Oy ve Ötesi 24 Haziran seçimlerinde 81 ilde seçim güvenliğini sağlamak için kolları sıvadı.
Oy ve Ötesi ile röportajımızın ilk bölümünde, Gözde Soytürk ile seçim kanunundaki değişiklikleri, seçmenin "oyuna sahip çıkma" çabasını, Oy ve Ötesi gönüllülerinin çalışmalarını konuştuk.
Röportaj yarın seçmen ve müşahitlerin sandık başında neler yapabileceği ile devam edecek.
* Oy ve Ötesi olarak erken seçim açıklamasını ilk duyduğunuz anı merak ediyorum. Şaşırdınız mı? Hazırlıklı mıydınız?
Hazırlıklarımız referandumdan sonra zaten başlamıştı ama sonuçta uzun bir hazırlık süresine ihtiyacımız var. Mobil uygulamalar yapılıyor, 81 il hedefimizi koymuştuk ama pilot denemelerimiz olacaktı. Ağustos dediklerinde, Ekim-Kasım gibi olur dedik ama Haziran’da olacağına dair mesajı beş kere üst üste okudum. Yani “hazırdık, bekliyorduk” diyemeyiz, ama şoku da atlattık. Sonuçta bildiğimiz bir süreç.
* Türkiye’de son senelerde çok sık sandık başına gittiğimiz için insanlar seçim enerjisini çabuk yakalıyor sanki.
Oy ve Ötesi kurulurken, beş senede bir seçim olur diye düşünmüştük. Dört senede yedinci seçime giriyoruz.
Seçmen ihbarıyla kolluğun sandığa gelmesi
* Seçim kanunlarında çok fazla değişiklik oldu. Bu değişikliklerden biri de, sandık başında herhangi bir uyuşmazlık şüphesi olduğunda, seçmenlerin kolluk kuvvetlerini çağırabilmesi. Eskiden sadece sandık başkanı çağırabiliyordu. Sandık başında çok fazla tartışma, kavga çıktığını da biliyoruz. Bu kanunun değişikliğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Seçmenin ihbarı” denildiğinde YSK’ya bir dilekçe verdik; bu ihbarı herhangi biri yapabilecek mi yoksa o okulda oy kullanan bir seçmen mi kolluk kuvvetini okula çağıracak? Şu anda bu konuda hiçbir sınırlama yok, yasal olarak “seçmen” deniliyor ama bu ihbarı yapacak kişinin seçmen olup olmadığına dair herhangi bir kontrol yok, ayrıca sahte ihbar durumunda bir yaptırım da yok. Yani asılsız ihbarların olması mümkün.
Ama burada önemli bir noktayı hatırlatmak gerekiyor: Kolluk kuvveti insanları sandık başından uzaklaştırma yetkisini ancak sandık başkanının talebiyle kullanabilir. Yani herhangi biri kolluk kuvvetini sandık başına çağırabiliyor ama sonrası için yetki tamamen sandık başkanında. Sandık başkanı, “Seçimi yürütüyoruz, uyuşmazlık çözüldü, kolluk kuvvetine ihtiyaç yoktur” diyerek kolluk kuvvetini eski görev alanına davet edebilir.
Sandıkların taşınması ve birleştirilmesi
* Bir diğer güncel sorun sandıkların taşınması ve birleştirilmesi. Sizce oy kullanılmasını etkileyecek mi?
144 bin seçmenin oy kullanacağı yerin değiştirileceğini açıkladılar ama nerede oy kullanacaklarına dair kararlar henüz açıklanmadı. “OHAL’de her şey güvenli ve seçim yapılabilir” denirken, 18-19 ilde birden sandık taşıma kararının verilmiş olması, seçmenlerin oy kullanmasını muhakkak etkileyecektir.
Örneğin 5 km taşındığı söyleniyor ancak bir dağ köyündeki 70 yaşında bir insanın, 5 km uzaklıktaki diğer dağ köyüne yürümesi mümkün değil. Ulaşım sağlanacaksa nasıl organize edilecek? Hiçbir açıklama yok.
Biz de ne gerekçeyle taşındığına ilişkin kararı bekliyoruz. O il ve ilçelerdeki saha organizasyonumuzu geliştirmek, taşınan ve birleştirilen sandıkları daha iyi gözlemlemek için şu anda çalışmalar yapıyoruz.
Mühürsüz oylar
* Bunlar dışında 24 Haziran’da yaşanabilecek bir sorun öngörüyor musunuz?
Mühürsüz oylar konusunda “Pusulaları mühürlemenin bir anlamı yok, zaten geçerli sayılacak” şeklinde yanlış bir algı yaratıldı. Kanuna göre bütün pusulalar ve zarflar mühürlenmek zorunda.
“İhmalen mühürlenmeyen pusulaların geçerli sayılacağına” dair bir kanun çıktığı için bu algı oluştu. Ama tüm pusulalar mühürlenmek zorundadır. Bu bahsedilen durum, seçmen sayısıyla pusula sayısı tutuyorsa ve oyların hepsi mühürlüyse, arada mühürleme sırasında hatalar içeren pusulaların kabul edileceğini söylüyor.
Sandık kurulu üyeleri, o sabah sandık başına gittiklerinde sandık tutanak defterine “Tüm pusulaları mühürledim” diyerek el yazısıyla beyan verecekler. Yani o sandıktan mühürsüz pusula çıkarsa ve seçmen itiraz ederse, pusulaların mühürlenmemiş olması bir suçtur.
* Referandumda olduğu gibi, YSK mühürsüz pusulaları kabul etme yönünde karar yetkisini kullanamaz mı?
Kullanabilir.
Gezici sandıklar
* Yatılı hastaların evlerine gidecek gezici sandıkları takip edecek misiniz?
Sandık kurulu var, iki kamu görevlisi ve beş siyasi parti kurul üyesi ve müşahitler olacak. O sandıklar açıklanmadı ama o sandıklar için de müşahit başvurusunda bulunacağız. O sandıklar, gün sonunda bir okula getirilecek ve o binanın son sandığıyla birleştirilecek ve oyun gizliliği için diğer sandıklarla birleştirildikten sonra açılacak.
İttifak oylarının sayılması
* İttifak oylarının sayılması sırasında bir tedirginliğiniz var mı?
Sayımı uzun sürecek gibi görünüyor. Seçmenler için bir bilgilendirme metni de hazırlıyoruz.
İttifak alanına 4-5 kere basılan mühür, hem siyasi partiye hem ittifak alanına yazıldığı sürece geçerli sayılıyor. Ama birden fazla mühür olduğu için sayım sırasında karışıklıklara ve seçmen sayısından daha fazla oy sayısı çıkmasına sebep olabilir. Aslında sağlaması çok kolay. Müşahitlerin çok iyi bilgilenmesi gerekiyor. Seçmenin tek bir mühür vurması, sayımı kolaylaştırır.
* OHAL altında seçim yapılması çok eleştiriliyor. Referandum da OHAL’de yapılmıştı. Oy ve Ötesi bunu nasıl deneyimledi?
Somut olarak “OHAL bizi böyle etkiledi” diyebileceğimiz bir verimiz yok. Ama soyut olarak bir psikolojik baskı yarattığı bilinen bir şey. Bizi de bu şekilde etkilediğini söyleyebiliriz.
Siyasi partilerin seçim güvenliğine bakışı
* Oy ve Ötesi siyasi partilerle iletişim halinde çalışıyor. Son senelerde siyasi partilerin seçim güvenliğiyle ilgili tavırlarında bir fark oldu mu?
Evet, özellikle de referandumdan sonra. Mühürsüz pusulalar tüm Türkiye’ye büyük bir ders oldu.
* Siyasi partiler sandıklara yeterince sahip çıkmadıklarını mı düşündüler?
“Daha iyisi olabilirdi”, her siyasi eminim bunu düşünmüştür çünkü tamamıyla şeffaf, adil, güven içinde bir seçim olmadı referandum. Bunun üzerine daha neler yapılabilir, şeklinde bir motivasyon var tüm partilerde.
* Türkiye Öncelik Haritasını yayınladınız. Bu haritada kırmızıların ağırlıkta olduğu görünüyor. Şu anda sandık güvenliği için yeterli sayıya ulaşılamayan kaç seçim bölgesi var?
Aslında ilçe sayısı olarak baktığımızda kırmızı ağırlıklı değil ama bu bahsettiğiniz durum yüzölçümüyle alakalı olabilir. Tabii kırmızı biraz dikkat çekiyor ondan da olabilir.
Sandık kurulları daha dün tamamlandığı için, yeterli sayıya ulaşılamayan seçim bölgesi sayısı henüz belirli değil. Siyasi partiler birçok yerde sandık kurullarını tamamladıklarını söylüyorlar ama biz bunu müşahit organizasyonumuzu daha da hızlandırdığımız son haftalarda belirlemiş olacağız.
Seçmenlere: “Şüpheniz varsa şikayet etmek yerine harekete geçin”
* Oy ve Ötesi’ne 24 Haziran seçimi için ne kadar başvuru oldu?
İlk bir haftada 11 bini geçtik. Oldukça yüksek bir sayı. Genelde ilk haftada 4 bin civarı başvuru oluyordu. Ama artık seçim herkesin gündeminde.
* Evet, seçim gerçekten herkesin gündeminde. Bir taraftan da, dışarıdan bakıldığında “oylara göz kulak olmak” için sivil bir girişim kurulması pek de “normal” bir durum değil, siyasi partiler ve kamu otoritelerinin bu güvenliği sağlaması beklenir. Ama son senelerde seçmenlerin “gerekirse sandığın üzerine otururuz” dediğini çok duyuyoruz. Hafta sonu Fenerbahçe seçimlerinde bile, Ali Koç’un sandık başında beklediğini gördük. İnsanların oylarına sahip çıkmak için bu kadar çabalıyor olmasını nasıl yorumluyorsunuz?
Bu çaba çok önemli. Maalesef toplumumuzda sadece seçimle ilgili değil, birçok konuda güvensizlik var. İnsanlar gözleriyle görmediği hiçbir şeye inanmayacak noktaya geldi. Anketlerde görüyoruz ki kimse seçime güvenmiyor.
Mesela gönüllülerimize soruyoruz; “Benim olduğum sandıkta hiçbir sorun yaşanmadı, gayet güvenliydi” diyor. Ama kendisinin olmadığı sandığı sorduğumuzda, kendisi de görev almış olmasına rağmen “Benim olmadığım sandıklarda mutlaka sorun yaşanmıştır” diye cevaplıyor. Bu maalesef artık oturmuş ve alışılmış bir algı haline geldi. Biz de bunun için mümkün olduğu kadar herkesin dahil olmasını, seçimlerle ilgili bir şüphesi varsa şikayet etmek yerine harekete geçmeye teşvik etmeye çalışıyoruz.
* Oy ve Ötesi olarak, bir teyit sistemi oluşturduğunuz ve paralel bir sayım gerçekleştiriyorsunuz. Daha önceki seçimlerde de açıklamalar yaptınız, raporlar açıkladınız, dilekçeler yazdınız. Peki sonunda ne oluyor? Bir şeyler değişiyor mu?
Öncelikli olarak caydırıcılık etkisinin çok fazla olduğundan eminiz. Bu çok büyük bir katkı. Şunu söyleyebilirim, 30 Mart 2014’te Oy ve Ötesi olarak gördüğümüz ilk seçim tablosuyla, şu andaki seçim tablosu arasında çok fark var. İnsanlar artık oy kullanmakta da, oy saymakta da çok daha bilinçli. Acı tecrübelerle öğrenilmiş bir süreç var.
Bir müşahit, sandık başında birçok şeyi değiştirebilir. Şimdiye kadar gönüllü müşahitlerimiz bilgileriyle sandık başında çok şeyin düzgün işlemesine katkıda bulundu. T3 sistemimiz birçok sistemi ortadan kaldırıyor. Uzaktan bir tuşla seçim sonuçları değiştiriliyor, gibi bir algı artık Türkiye’de olmamalı, çünkü şeffaf bir kontrol sağlıyoruz
Ama 46 ildeydik. Bu 46 ilde her ilçede değildik. Her sandıkta bilgili birileri olmadan, kanun ve genelgelerin düzgün uygulanmasını sağlamadan, seçimler güvenlidir diyebilir miyiz? Daha güvenli olması için elimizden geleni yapacağız, diyebiliriz. Bu bir süreç.
* Oy ve Ötesi gönüllüleri daha çok kimlerden oluşuyor?
Bir seçime katılanların yüzde 50’si bir sonraki seçimde de gönüllü oluyor. Sürekli yenilenen bir kitle var. Yüzde 67’si kadın. Eğitim durumu olarak yüzde 90’ın üzerinde üniversite mezunu. En yoğun yaş aralığı 25-40 arası.
* Neden daha çok kadınlar başvuruyor?
Kadınlar her zaman daha duyarlı. Belki daha cesur hatta. (ÇT)
YARIN: Oy ve Ötesi: Sandık Başında Müşahit ve Seçmen Ne Yapabilir