Şen (@ddileksen) September 7, 2021
"Adalet yoksa bu mahkeme olmasın"
Saat 10:16'da başlayan duruşmada ilk sözü Oğuz Arda Sel'in dedesi Mehmet Öz aldı. Öz, "Beklentimiz adaletin yerini bulması. Üç senedir mahkemelere gidip geliyoruz. Biz üç senedir gerçek sorumluları bekliyoruz, sağ tarafa bakıyoruz, sanıkların olduğu yer bomboş. Adalet yoksa bu mahkeme hiç olmasın" dedi.
Kazada eşini kaybeden Saliha Erbil, "Neden adil bir yargılama yapılamıyor? Üç yıldır biz neyi bekliyoruz? Daha kaç yıl bekleyeceğiz? Neden korktuğumuzu da size soruyorum. Acaba gazetecileri, ölenlerin yakınlarını yargıladığınız için mi korkuyoruz? Eğer yargılamayacaksanız çekilin" diye konuştu.
Kazada kızını, kardeşini ve yeğenini kaybeden Zeliha Bilgin ise şöyle dedi: "Biz neden üç yıldır buraya sürükleniyoruz? Adalet istiyoruz, başka hiçbir şey istemiyoruz. Benim yavrum şu arka tarafta mezarlıkta yatıyor! Bugün okula gideceği yollarda ben adalet arıyorum."
Mısra Öz: Savcı altı ay boyunca ne yaptı?
Daha sonra söz alan Mısra Öz, mahkeme heyetine “Nasılsınız? Güzel geçti mi tatiliniz?” diye sordu ve şunları söyledi:
Savcı Özkurşun, altı aydır ne yaptı merak ediyorum. Biz sizin gül cemalinizi görmek için altı ay beklemedik. Yine dört sanık burada. İddianamenin içinde üç yıldır 25 kişinin ölümüne neden olan Binali Yıldırım, Ahmet Aslan, İsa Apaydın ve diğer yetkililer yok. Heyetiniz katilleri koruyor! Katilleri koruyor savcınız! Sağlanamamış adalet, savcının omuzlarında. Adaleti sağlayın.
Mahkeme başkanı ise Mısra Öz’e “Katilleri korumak gibi bir misyonumuz da amacımız da yok. İthamlarınızı kabul etmiyorum. Acınıza binaen sözünüzü kesmedim” yanıtını verdi.
Oğuz Arda Sel'in dedesi ve Hakan Sel'in babası Necmettin Sel, “Sorumlular çocuklarına sarılıyor. Ben oğlumum, torunumun kabrine sarılıyorum. Bu adamlar ne zaman hesap verecek? Kim koruyor bunları? Gelsinler hesap versinler” diye konuştu.
Avukat Atalay: Yargı dinci bir örgütün elinde
Ailelerden sonra söz alan avukat Can Atalay, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gölgesinin bu dosyaya düştüğü açık. İnsanların sabrı kalmadı, kimsenin acısını kibarca ifade etme yükümlülüğü de yok. Bu insanlar size nezaketle davranmak zorunda değil. Savcı Özkurşun suçluluları koruyor. Suçluyu bu kadar koruma örgütlülüğe işarettir. Bu ülkede yargının dinci bir örgütün eline düştüğünü biliyoruz” dedi.
Avukat Atalay, Özkurşun için görevi kötüye kullanmaktan ve adil yargılamayı etkilemekten suç duyurusu yapılmasını istedi.
Savcı, mütalaasını okudu. Sanıklara olası kastla öldürme suçlaması nedeniyle ek savunma hakkı verildi. Sanıklar, önceki savunmalarının geçerli olduğunu belirtip süre istemedi.
Sanık Turgut Kurt'un avukatı "TCDD'de yaşanan cinayetlerin nedeninin, ulaşım politikaları olduğunu biliyoruz. Ali İhsan Uygun, İsa Apaydın'ı buraya getirebilirsek artık biz tren cinayetleri görmeyeceğiz" diye konuştu.
Duruşmaya ara verildi.
Aradan sonra mahkeme heyeti, avukatların, savcı Galip Yılmaz Özkurşun hakkında suç duyurusunda bulunulması talebini kabul etti.
Heyet, tefrik edilen soruşturmaların akıbetinin ve son yapılan işlemlerin sorulmasına, yeni keşif talebi ve bir kısım TCDD yöneticilerinin tanık olarak dinlenilmesi taleplerinin soruşturma akıbetlerinin sorulmasından sonra yeniden değerlendirilmesine karar verip davayı 22 Ocak 2022'ye bıraktı.
Aileler savcıyı protesto etti
Mahkeme heyetinin kararını açıklamasından sonra yakınlarını kaybeden aileler Çorlu Cumhuriyet Başsavcılığı önüne giderek "Anaların öfkesi katilleri boğacak" sloganıyla savcıyı protesto etti.
dava 25 ocak'a ertelendi. aileler, çorlu cumhuriyet başsavcılığı önünde savcı galip yılmaz özkurşun'u protesto ediyor.
— Dilek Şen (@ddileksen) September 7, 2021
"anaların öfkesi katilleri boğacak"@misra_oz @zelihabilgiin @snkssnkssnkss @ozgegulcedikmen pic.twitter.com/DrrHA78UTZ
"Siyasi sorumlular da yargılanacak"
Avukat Can Atalay, burada mahkeme heyetinin kararını değerlendirdi:
"Bugün duruşma salonunda iki şey oldu. Birincisi, 'Dört alt düzey görevliye bu işi yıkamazsınız' dedi mahkeme heyeti. Ekledi ve 'Taksir gibi lafların arkasına gizlenmeyin. Burda kasten insan öldürme suçu kuşkusu var, olası kasıtla insan öldürmeden ek savunma istiyorum' dedi. Manası şudur: Bu sanıkların en azında bir bölümü, olası kastla insan öldürmekten ve yaralamadan ceza alabilir, fakat yeni gelecek olanlar da olası kastla, yani olabilecek en üst sınırdan ceza alacak.
Kim bunlar? Birinci bölge müdürleri, genel müdürler... Bize sorarsanız, siyasi sorumlular da bir yere kaçamazlar. Bunca özelleştirmeyle, tedbiri bu kadar aşağı çekerek, yurttaşın canını değil, yandaşın cebini düşünerek iş yapıyorsanız yargılanacaksınız. Hak ettiğiniz cezayı alacaksınız.
"Duruşma salonunda suç duyurusunda bulunduk soruşturma savcısıyla ilgili olarak. Dedik ki, bu soruşturma savcısı, üç yıldır soruşturma aşamasında ve hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz bilirkişilerin hazırladığı raporla sorumluluğun yukarı gittiğini biliyor. Biliyor ve bir şey yapmadı."
.@CanAtalay1 kararı değerlendiriyor pic.twitter.com/zdcHNZ4wRF
— Dilek Şen (@ddileksen) September 7, 2021
Ne olmuştu?İstanbul Halkalı'dan Edirne Uzunköprü'ye giden "hızlandırılmış" tren, 8 Temmuz 2018'de Tekirdağ'ın Çorlu ilçesine bağlı Sarılar'da devrildi. Kazada 25 kişi yaşamını yitirdi, en az 300 kişi yaralandı. Kazanın yaşandığı alanda iki yıl sonra, 16 Temmuz 2020'de, bilirkişi heyetince keşif yapıldı. Zira kaza günü keşif yapan heyetin taraflı olduğu ailelerce ve avukatlarca davanın tüm duruşmalarında belirtildi. Söz konusu heyet, olayın yaşandığı günün gecesinde, henüz yaşamını yitiren yurttaşların cansız bedenleri devrilen vagonların altından çıkarılmamışken, helikopterle olay yerine gitti. Hemen ertesi sabah da olay yerine taş taşındı ve alan "düzenlendi." Kazaya ilişkin davada ise Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) 1. Bölge Müdürlüğü'nde görev yapan Demiryolu Bakım Müdürü Turgut Kurt, Yol Bakım ve Onarım Şefi Özkan Polat, Köprüler Şefi Çetin Yıldırım ve Hat Bakım ve Onarım Memuru Celaleddin Çabuk yargılanıyor. Dört sanığın, "taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olmak" suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar hapsi isteniyor. Kazada yaşamını yitiren yurttaşların adları şöyle: Ersen Gül, Serhat Şahin, Melek Tuna, Ayşe Başaran, Ergün Kerpiç, Hakan Sel, Oğuz Arda Sel, Özge Nur Dikmen, Gülce Dikmen, Sena Köse, İrfan Kurt, Mavinur Tiflizden, Bahar Koçman, Yağmur Laçin, Özcan Cesur, Derya Kurtuluş, Beren Kurtuluş, Emel Duman, Bihter Bilgin, Ömer Alperen Can, Seyfi Ergül, Zübeyde Seven, Gani Kartal ve Rubize Kartal. | |
(DŞ/NÖ)