Fotoğraf: pixabay
Dünya Anadili Günü neden önemlidir?
İnsanın hayatında anadili ne ifade eder?
Anadilinde eğitim alamayan çocuklar, insanlar neler yaşar?
Bu önemli soruların cevabını, aşağıdaki satırlarda bulamayabilirsiniz belki. Ama yazacaklarım, bu soruların cevaplarına giden yol üzerinde, bir ışık açar belki sizlere...
Bir dil var olduğu ve nesilden nesile aktarıldığı sürece, o dilin kullanıldığı kültür var olur.
Dil, kültürel bir miras ve tarihsel bir zenginliktir.
Dil, bir kültürün taşıyıcısı, hatta aynasıdır.
Dil edinimi ve dil öğrenimi
Anadil edinimi ve öğrenimi, doğumla başlayan, bebeklik ve çocukluk dönemlerinde elde edilmesi gereken bir kazanımdır. Eğer evde o dili konuşan ebeveyn varsa ve sürekli o dille iletişim sağlanıyorsa "dil edinimi" gerçekleşir. "Dil öğrenimi" ise uzun soluklu ve üzerinde dikkatlice çalışılması gereken bir süreçtir.
Bir dilin korunmaması, yok olması, aynı zamanda tüm insanlığın, ortak geçmişinin bir halkasının kopması demektir. Bu anlamda, yıllardır çok büyük özveriyle çalışan insanlarımız vardı dil kurslarımızda. Ayrıca Düzce ve Erciyes üniversitelerinde açılan Çerkes Dili ve Edebiyatı bölümünü okuyan, bitiren öğretmen ve öğretmen adayları vardı. Mezun olduklarında eminim dil öğretimi alanında önemli başarılara imza atacaklar... Yıllarını dilin yaşaması ve yaşatılmasına adamış insanlarımız büyük bir alkışı hak ediyorlar.
Özellikle 0-6 yaş dönemi çocukların bir dile ilgi duymaları ve dili öğrenmeleri çok daha kolay. Bu dönemde çocuk, mümkün olduğu kadar çok uyaran kullanılarak dile "maruz" bırakılmalı.
Dil öğretimi çok küçük yaşlarda başlamalı.
Dile maruz kalmak, öğrenmeyi sağlar.
Dil temelden genele, basitten karmaşığa uzanan bir yoldur. Bu yol haritasının, eğitmenlerce farklı ve interaktif uyaranlarla desteklenmesi, öğrenmeyi keyifli kılacaktır.
Oyun, iyi olma halidir
Gerek anavatanda (Kafkasya) gerekse diasporada, anadili öğretimine yönelik basit resimli kitaplar, kelime kartları, kısa tekerleme kitapları maalesef yeterli değil.
Dil öğretiminde oyun en etkili araçtır.
Oyun, çocuğun dilini çözer.
Oyun, bir iyi olma halidir, yani iyileştiricidir. Çok sevdiğim bir cümle var:
"İnsanlar yaşlandıkları için oyun oynamazlar, oyun oynamadıkları için yaşlanırlar."
Biz yetişkinler için de durum çok farklı değil aslında. Büyüdükçe oyun oynamayı unuturuz.
Dolayısıyla her ne öğretilmek istenirse istensin, oyunlarla, tekerlemelerle, şarkılarla, ritimle ve kısa günlük konuşma dilini içeren diyaloglarla öğretilmelidir dil.
Burada tabii ki en önemli görev eğitmene düşer. Sadece materyal, kaynak eksikliğimiz yok. Altını çizerek söylemek isterim ki, dili öğretecek eğitmenlerin bu anlamda yetkin olması, vücut dilini, mimiklerini, sesini iyi kullanması, yaratıcı drama ve oyunlarla, müzik, şarkılar ve Orff tekniklerinin yoğun kullanıldığı ortamları hazırlaması, dile ilgi uyandıracak uyaranları bulup uygulaması gerekir.
En öncelikli yapmamız gereken şudur: Çocuğun ilgisini çekecek materyalleri hazırlamak ve dili farklı yöntem ve tekniklerle öğretmeye çalışmak. Bu anlamda kesinlikle '"Dil nasıl öğrenilir ve öğretilir?" sorusunun cevabını bulmaya çalışmamız gerekiyor. Eğitmen eğitimleri bu sorunun cevabına ulaşmada bana göre ilk basamak.
Anadilimizde oyunların oynandığı, bütün dillerin, kültür ve ulusların gerçek değerini bulduğu bir dünya umuduyla...
TIKLAYIN - KAFKAS ANADİLLERİ 2/Türkiyeli Osetler, anadili eğitimi ve çocuk edebiyatı
TIKLAYIN - KAFKAS ANADİLLERİ 3/Anadili ediniminde asıl önemli unsur, ailede konuşmak
TIKLAYIN - KAFKAS ANADİLLERİ 4/Alfabeden yoksunluk okuma ve yazmayı olumsuz etkiledi
(ŞK/AÖ)