Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği iş cinayetinin yarın 3. yılı.
2015 yılında başlayan dava sürecinde sona gelindi. Mahkeme heyeti savcıdan 11 Temmuz’da mütalaasını vermesini istedi.
Aileler ve avukatları mahkeme heyetinin üzerinde baskı kurulduğunu ve açık açık tehdit edildiklerini belirttiler.
TIKLAYIN - SOMA DAVASI NE DURUMDA?
Demir: "Savcı mahkemeyi kilitledi"
Avukat Berrin Demir, bianet'e yaptığı açıklamada 11 Temmuz’da kararın çıkması gerektiğini söyledi.
“Savcının baskı nedeniyle mütalaa veremediğini düşünüyoruz. Bu da mahkemeyi kilitledi. Sanıklar dosyayı sulandıracak, mahkemenin karar vermesini engelleyecek şekilde taleplerde bulunuyorlar. Talebimiz 11 Temmuz’da bilirkişi raporları doğrultusunda bir karar çıkmasıdır.”
Çolak: "Kamu görevlileri yargılanmalı"
İş cinayetinde 26 yaşındaki oğlu Uğur Çolak'ı kaybeden kendisi de aynı ocaktan emekli madenci İsmail Çolak, kamu görevlilieri yargılanmadan adil bir yargılama olmayacağını söyledi.
“25 aydır adalet mücadelesi veriyoruz. Davalara gide gele hukuk öğrendik. Son 3 mahkemedir savcı mütalaa hazır demesine rağmen mütalaa vermiyor. Sanık ve sanık avulatları mahkemeyi sulandırarak zaman kazanmaya çalışıyor. Sanıklar önce sabotaj dedi. Sonra onu FETÖ’ye bağladı. Ama mahkeme heyeti bu iddiaları reddetti.
"Biz mahkeme başkanının vicdanlı ve başarılı olduğunu düşünüyoruz. Aileler olarak da acaba hakim ve savcı atamalarında mahkeme heyeti mi değiştirelecek kaygısı yaşıyoruz. Sanıklar mahkeme başkanını tehdit ediyorlar. Bu gücü nereden alıyorlar, bu güvenin arkasında kim var, bunlar sorgulanmalı. Öte yandan ‘Soma en güzel ocaktı’ diyen müfettişlerin hala yargılanmadığı bir ülkede yaşıyoruz. Kamu görevlileri dahil edilmezse adil bir yargılama olmayacak. Bu davadan ne sonuç çıkarsa çıksın eğer adalet varsa biz onu aramaya devam edeceğiz.”
işler: "Mahkeme üzerindeki baskı açık"
Avukat Evren İşler, mahkeme heyetinin açık açık tehdit edildiğini söyledi.
“Sanık Can Gürkan müdafiileri ‘sabotaj’ iddiası ile Manisa cumhuriyet savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulundular, önce başkanı sonra tüm heyeti reddettiler, duruşma salonunda açık açık ‘keser döner sap döner, gün gelir hesap döner’, ‘sizi HSYK'ya şikayet ettik, hakkınızda soruşturma açıldı’, ‘devletin en yüksek makamlarına başvurduk’ söylemleri ile heyeti tehdit ettiler.
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları, mahkemelerin hem yargı yapılanması içindeki diğer kurumlardan ve yargı makamlarından bağımsız olması gerektiğini hem de yasama ve yürütme erklerinden bağımsız olması gerektiğini belirtmektedir.
"Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi üzerinde baskı kurulmaya çalışıldığı ise artık çıplak gözle görülmektedir. İlk günden itibaren delillerle, sanıklarla ve ailelerle temas eden, madene inip keşif yapan heyetin karar vermesi son derece büyük önem taşımakta iken bunun önüne geçebilmek için yargılamanın uzaması için çaba harcandığı ortadadır.” (NV)