Fotoğraf: Emre Orman / csgorselarsiv.org
Haberin İngilizcesi için tıklayın
Erzurum'da Kuran kursunda 14 çocuğa "işkence suçundan" hapis cezası verilen kursun yöneticisi ile hizmetlisi, İstinaf Mahkemesi kararı ile tahliye edildi.
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nin Erzurum'da üstlendiği 14 oğlan çocuğuna yapılan işkenceyle ilgili davada çocuklara şiddet uygulayan yurdun müdürü ve hizmetli olarak gözüken ve belletmenlik yapan ve temizlik işini çocuklara yaptıran görevli hakkında "Çocuğa İşkence Yapma" suçundan dolayı Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açılmıştı.
Karar duruşmasında sanıklara yargılandıkları işkence suçundan değil, daha hafif sayılabilecek nitelikte eziyet suçlamasıyla 36 yıl ve 39 yıl hapis cezası verilmişti.
İstinaf Mahkemesi, tazminat ödenmesine de hükmetti.
Derneğin yaptığı açıklama şöyle:
ERZURUM KURAN KURSU DAVAMIZ HAKKINDA
— Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği (@oncecocukkadin) June 22, 2023
Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği olarak kamuoyuna çağrımızdır; çocuklarımızı yalnız bırakmayalım.
Öğretim birliği yasasını yok sayan, din eğitimi verme iddiasındaki bu kurumlarda yaşanan şiddete, istismara boyun eğmeyelim! pic.twitter.com/7mujQ5ey0x
"Mağdur çocukların beyanları daha önce Çocuk İzlem Merkezi'nde (ÇİM) kamera önünde psikologlar ve savcı huzurunda alınmıştı. Talebimiz doğrultusunda, çocuğun üstün yararı ilkesi gereğince, çocukların tekrar tekrar duruşmaya getirilmemeleri yönünde tarafımızca mücadeleler verilmişse de, işkence suçundan yapılan yargılamada, çocukların tekraren Adli Görüşme Odalarında (AGO) dinlenmelerine karar verilmiş, mahkemenin verdiği bu hatalı karar nedeniyle toplumsal baskı altında kalan bazı veliler ve çocuklar şikayetlerinden vazgeçmişlerdir.
"Bugün bir üst mahkemenin kararı, 'sanıkların tüm aşamalarda atılı suçu kabul etmemeleri karşısında tek delilin mağdurların beyanları olduğu, mağdurların hazırlık beyanları ile kovuşturmada alınan beyanlarının farklı ve çelişkili olduğu, mağdurların yaşları itibariyle çelişkilerin somut şekilde giderilemediği, mahkememin ''manevi değerler ve ailenin içinde bulunduğu sosyokültürel yapı neticesinde eylemlerin Kur'an kursunda meydana gelmiş olması ve sanıkların Kur'an kursu hocası olması nedeniyle eylemlerin mağdur tarafından haklı bir zemine oturtulduğu, mağdurun 'hocadır, yapar' gibi kelimelerle eylemleri normalleştirdiği ve bu doğrultuda ifade verdiği'' kanaati ile mağdurların soruşturma aşamasındaki beyanlarına itibar edilmiş ise de; bu hususun eziyet suçunu oluşturacak nitelikte süreklilik arz eden sistematik eylemlerin var olduğu kabulünün gerekçesi olamayacağı, mağdurların kovuşturma aşamasında beyanlarında geçen, münferit nitelikte olduğu anlaşılan ve eziyet boyutuna varmayan kasten yaralama ve hakaret iddialarına ilişkin subutu halinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eylemin eziyet suçunu oluşturduğundan bahisle, suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının kanuna aykırı olduğu" gerekçesiyle bozduğunu öğrendik.
"İstinaf mahkemesinin "münferit nitelikte olduğu anlaşılan ve eziyet boyutuna varmayan kasten yaralama ve hakaret iddiaları" şeklindeki değerlendirmesi hukuken son derece yanlıştır. Zira mahkemenin "münferit olaylar" diyerek masumlaştırdığı durum ileri derecede fiziksel ve psikolojik şiddettir.
"Kararın bozulması, çocuğun üstün yararı ilkesinin çiğnenmesidir. Erzurum ve çevre illerde daha yoğun olmakla birlikte ne yazık ki birçok kuran kursunda veya benzer dini eğitim görülen yerlerde, çocuklarımızın benzer istismar ve şiddet olaylarına maruz kaldıklarını biliyoruz. Ancak çocuklar ve aileleri şikayet edemiyor veya yoksul ve güçsüz oldukları için şikayetlerinden vazgeçiyorlar. Biz benzer olayların tekrar yaşanmamasını bütün hukukçuların istediğini samimi olarak biliyoruz. Yasalar, çocuklarımızın hırpalanmalarını değil, korunmalarını amaçlamalıdır. Karar aynı zamanda çocuklarımızın adalet inancını da sarsmaktadır."
(AÖ)